mhamdiguner@hotmail.com
MALAZGİRT VE 30 AĞUSTOS ZAFERLERİMİZ VE ÜLKEMİZİN KORUNMASI
29 Agustos 2020 11:31:21
Günerle Cuma Sohbetleri
Her iki zaferimiz de 26 Ağustos’ta başlamıştır. Malazgirt zaferi ayni gün elde edilmiş ama diğeri beş gün sürmüş 30 Ağustos’ta kesin galibiyet sağlanmıştır. Malazgirt zaferinden önce Kars’ta bulunan Ani kalesinin fethi tam bir mucizeydi.
Selçuklu Komutanı Muhammed Alpaslan Anadolu’nun fethine girişebilmek için çevreyi emniyet altına almak istemiş ve bu nedenle Ani kalesini almayı planlamıştı. Fakat kale çok dayanıklıydı. Nihayet Muhhammed Alpaslan bir gece “Ya Rabbi bu kaleyi almazsam Anadolu’nun fethini gerçekleştiremem, ne olur bana bu kalenin fethini kolaylaştır” diye dua etmiş ve o gece kalenin bir duvarı yarılmış ve Selçuklu askerleri oradan girerek kale l064 yılında zapt edilmiştir. Bundan tam yedi yıl sonra Malazgirt zaferi gerçekleşmiştir. Ani kalesinin fethinde Sultanın duası, Malazgirt seferinde ise Abbasi Halifesinin tüm cemilerde Selçukluların zaferi için dua edilmesini emretmesi üzerine tüm cami hutbelerinde Muvahhit askerlere yapılan duanın etkili olduğunu görüyoruz.
Muhammed Alpaslan 26 Ağustos 1071 günü Cuma namazını kıldırırken “evlatlarım şu anda Halifenin emriyle tüm camilerde bizim zaferimiz için dua yapılmaktadır; zaferden hiç şüpheniz olmasın” demiş ve kefeni andıran beyaz bir elbise giyerek” Bugün burada komutan yok komuta Allah’ındır; ben de sizin gibi neferim” diyerek askeri galeyana getirirken çelimsiz Şadi denilen bir geri hizmetler eri “Sultanım! Ben hep geri hizmetlerde çalıştım. Şimdi cephede savaşmak istiyorum” dileğinde bulununca askerler arasından sesler yükselmiş ve Şadi’nin ön safta olması aleyhimize olur, aramızda ezilir veya düşmanlarca gafil avlanır. Biz de onun cesediyle meşgul olmak zorunda kalırız” şeklinde itiraz” etmelerine Muhammed Alpaslan’ın verdiği cevap şöyle olmuştur:
“Hayır! O bu defa ön saflarda çarpışsın; belki de düşman komutanını bu esir edecektir”. Gerçekten savaş 6 saatte bitmiş ve “200 bin kişilik Bizans ordusu komutanı Romen Diyojen’i Çelimsiz Şadi esir almıştır. Böylece Muhammed Alpaslan’ın kerameti de ortaya çıkmıştır.
Bu savaşta Müslümanlar 40 bin kişi olup bunların en az 10 bin kadarının Müslüman Kürt kardeşlerimizin olduğunu da ilave etmeliyim. Yani Anadolu’nun kapılarını açan bu zaferde Büyük çoğunluğu Müslüman Türkler teşkil ederken başka Müslüman ırklardan da askerler olduğu gibi Müslüman Kürtler de büyük kesimi temsil ediyordu.
İşte bu nedenle diyoruz ki Anadolu’nun kapısı Müslümanlar tarafından ve Abbasi Halifesinin talimatıyla tüm İslam aleminin duasıyla açılmıştır. Bu nedenle bu vatanda Müslümanca yaşamalıyız. Aksi halde İslam sayesinde kazandığımız bu ülkede İslam’a aykırı bir şekilde yaşamaya devam edersek onu kaybedebiliriz
30 Ağustos zaferinin başlama tarihinin de 26 Ağustos’a denk getirilmesi aynı ruhun taşındığına işaret ediyordu. Ve Dumlupınar Meydan Muharebesinin sonunda 9 Eylüle kadar tüm düşman kuvvetleri Ege denizine dökülmüş ve ülkemiz kurtarılmıştır. Eğer İslami aşk ve gayelerle alınan ve kurtarılan bu ülkede İslam’a aykırı bir şekilde yaşamaya devam edersek onu koruyamayız.
İslam dışı yaşantılar yanında birçok İslam dışı muameleler de var ülkemizde. Örneğin 18 yaşından önce evlendiler diye birçok gencimiz hapiste dururken bu yaşın altında olanların kurduğu cinsel ilişkiler, yani zina serbest. Yine aralarında ihtilaf olan eşleri barıştırmak mukaddes kitabımız Kur’an-ı kerimin emri iken şimdi bunları barıştırmak suç olarak yer almış kanunlarımızda. Bu çarpıklıklar düzelmeden ülkemize huzur gelmeyeceği gibi korunmamız da çok zor olacaktır. Bizden uyarması!
Hamdi GÜNER/Emekli Müftü
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com