mhamdiguner@hotmail.com
MUTFAKTA İKTİSAT VE SAĞLIK
11 Eylül 2020 13:02:24
Günerle Cuma Sohbetleri
İktisat ölçülü ve tutumlu olmak demektir. Bunun zıddı israf ve tebzirdir. İsraf gereksiz yere harcama iken tebzir saçıp savurma yani savurganlık manasına gelir ki her ikisi de dinimize göre haram yani yasaktır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Araf suresi 31.ayet-i kerimesinde Yüce Rabbimiz: “Ey Adem oğulları her mescidin yanında (secde etme ibadet yapma zamanında) süslerinizi yani giysilerinizi alınız (kuşanınız); yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz; O (Rabbiniz) israf edenleri sevmez” buyururken Esra suresi 26 ve 27.ayetlerinde: çok yakınlık sahibi olana, yoksullara ve yol oğluna hakkını ver, ama saçıp savurma; saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir, Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür” emir ve yasaklarını ortaya koymuştur.
Bu ayet-i kerimeleri mutfağımızda kılavuz edinecek olursak birçok ilke ile karşılaşırız. Yakacağımız ocağı nasıl yakacağımızı, buzdolabını nasıl kullanacağımızı, nasıl ve ne kadar yemek yiyeceğimizi ilkeli bir şekle koyabiliriz.
Gaz ocaklarını yakarken dikkat etmezsek gazı israf etmekten öte sağlığımızı da tehlikeye atmış oluruz. Ocağı tutuşturan düğmeyi çevirirken dikkat edilmezse ocak hemen tutuşmaz ama gaz çevreye yayılır. Özellikle kullanıcı bu gazı teneffüs eder ki zehirlidir; öldürmez ama zarar verir. Yanarken de düğmeyi fazla çevirir de ateş fazla çıkar ve üzerindeki tencere veya tavanın dışına taşarsa hem gaz israf edilmiş olur ve hem de çevresindeki havayı yaktığı için mutfağımızdaki hava gazlı bir duruma gelir ki bu da sağlık için zararlıdır. Bu nedenle ateş, üzerindekinin dışına taşmamalı, hatta biraz içerde kalmalıdır.
Semaveri kaynatıp üzerindeki demlik de yeteri kadar buğulandıktan sonra ocak söndürülüp çay bardaklara dökülmek üzere demlik semaverden alınırken hemen kenara çekilmemeli, semaver üzerinde yassı bir durumu getirilip altında birikmiş damlacıkların dışarı ve özellikle ocak üzerine değil semaver üzerine düşmesi sağlanmalıdır. Bu hem ocak ayaklarının paslanmasını önler ve hem de çevreyi nemlenmekten korur. Rutubetli yörelerimizde bu önemlidir. Birçokları bardakları doldururken önce demi, sonra semaverdeki suyu dökmektedir. İşte bu arada Semaverdeki suyun buharı havaya çıkıp dağılmakta ve odamızın nemini artırmaktadır. Nemin fazla olmasının sağlığımıza zararlı olduğu bilinmektedir. Bu nedenle demlikle semaver birlikte bardağa ölçülü bir şekilde dökülüp havayı nemlendirmesi ve semaver suyunun boşuna eksilmesi önlenmiş olur.
Buzdolabının kullanılmasına gelince: Dolabın kapısını açmadan önce içinden nelerin alınacağı iyice kararlaştırılır ve dolap açıldıktan sonra fazla açık tutulmayarak hem dolabın daha fazla çalışması önlenmiş olur ve hem de dolaptan yüzümüze çarpan soğuk havanın vereceği zarardan korunmuş oluruz. Bu hususa dikkat edilmezse sinüzit olma ihtimali olduğu zaten sinüzit olanların bu hastalığı ileri bir safhaya çıkabilir.
Yemek tabaklarının dibinde artık bırakılması da israftır. En azından mekruhtur(sevimsizdir). Halbuki Peygamberimiz sahanların dibinde bir şey bırakılmamasını emretmiştir. Bu hususa riayet edilirse tabakları yıkamada fazla suya gerek olmayacağı gibi çevre kirlenmesini önleme bakamından da faydalı olacaktır.
Birikmiş ekmek kabukları da bir problemdir. Onların atılması da israftır. Bunları herkesin, özellikle diş durumu iyi olmayanların yemesi zordur. Ama bunlar yemeğin sulu tarafına konulup biraz beklenirse çok rahat yenilebilirler. Bilhassa çayın içine atılırsa lokum gibi olurlar. Belki tadı biraz azalır ama gıdası aynıdır. Burada hissimizi değil mantığımızı öne çıkarmalıyız.
Fazla yemek de doğru değildir. Peygamberimiz (sas): “İlle de fazla yemek istiyorsanız midenizin üçte birini doldururken üçte birini su için, diğer üçte birini de hava için boş bırakınız” buyurmuştur. İyi bilinmelidir ki bu ölçünün dışında fazla yenildikçe yemeğin hazmi azalır. Mesela “Bir tabak yiyen onun birçoğunu hazmederken iki tabak yiyen ancak üçte ikisini, üç tabak yiyen ise yarısını hazmeder” diyebiliriz. Yani yediklerimiz de israf edilmiş olur. Yazımızı noktalarken Peygamber efendimizin: “İktisat yapan fakir olmaz” sözünü hatırlatmış olalım. M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com