Doktorlarımızı coronaya karşı ilaç ve etkili, emniyetli aşı bulmaya davet ederken ben de ona karşı çeşitli dualar bulmaya çalışıyorum. Bu gece bulduğum dua bilimsel olarak “Müsebbiha” dediğimiz ‘Sübhaneke’dir

Müslümanlar namazların başında ‘Sübhaneke’yi okumakla: “Allahım seni teşbih (takdis ve tenzih) ediyorum. Seni överek de tesbih ediyorum; Yani sana, senin yaptıklarına, senin kitabına ve yine senin peygamberine toz kondurmam. Senin ismin mübarektir, yani senin adının anıldığı yerlerde bereket (çok iyilikler) oluşur. Senin büyüklüğün yücedir (aşkındır), sen süfli ve adi hiçbir şey yapmazsın. Seni övmek (sena etmek) de büyüktür, yani seni öldürücülüğün ile övmek dahi büyük ve parlak bir iştir; çünkü sen ölmesi veya öldürülmesi gerekini öldürürsün. Senden başka ilah yoktur” demiş olurlar.

Dikkat edilecek olursa burada bir istet (dua) yoktur. Bu ifadelerin hepsi bir ilan ve itiraftır. Yani Müslümanlar kıldıkları her namazın başında  ‘Sübhaneke’ yi okumakla Allah’ın ve onun dininin kusursuz olduğunu, onu övmek gerektiğini, onun adının anılmasının bereket (çok hayır) getireceğini, O’nun öldürmesinin de övülecek bir iş olduğunu ve ondan başka ilah olmadığını itiraf ve ilan etmiş oluyorlar.

İşte burada yapılan altı itiraf ve ilanların altıncısı koronaya karşı bir dua niteliğindedir. Orada Allah’ın, Rabbimizin ilah olduğunu söylüyoruz. İlah ise bazı tercümelerde yazıldığı gibi sadece ibadete layık olan veya kanun koyucu manasında değil ayrıca “sığınak” manasına de gelmektedir. Mevlana Celaddin Rumi “Mesnevi” sinin birçok yerinde ilah kelimesini “sığınak” manasında kullanmıştır.

Öyleyse bütün Müslümanlar namazın başında Müsebbiha’yı okuyup sonunda “Ve la ilahe ğayruk” derken Rabbimizin sığınak olduğunu ifade etmiş oluyorlar. Şu halde bu ifadeyi kullanırken içlerinden veya daha önceden, hatta sonradan dilleriyle “Allahım senden başka gerçek sığınak yoktur, ben de sana sığınıyorum, beni koru” derlerse her namazın başında tüm tehlikelere ve mikroplara karşı dua yapmış olurlar.

Ancak her namazın başında “seni takdis (tenzih ve takdis) ederim” dediği halde Allah’ın kitabına (Kur’an-ı kerime) hakaret edenlere gereken tepkiyi göstermeyen, Kur’an-ı kerimde kadınların başlarını bile örtmeleri emredilirken dekolte kıyafetli, hatta cinsel duyguları daha tahrik edici resimleri yayınlayan gazete ve mecmuaları alıp evine getirirse, veya müşterisi olduğu kafelerde o biçim gazeteleri gördüğü halde kafe sahibini medeni ölçüler içinde uyarmıyor veya tepki göstermiyorsa.

Yine Sübhaneke’yi okurken “Seni överek de teşbih ederim” dediği halde Allah’ın kitabında yasak ettiği en büyük günahlardan olan zina ve livata’yı (homoseksülliği) serbest eden, Kur’an-ı kerimde  “Araları açılan karı-kocayı her iki taraftan birer hakem belirleyerek barıştırın” emri verildiği halde onları barıştırmayı yasak eden kişi ve kişileri överse.

Yine namazın başında “senin ismin mübarektir, senin adının anıldığı yerde bereket (çok hayır ve bolluk) olur” dediği halde İslam düşmanı kişilerle şeref duyduğunu söylerse veya söyleyen kişilere tepki göstermezse.

Yine har namazın başında “Senden başka gerçek sığınak yoktur” dediği halde ona buna sığınmaya çalışan, hatta Avrupa Birliğine girelim onlara sığınalım, buna mecburuz diyenlere tepki göstermezse değil ‘Sübhaneke’ yi okumak daha nice duaları okusa kabul olmaz, değil koronadan, hiçbir mikrop ve tehlikeden gerçek manada  korunamaz.

Evet… ilmi olarak “Müsebbiha ve misbaha” dediğimiz itiraf ve ilanımız corona’ya veya Covid-19’a karşı kalkan olabilir ama o itiraflara uygun davranma şartıyla. Sağlık ve esenlik için kalınız!                                 

M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü