mhamdiguner@hotmail.com
GECE GÜNDÜZ TUZAK KUREANLARA KARŞI MÜCERRET HATİMLERLE Mİ KARŞI KOYACAĞIZ?
16 Mart 2021 08:46:19
Günerle Cuma Sohbetleri
Günümüzde İslam düşmanları bizi yoldan çıkarmak için çeşitli tuzaklar kurmuşlardır. Her gün yeni bir tuzak icat ediyorlar. Televizyonlardaki spikerlerin Allah rahmet eylesin demeleri dahi bilerek veya bilmeyerek tuzak olabilir. İslam’a tamamen zıt bir kıyafetle sunuculuk yapanların Allah demesi bizleri aldatmasın. O kanallarda dinimize karşı ne filimler çevriliyor, ne dümenler döndürülüyor.
Sebe’ suresinin 33. Ayet-i kerimesinde mustaz’afların mahşerde müstekbirlere karşı söyleyecekleri çok önemli bir uyarı niteliğindedir. Orada Yüce Rabbimiz şöyle bildiriyor: “Mustazaflar müstekbirlere ‘(itirazlarınızın aksine) siz bize gece gündüz tuzak yapıyordunuz, çünkü bize Allah’ı inkar etmeyi ve ona ortak tutmayı emrediyordunuz diyecekler ve azabı görünce de pişmanlıklarını gizleyecekler”
Önümüzde Mübarek Ramazan ayı geliyor. O zaman yine kuru kuruya hatimlerle mi yetineceğiz? Daha önce Çanakkale zaferinin kutlaması var, onun için yine 25000 hatimle birçok insanı meşgul mü edeceğiz.
Müstekbirler büyüklüklerini kaybetmemek için bizleri zayıf bularak bu za’fiyetimizi devam ettirmek için bizi boş veya faydası çok az şeylerle meşgul etmek isteyeceklerdir. Bu durumda bize düşen soyut hatim yapmak değil Kur’an-ı kerimden mesajlar çıkarmaktır.
Önceki yıllarda söylediğim gibi yine yazıyorum. Kur’an-ı kerimi mücerret hatmetmek yerine 250 kişi (sayı önemli değil, daha az olabilir) görevlendirip günümüz tehlikelerine karşı kutsal kitabımızdan gerekli uyarılar çıkarılmasını temin etmeliyiz. Bu uyarılar pandemi dolayısıyla bir salonda açıklanamazsa da sanal ortamda herkese ulaştırılabilir.
Yukarıda mealinin bir kısmını verdiğimiz Ayetin sonunda “Biz kafirlerin boyunlarına bukağılar koyarız, onlar ancak yaptıkları sebebiyle cezalandırılır” uyarısı bizi de ilgilendirir. Yoksa bazı tuzakları inkar eder gibi görmezden geldiğimiz için bizim de boynumuza bukağı mı konuldu da kurtuluş reçetelerini göremiyoruz veya anlayacağımız reçeteleri okumuyor muyuz?
Nisa suresinde Yüce Rabbimiz “Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Allah’tan başkasından olsaydı orada birçok çelişki bulurlardı” uyarısı sadece kefirlere olmasa gerek. Muhammed suresi 24.ayetinde Yüce Allah (cc): “Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı, yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?” uyarısı bizleri de bağlamaktadır. 22 ve 23.ayette: ”eğer arkanızı dönerseniz yeryüzünde bozgunluk yapmaya ve akrabalık bağlarını koparmaya mı yaklaşacaksınız? Böylelerine Allah lanet etmiş ve onları kör ve sağır etmiştir” uyarısı var ki Müslümanlar da önlerine konulan Kur’an nimetinin mesajlarını ortaya çıkarmadan okuyup geçmeleri küfran-ı nimet olduğu için onların da basiretleri mi kapatıldı?
Mü’minun suresi 68.ayeti-i kerimesinde “Sözü (Kur’an-ı kerimi) düşünmediler mi, yoksa önceki babalarına gelmeyen mi geldi onlara?” şeklinde geçen ilahi soru bizi de uyarıyor. Sözü anlamak onu kendi anlayacağımız tercüme ve tefsirini okumak veya dinlemekle mümkündür; yoksa anlamadan dinlemek müzikle tedavi etmekten öte geçemez.
Öyleyse… gelin sevgili Müslümanlar Kur’an-ı kerimi anlamadığımız Arapçasından çok defa hatmetmek yerine anlayacağımız bir şekilde tefsir ve tercemesinden okuyalım veya tefsir ve tabirlerini dinleyelim.
M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com