Kur’an-ı Kerimi okumaya başlarken “Rahman (olan Allah)’ın rızası, iman sahiplerinin kabirlerinin aydınlatılması, üzerinde Rahmanın rahmetinin olmasını istediğimiz mahlukatın efendisi ve elçilikle görevlendirilenlerin  ayı (yıldızı) ve ilahi kattan haber getirenlerin efendisi (güneşi) nin ruhunu ve iman sahiplerinin kabirlerini aydınlatmak, şeytanı kovmak, günahları düşürmek, tevbenin (hakka yönelmenin) kabulü ve derecelerin yükseltilmesi, cehennemden kurtuluş ve imanın bekası, Rahmana (sana) kavuşmak için ‘ey merhamet edenlerin en merhametlisi senin rahmetinle Kur’an okumaya niyet eyledim. Tüm övgüler alemleri (kainatı) düzene koyan Allah içindir” dedikten sonra:

“Allahım! Onu (Kur’an-ı kerimi) hak ve dakik (incelikli) olarak indirdin, O da hak ve dakik olarak indi. Allah&ım ona (Kur’an-ı kerime) rağbetimi büyüt, onu gözüm için nur, göğsüm (kalbim) için şifa eyle. Allahım onunla dilimi süslendir, onunla yüzümü güzelleştir, onunla bedenimi güçlenrir.ve beni gece anlarında, gündüzün taraflarında sana saygı üzerine okumakla azıklandır. Ey celal (azamet) ve ikram sahibi ve ey merhamet edenlerin en merhametlisi! Rahmetinle  Beni Nebi (haber getiren) Muhammed ile beraber haşret (mahşerde bir araya getir), ona ve onun hayırlı ve çok iyi ehline (bizim de içinde bulunduğumuz ailesine) selamet ver” Şeklinde bazı cümle düşüklükleriyle dualar yazılmış ve okunmaktadır, Bu dualardan ifade tarzındaki hatalara takılmadan birçok mesaj çıkarabiliriz.

Her şeyden önce Kur’an-ı kerimin okunmasında şeytanı kovma düşüncesi vardır ki bu yapılabilirse Kur’an-ı kerimin şeytanla ilgili uyarılarına uyulmuş olur. Günahların düşürülmesi için okunduğunu göre de okuyanın bir daha günah yapmama gayreti söz konusu olacaktır ki bu da büyük bir kazanımdır.

Tevbenin kabulü için^” ifadesi de kullanıldığından artık bu duayı okuyan kişi daima Allah’a ve hakka yönelik yaşayacaktır. “Derecelerin yükseltilmesi” ifadesini de  kullandığı için daima hak yanında derecesinin yükseltilmesi için doğru adımlar atacaktır ki bu doğru adımlar onu halkın iyileri yanında da itibarlı bir hale getirilecektir.

Cehennemden kurtuluş isteğini de dile getirdiği için daim cehenneme götüren yollardan uzak duracaktır, imanın bekasını da hedeflediği için inancı sarsılmayacak, Rahman’a kavuşmayı da gaye edindiği için her an Allah ile bir arada olduğu şuuruyla hareket edecek ve tüm hareketlerini İslam’a uygun olarak yapacaktır.

“Tüm övgüler kainatı dizayn eden Allah içindir” ifadesini de kullandığı için daima Allah’ı ve onun kurallarını övecek ve Allah’ın dışında öveceği kişileri de Allah için öveceği için manfaat ilişkisi dolayısıyla kötü hiçbir kimseyi övmeyecek ve kötülerin önünü açmayacaktır.

“Allahım! Kur’an-ı kerimi hak ile indirdin” dediğine göre de Kur’an’-ı kerimin her beyanının hak ve dakik olduğunu bilerek ona uymaya onu uygulamaya çalışacaktır. “Kur’an-ı kerime rağbetimi artır” ifadesini de kullandığı için daima ona rağbet edecek, anlaşılmadan sadece Arapça okunmasıyla yetinmeyecek, açıklanmasını isteyecek ve kendisi de onu tercümesiyle birlikte okumaya çalışacak ve Kur’an-ı kerimde ne var ne yok öğrenecektir, Kur’an okuyan cahillerden olmayacaktır.

“Onu gözüme nur (aydınlık) eyle” duasını yaparken “ayn” değil de “basar” kelimesini kullandığı için basiretinin yani kalp gözünün açık olmasını istemiş olacak ve bütün meseleleri (sorunları) vicdanlı bir şekilde çözmeye çalışacaktır. Zaten bu ifadenin arkasından “onu göğsüme” şifa kıl” demiştir ki göğüsteki kalbine şifa olmasını istemiştir. Bu nedenle kalbine şifa olan Kur’an orada kötü niyetlerin barınmasına imkan vermeyecektir.

Bu duada “onunla dilimi süslendir” ifadesiyle de konuşmalarında Kur’an-ı kerimden aktarmalar bile yapabilecektir. “Onunla yüzümü güzelleştir” isteği ise Kur’an-ı kerime uygun davranacağı için daima yüzü ak çıkacaktır. “Onunla cesedimi/bedenimi güçlendir” duası da Kur’an-ı kerimin gösterdiği şekilde yaşayacağı için gerçekten bedeni de sağlıklı olacaktır.

“Sana itaat etmek üzere beni onu gece gündüz okumakla rızıklandır” ifadesi de her fırsatta onu okuyacağına söz vermektir ki bu sözü yerine getirdiği takdirde hiçbir zaman boş şeyleri okumakla vakitlerini öldürmeyecek, daima faydalı yazı ve kitapları okuma adetini edinmiş olacaktır ki artık bu Müslüman rotasını tam doğrultmuş, yani sırat-ı müstakim’i  bulmuş demektir; Allah ona selamet ve saadet verecektir.

Duası bu kadar uyarıcı olan Kur’an-ı kerimdeki uyarılar dikkate alınırsa ne meziyetlerin elde edileceğini düşünün.