9 Ağustos 2021 ve Muharrem 1 itibarıyla Hicri 1443 yılına girmiş bulunuyoruz. Kur’an-ı kerim Tevbe suresi 37 ayet-i kerimesinde yüce Rabbimiz ayların sayısının kendi katında 12 olduğunu, onlardan dördünün (harp yapılması) haram aylar olduğunu ve o aylarda (harp yaparak) kendimize zulum (haksızlık)  etmememizi emretmektedir.

Muharrem ayının çeşitli özeliklerinden bahsedilebilir.  Yılda dört ayın savaş yapılması haram olan bir dinin ancak barış dini olabileceği rahatlıkla söylenebilir. Hatta Haram ayların hepsinin peş peşe olmayıp zilkade, zilhicce ve Muharrem’in peş peşe olmasına rağmen Recep ayının beş ay sonra getirilmesi. Harp ilanını daha da zorlaştırmaktadır. Çünkü Müslümanlar Recep ayında savaş yapamayınca arkasından Ramazan geleceği için Şaban ayında da savaşa başlamazlar. Ramazan ayında ise bir taktik olmadıkça yine harbe başlamayacaklarına göre senenin 7 ayında harp yapmak ertelenecektir. Böylece yılın çoğunda harbe başlamaları uygun olmayan Müslümanların barıştan başka bir yol seçmeyecekleri gerçeği İslam’ın harp dini olmadığını ortaya koyar.

Ben burada inanç takviyesi yaptığı için ayet-i kerimede 12 ayın belirtilmesi üzerinde durmak istiyorum. Yüce Mevla aynı ayet-i kerimede “yer ve gökleri yarattığı zamandan beri ayların sayısının 12 olduğunu” ifade etmesi bizleri astronomik bir gerçeğe götürmektedir.

Ayalar ve dolayısıyla senenin günleri dünyamızın güneş etrafından dolanmasıyla meydana gelmektedir. Eğer dünyanın güneş etrafındaki dolanımı yavaşlayacak olsaydı senenin günleri 365 te kalmaz artar da artardı.

Dünyanın kendi etrafındaki dönme hızı saatte 1666 kilometre iken Güneş etrafında dolanma hızı saatte 108 bin kilometredir. Bunlarından birinin hızının artması dengeyi bozacağı gibi ikisin artması da bozar. Yavaşlamaları ise başka problemler getirir.

Kendi etrafında 1666 km hızla dönen dünyanın hızının artması günlerin çık kısa olmasına. Güneş çevresinde dolanma hızının artması ise günlerin sayının azalmasına sebep olur. Yani karma karışık bir astronomi ile kar karşıya gelirdik.

Böyle bir şey olmadığına göre ne dünyanın kendi çevresinde dönmesi ve ne de güneş çevresinde dolanması hızında bir artış veya eksilme olmamaktadır.

İşte önemli soru burada karşımıza çıkmaktadır. Dünyayı aynı hızla kendi çevresinde döndüren güç nedir? Ve yine çevresi 40 bin kilometre olan dünyanın güneş çevresindeki hızını kim sabit tutmaktadır. Dünya hangi jeneratöre bağlıdır ki o jeneratör durmadan çalışmakta ve dünyamızı güneş etrafında aynı hızla dolandırmakta ve yine kendi etrafında aynı hızla dönd7ürmektedir.

Bu sorunun cevabı dünyayı kendi etrafında aynı hızla döndüren de, güneş etrafında da hazla dolandıran Allah’tır. Bunun başka bir cevabı olamaz.

Öyleyse insanlar dünyamızı aynı hızla hem kendi etrafında ve hem de güneş etrafında değişmeyen hızlarla döndüren veya dolandıran Allah’a ne kadar şükretsek azdır.

Şu halde dil ile yapılacak şükürle görevimizi yapmış olamayacağımıza göre onun tüm emirlerini yaparak, yasaklarından kaçarak ve Kur’an-ı kerimdeki kıssalarından hisse alarak ve Peygamberinin da sözlerini tutarak kulluk görevimizi yapmağa çalışmalıyız.

Hocalarımız Muharrem ayının girişiyle bu gerçeği de cemaatlerine duyurmalı, iman takviyesi yapmalıdırlar.

Bu düşüncelerle yeni Hicri yılınız mübarek olsun. M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü