MUTLU EVLİLİK MÜMKÜN MÜ?
15 Ekim 2021 10:58:37
Zor ama tabi ki mümkün;
Günümüz Türkiye’sinde hala bölgeler, iller arasında o kadar derin kültür ve anlayış farkları var ki. Bu nedenle ben evliliklerin kendi töre ve adetleri içinde yapılmasını isterim. O zaman ailelerin arasındaki çatışma en aza inecektir.
Aynı ilde yaşayan biri köyde yetişmiş biri şehirde yaşamış iki gencin evliliği bile birkaç yıl sonra sorunlara sebep olacaktır.
Erkeğin aldığı lise tahsili, yetiştiği aile ortamı ve köy yöresi, Şehirde büyüyen ve üniversite bitirmiş kızımızla aile olduktan sonra sıkıntılar başlamaktadır. Erkek genelde kendi gibi lise mezunu ve köyde büyümüş bir arkadaş çevresi edinmekte, kız ise öğretmen olduğu için ve şehirde büyüdüğü için kendi gibi arkadaşlar edinmektedir. Bir süre sonra ortak hiç arkadaşları kalmadığını fark eden çift ne yazık ki artık kendi hemcinsleri ile yalnız takılmak zorunda kalmaktadırlar. Bu da aile birliğini bozmaya yetmektedir.
Kısaca diyebilirim ki atalarımızın dediği gibi davul dengi dengine ötmelidir. Ancak o zaman mutlu bir evliliğin devamından söz edebiliriz.
Evlilik öncesi çiftlerin birbirini tanıması çok önemlidir. Bu dönem ister flört dönemi olsun, ister söz ya da nişanlılık dönemi olsun erkek ve kız birbirini tanımalıdır. En az 6 ay sürmesi gereken bu dönemin çok sağlıklı bir tanıma süreci olması her zaman mümkün olmayacaktır. Özellikle 18-26 yaş civarında öncelikler sevgi ve aşk üzerine olacağı için her iki tarafta olumsuzlukları göremeyecektir. Bu dönemde hem erkek hem de kızımız çoğu zaman rol yapacak ve gerçek karakterini asla ortaya çıkarmayacaktır.
Erkek son derece kibar, anlayışlı ve kültürlü bir kimliğe bürünürken, kızımız nazik, sessiz, anlayışlı ve çok becerikli bir profil çizecektir.
Çiftler beraber gezerken; erkek kız arkadaşının lokantada sandalyesini çekecek, kız erkeğin montunu tutacak ve giyinmesine yardım edecektir. Erkek burnunu karıştırmayacak, yere tükürmeyecek, argo konuşmayacak, ıslık çalmayacak, çoraplarını çıkarıp odanın ortasına fırlatmayacaktır. Kızımız da buna benzer hiçbir davranışı evlilik öncesi göstermeyecektir. Çiftlerin evliliği gerçekleştiğinde ise yukarıda bahsettiğimiz davranış türlerinden birçoğu kişinin gerçek yaşamında davrandığı şekle dönüşecek ve artık eşinin yanında dikkat edip kötü hareketi yapmama gibi bir zorunluluğu olmayacaktır. Yemek masasında burnunu karıştıran, yolda giderken yere tüküren, kanepeye uzanıp çoraplarını odanın ortasına fırlatan bir adam görünce kızımızın gözleri fal taşı gibi açılacak ama artık tılsımın bozulduğunu anlayacaktır. Aynı durum erkek içinde geçerlidir. Sabah kalktığında yüzünü yıkamadan çapaklı gözler ile kahvaltı hazırlayan karısını gördüğünde çok şaşıracaktır. Çorabının birini giymiş biri olmayan, saç baş dağınık bir hanım erkek için artık alışması gereken biridir.
Bu dönemde çiftlerin çocukluktan gelen ve karakterlerine oturan tüm davranış biçimleri artık baskılanmadan karşı tarafa gösterilecektir. Her iki tarafta: aaaaa benim evlendiğim insan böyle miydi diye şaşıracak, önce itiraz edecek, hayır sen bu olamazsın diyecek ama bir süre sonra gerçeği kabul edecektir. Bu gerçek karakter ortaya çıktıktan sonra karşı tarafın kabullenmesi ne kadar çabuk ve mümkün olursa çatışmalarda o kadar az olacaktır. Tabi ki bu kabullenmenin olabilmesi için karşıdaki kişiyi üzen davranışın kabul edilebilir düzeyde olması gereklidir.
ETİKETLER : Yazdır
Kutluyorum yalın bir dil ile anlatılan gerçekler Nişanlılık döneminde ne ise o olarak görünmek çok önemli Her iki tarafın da birbirini değiştirmeyi değil birbirine ne derece katlanabileceğini dikkate alarak düşünmesi bence en önemli olanı birbirine hoşgörüyle yaklaşılması dileğiyle sevgiler değerli öğrencim
- s.
- 1
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com