mhamdiguner@hotmail.com
DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
12 Kasim 2021 08:29:34
Günerle Cuma Sohbetleri
Öteden beri “Dünyan için çalıştığın kadar ahiretin için de çalışacaksın” veya buna benzer sözler söylenir. Bazı Müslümanlar bu sözü “Ahiret için dünya işlerinden başka şeyler yapmak gerekir” şeklinde anlamışlardır. Ama bu yanlıştır.
Aslında mü’min (inançlı) ve Müslüman olanlar dünyaları için çalışırken ahiretleri için de çalışmış oluyorlar; ama birçokları bunun farkında değildir. Ahireti için çalışırken de, yani özel ibadetlerini yaparken de dünyası için çalışmış oluyorlar,
Bir Müslüman sırf dünya geçimini sağlamak için ziraat yaparken, toprakla haşir neşir olurken kimseye zarar vermemeye, hatta bilerek haşeratı öldürmemeye gayret ediyorsa ahireti için de çalışmış oluyor. Nitekim elleri nasırlı bir bedeviye (köylüye) Peygamber efendimiz: Bu elleri cehennem yakmayacaktır” diyerek köylünün ruhunu okşamıştır.
Dürüst bir şekilde ticaret yapan bir Müslüman da Hem dünyası ve hem de ahireti için çalışmaktadır. Zira Peygamber efendimiz(s.a.s.) Doğru tacir (ticaretçi) nebi ve şehitlerle beraberdir/beraber olacaktır” müjdesini vermiştir.
Siyaset yapan bir Müslüman da İslami kurallara riayet ediyorsa ve özellikle iktidar olanlar adaletli bir yönetim yapıyorlarsa ahiretleri için de çalışmış oluyorlar. Nitekim Peygamber efendimiz mahşerde livaülhamd ismindeki sancağı altında korunacak muhafaza edilecek şahıslar arasında Adil devlet adamlarını başta zikretmiştir.
Her şeyden önce Müslüman günde beş vakit kıldığı namazda 4 defa/ sünnetleri terk etmiş olsa bile yirmi kez Fatiha-i Şerife’yi okumaktadır. Orada “bizi kıvamını bulan yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna götür, gadaba uğrayan ve haktan sapanların yoluna değil” diyor ki böyle bir Müslüman kötü işler yapmayacak, hep iyi işlerin peşinde olacaktır. Böyle bir insan da hem dünyası ve hem de ahireti için çalışmış olur.
Ayrıca Müslüman namazında Kur’an-ı kerimin başında olan Fatiha ile birlikte sonunda geçen kısa surelerden birkaç tanesini de okumaktadır ki böyle bunların arasında geçen tüm sureleri okumuş gibi olmakta ve yine böylece tüm Kur’an-ı kerimde geçen emirleri yapacağına ve tüm yasaklarından kaçacağına, hatta tüm kıssalardan hisse alacağına söz vermiş olmaktadır.
Böyle bir Müslüman bilerek hiçbir günah işlemeyecek ve hiçbir kimseye zulüm etmeyecek (haksızlık yapmayacaktır). İşte bu tutum ahiret için hazırlıklı olmaktır.
Ayrıca her Müslüman günde birkaç defa ihlas-ı şerif okumaktadır. Çünkü tesbih çekmeden önce Ayet-ül’ kürsi ile birlikte zaman zaman İhlas, hatta Felak, Nas surelerini de okumaktadır. Öyleyse Müslüman hem namazın içinde ek sure olarak ve hem de teşbihten önce okuduğu İhlas-ı Şerifte geçen Yüce Allah’ın isimlerinden “SAMED” ismini dikkate alacaktır.
Bu ismin manası “hiçbir şeye muhtaç olmayan, aksine her konuda muhtaç olunan ve dolayısıyla her konuda müracaat edilmesi gereken zat” demektir.
Şu halde şuurlu Müslüman yapacağı her işte Allah’a, yani onun kitabına müracaat edecektir ki böyle bir insanın yanlış bir iş yapması mümkün değildir.
İşte böylece Müslüman dünyası için çalışırken ahireti için de çalışmış olacak, dünyasını mamur ederken ahiretini de, oradaki yerini de mamur edecek, huzur içinde yaşayacaktır.
M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com