DEPRESYON
06 Subat 2012 11:19:08
Ayşe Hanım, 29 yaşında 2 erkek çocuğu olan ev hanımıydı. Kendisini karanlığın içinde kaybolmuş zavallı gibi hissediyordu. İçinden hiçbir şey yapmak gelmiyordu, sürekli evde oturmak ve uyumak istiyordu, ,iştahı da kapanmıştı. Eşiyle iletişimi girmiyordu. Eşinin yoğun iş temposu sebebiyle Ayşe Hanımın içinde bulunan durumunun farkında değildi. Tek iletişim kurduğu kişi evine gelen çocuklarının bakıcısıydı onunla da konuşurken dalıp gidiyor, dikkatini konuşulan konuya veremiyordu. Son günlerde olur olmaz şeyler için ağlamaya da başlamıştı. Geçmişini gözden geçirdiğinde iğrenç bir hayat geçirdiğini düşünüyor, pişmanlık duyuyordu gelecek için ise hiç umudu yoktu. Sonunda çocuklarında olan davranış bozuklukları için bize başvurdu. Değerlendirme yaptığımızda Ayşe hanımın içinde bulunduğu umutsuzluk, çaresizlik ve değersizlik duyguları nedeniyle çocuklarıyla olan iletişimin bozulduğunu anlattık. Bozulan iletişime de çocuklar davranış bozukluğuyla cevap veriyordu. Kendi ruh halinin düzelmesi halinde çocuklarıyla olan iletişimi düzeleceğini anlattık ve ilaç tedavisi için doktora yönlendirme yaptık ve İlaç Tedavisinin yanında bilişsel davranışçı terapi ağırlıklı bütüncül psikoterapi alan Ayşe Hanımın iyileşmesi 4 ay sürdü.
Yukarıda ki vakada gördüğümüz gibi, herkes yaşamın bir döneminde umutsuzluk, hüzün, keder, mutsuzluk gibi olumsuz duygulanımlar yaşayabilir. Bunlar genellikle yaşanan olaylarla ilişkilidir ve geçicidir. Bazen bu duygulanımlar aşırı boyutlarda ve uzun süre yaşanabilir. İşte bu durumda, kendine özgü belirtileri, çok iyi tanımlanmış ve ciddiye alınması gereken bir sorun olan depresyondan bahsedilebilir. Depresyon toplumda en sık rastlanan ruhsal bozuklukların başında gelmektedir.
Depresyon Nedir?
Klinik Depresyon, kişinin hayatındaki önemli birkaç alandaki değişikliklerle belirlidir. DSM-IV?te ( Ruhsal bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı) majör depresif dönemin birkaç özelliği listelenmiştir. Danışanın tanısal sınıflandırmayı karşılayabilmesi için, özellikle aşağıdaki belirtilerden en az beş tanesinin, en az iki hafta boyunda var olması gerekir:
1- Ya danışanın kendisinin bildirmesi( örn: kendisini üzgün ya da boşlukta hisseder) ya da başkalarının gözlemlemesi ( örn: ağlamaklı bir görünümü vardır) ile belirli, hemen her gün, yaklaşık gün boyu süren depresif duygu durum.
2- Hemen her gün, yaklaşık gün boyu süren, tüm etkinliklere karşı ya da bu etkinliklerin çoğuna karşı ilgide belirgin azalma ya da artık bunlardan eskisi gibi zevk alamıyor olma
3- Perhizde değilken önemli derecede kilo kaybı ya kilo alımının olması ya da hemen her gün iştahın azalmış ya da artmış olması
4- Hemen her gün uykusuzluk ya da aşırı uyku olması
5- Hemen her gün psikomotor hızlanma ya da gerilemenin olması
6- Hemen her gün, yorgunluk-bitkinlik ya da enerji kaybının olaması
7- Hemen her gün değersizlik, aşırı ya da uygun olmayan suçluluk duygularının olması
8- Hemen her gün düşünme ya da düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırma yetisinde azalma ya da kararsızlık
9- Yineleyen ölüm düşünceleri
Depresyonun nedenleri nelerdir?
Depresyonun tek bir nedeni yoktur. Depresyonu ?çok nedenli? olarak değerlendiririz; yani, bir çok farklı etken oluşumunda neden olabilir. Bu etkenler biyokimyasal, kişilerarası, davranışsal veya bilişsel olabilir. Depresyon bazı insanlarda bu alanların birindeki etkenlerden ortaya çıkabilir, fakat tüm bu alandaki etkenlerin bir bileşiminden kaynaklanması da olasıdır.
Depresyonun Bilişsel-Davranışçı Açıdan İncelenmesi
Pek çok depresif kişi, depresyonda olduğu için kendini eleştirir ve ? Depresyonda olamamalıyım? ya da ?sorunlarımı kendi başıma çözmeliyim? gibi şeyler söyler. Böyle bir kişi kendini devamlı sürdüren bir kısır döngünün içinde bulur.
Yukarıdaki kısır döngü kırılmadığı sürece kişi bulunduğu ruhsal durumdan çıkamaz. Bunun içinde olumsuz otomatik düşünceleri belirleme( Etiketleme:?yetersizim? , Ya hep ya hiç tarzı düşünme: ?yaptığım hiçbir işe yaramıyor? Geleceği okuma: ? hayatım düzelmeyecek?, Kişiselleştirme:?Depresyonum tamamen benim suçum? vb.), Uyumsuz Şemaları fark ettirme(?mutlu olmayı hak etmiyorum.? , ?Değerim insanların benim hakkımdaki düşüncelerine bağlıdır? vb.) günlük olarak ne yapacağını belirleme, olumsuz düşüncelere alternatif düşünce var mı vb. bilişsel yöntemin yanında bir çok davranışçı yöntem kullanılır.
Sonuç olarak Depresyonun umut verici yanı kısa süreli terapilerde çok iyi yanıt vermesidir. Fakat talihsiz yönü ise, depresyonda olan kişilerin çoğunun psikolog yada psikiyatrise gitmeyi düşünememeleri ve bunun sonucunda da büyük acılar çekmeleridir. Bu nedenle, depresif yakınmalarınız varsa kendiniz, çevreniz ve geleceğiniz için bir terapiste başvurun ve yardım isteme hakkınızı kullanın. Çünkü umutsuzluk, mutsuzluk ve çaresizlik durumu olan depresyonda, umutsuzluğunuzu paylaşmak ruhsal iyileşmeye giden yolun ilk adımı olacaktır.
Yukarıda ki vakada gördüğümüz gibi, herkes yaşamın bir döneminde umutsuzluk, hüzün, keder, mutsuzluk gibi olumsuz duygulanımlar yaşayabilir. Bunlar genellikle yaşanan olaylarla ilişkilidir ve geçicidir. Bazen bu duygulanımlar aşırı boyutlarda ve uzun süre yaşanabilir. İşte bu durumda, kendine özgü belirtileri, çok iyi tanımlanmış ve ciddiye alınması gereken bir sorun olan depresyondan bahsedilebilir. Depresyon toplumda en sık rastlanan ruhsal bozuklukların başında gelmektedir.
Depresyon Nedir?
Klinik Depresyon, kişinin hayatındaki önemli birkaç alandaki değişikliklerle belirlidir. DSM-IV?te ( Ruhsal bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı) majör depresif dönemin birkaç özelliği listelenmiştir. Danışanın tanısal sınıflandırmayı karşılayabilmesi için, özellikle aşağıdaki belirtilerden en az beş tanesinin, en az iki hafta boyunda var olması gerekir:
1- Ya danışanın kendisinin bildirmesi( örn: kendisini üzgün ya da boşlukta hisseder) ya da başkalarının gözlemlemesi ( örn: ağlamaklı bir görünümü vardır) ile belirli, hemen her gün, yaklaşık gün boyu süren depresif duygu durum.
2- Hemen her gün, yaklaşık gün boyu süren, tüm etkinliklere karşı ya da bu etkinliklerin çoğuna karşı ilgide belirgin azalma ya da artık bunlardan eskisi gibi zevk alamıyor olma
3- Perhizde değilken önemli derecede kilo kaybı ya kilo alımının olması ya da hemen her gün iştahın azalmış ya da artmış olması
4- Hemen her gün uykusuzluk ya da aşırı uyku olması
5- Hemen her gün psikomotor hızlanma ya da gerilemenin olması
6- Hemen her gün, yorgunluk-bitkinlik ya da enerji kaybının olaması
7- Hemen her gün değersizlik, aşırı ya da uygun olmayan suçluluk duygularının olması
8- Hemen her gün düşünme ya da düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırma yetisinde azalma ya da kararsızlık
9- Yineleyen ölüm düşünceleri
Depresyonun nedenleri nelerdir?
Depresyonun tek bir nedeni yoktur. Depresyonu ?çok nedenli? olarak değerlendiririz; yani, bir çok farklı etken oluşumunda neden olabilir. Bu etkenler biyokimyasal, kişilerarası, davranışsal veya bilişsel olabilir. Depresyon bazı insanlarda bu alanların birindeki etkenlerden ortaya çıkabilir, fakat tüm bu alandaki etkenlerin bir bileşiminden kaynaklanması da olasıdır.
Depresyonun Bilişsel-Davranışçı Açıdan İncelenmesi
Pek çok depresif kişi, depresyonda olduğu için kendini eleştirir ve ? Depresyonda olamamalıyım? ya da ?sorunlarımı kendi başıma çözmeliyim? gibi şeyler söyler. Böyle bir kişi kendini devamlı sürdüren bir kısır döngünün içinde bulur.
Yukarıdaki kısır döngü kırılmadığı sürece kişi bulunduğu ruhsal durumdan çıkamaz. Bunun içinde olumsuz otomatik düşünceleri belirleme( Etiketleme:?yetersizim? , Ya hep ya hiç tarzı düşünme: ?yaptığım hiçbir işe yaramıyor? Geleceği okuma: ? hayatım düzelmeyecek?, Kişiselleştirme:?Depresyonum tamamen benim suçum? vb.), Uyumsuz Şemaları fark ettirme(?mutlu olmayı hak etmiyorum.? , ?Değerim insanların benim hakkımdaki düşüncelerine bağlıdır? vb.) günlük olarak ne yapacağını belirleme, olumsuz düşüncelere alternatif düşünce var mı vb. bilişsel yöntemin yanında bir çok davranışçı yöntem kullanılır.
Sonuç olarak Depresyonun umut verici yanı kısa süreli terapilerde çok iyi yanıt vermesidir. Fakat talihsiz yönü ise, depresyonda olan kişilerin çoğunun psikolog yada psikiyatrise gitmeyi düşünememeleri ve bunun sonucunda da büyük acılar çekmeleridir. Bu nedenle, depresif yakınmalarınız varsa kendiniz, çevreniz ve geleceğiniz için bir terapiste başvurun ve yardım isteme hakkınızı kullanın. Çünkü umutsuzluk, mutsuzluk ve çaresizlik durumu olan depresyonda, umutsuzluğunuzu paylaşmak ruhsal iyileşmeye giden yolun ilk adımı olacaktır.
Bu Yazı Toplam 2166 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com