MAKYAVELİZM- OPORTÜNİZM
07 Mayis 2012 15:57:43
Güzel sözlere düşkünlük, düşkünlüğümüzü sona erdirmiyor!
Umarım, insanlık halidir.
Umarım, her manevi hamlemizin başını görüldüğü yerde ezen maddi dünyanın yol açtığı hakiki çaresizliktendir!
Bir çeşit moda gibi görünüyor..
Çağın ruhuna uygun bir kimlik fotoğrafı çektirilip baş köşeye süs diye koyuluyormuş gibi geliyor...
Neden mi?
Mesela sabah akşam ahlar vahlar çekerek Cemalnur Sargut sohbetlerine kulak veren fakat o sohbetlerde sözü edilen şeylerin ufacık bir parçasını bile gündelik hayatına aktarmak için hiç çaba göstermeyenlerden bir derleme sözünü ettiğim.
Twitter ve Facebook profiline Şeyh Galip´ten, Mevlana´dan, Hacı Bektaş´tan deyişler koyan ve sonra da oradan etrafına nefret ve ayrımcılık okları yağdıranlar da cabası.
Dikkat edenler mi? ..az ya da çok, her zamanki gibi.
Düşünceler paylaşılmıyor artık. Herkes birbiriyle güzel söz paylaşıyor.
Son zamanların en gözde tutumlarından biri bilge kişilerden cımbızlanmış güzel sözler biriktirmek.
.. güzel?in eylemini arar, sorar, belki bir ışık, bir umut olduk, bulunur diye.
Umarım ben mağdurumdur bu görüşümde, daha tuşlar harflerin ardı sıra bir diğer satıra geçiş yapmamışken bir garip manzara aslında!
Mesela işyerinde herkes Makyavelist!
Siyaset tartışırken herkes Jakoben!
Nedir bu yabancı terimlerin anlamı?
Uykusuz geceler boyu düşüncelerini hatmettiğin bilgeler nereye kayboldular?
Hani kalbinin kapıları açılmak üzereydi?
Hani İbn-i Arabi´nin alemleri, Attar´ın kuşları nerede?
Onca çaba, sabah olduğunda öğrenip hissettiklerin yakanda şık bir rozet gibi dursun veya Facebook sayfanda vecize olsun diye miydi?
Makyavelizm?
Siyasette amaca varmak için bütün yolların kullanılması gerektiğini söyleyen ve her yolu meşru gören fikir akımıdır. Ünlü İtalyan siyasetçi Tarihçi ve yazar mahciavelli (1469-1527) nin geliştirmiş olduğu siyaseti ahlaktan ve dinden ayıran ve her türlü din kuralı ile ahlak kuralını hiçe sayan teorisi ile dürüstlük ve ahlaktan yoksun siyaset düşüncesine Makyavelizm denir.
Siyaset biliminin gerçek anlamdaki ilk teorisyenlerinden biri olan Makyavel 1513te yazdığı principe (hükümdar) adlı eserinde açıkladığı TEMEL SİYASET teorisinin özünü siyasetin ahlaktan bağımsız bir alan olması oluşturmaktadır. Siyasetin ahlaktan bağımsız olması normsuz ve ve kanunsuz bir siyaset anlamına değil siyasetin ahlaktan ayrı kendisine özgü farklı ve özerk bir alana sahip olması anlamına gelmektedir. İktidar ile erdemi birbirinden ayıran Makyavel prensin iktidarı kullanmada gösterdiği kurnazlık sayesinde toplumu yönettiğini söylemiştir. Devlet adamlığı ve diplomatlık görevlerinde bulunan Makyavel düşüncelerini genelde gözlemlerine dayandırmış siyaset alanında çıkarlarının belirleyici olması gerektiğini savunmuştur. Bu amaçla prensin her türlü ahlak kurallarından bağımsız olarak sert siyasal yasaları kabul etmesini gerekli görmüştür.
Bu manada günümüzde hedefe varmak için her yolu mubah gören ve hiçbir kural tanımayan her türlü yolu mubah gören politikalar için Makyavelizm tabiri kullanılır. Ahlaktan değerden ve toplumun varlık anlayaşından bağımsız bir siyaset alanının olabileceği tartışma götürür bir önerme olarak değerlendirilebilir. Herhangi bir toplum yapısında ortaya çıkan siyasetin o toplumun ahlak değer ve varlık dünyasına olamayacağı ve entegre olduğu kesimlerden bağımsız kalamayacağı düşüncesi reci gerçeğe uygun düşmektedir. Bu itibarla makyavelin erdem ve değer dünyasından ayırmış olduğu siyaset yorumu reel gerçeği olduğu gibi yansıtmamaktadır.
19. yüzyıldan beri gelişme gösteren pozitivist, materyalist, pragmatist ve emperyalist teori ve politikalar makyavelist anlayışı güçlendirmişlerse de 20. yüzyılın sonlarına doğru batı medeniyetinin içine düştüğü ?Değer Krizi? makyavelizme karşı gelenekçi ve entegrist akımların öne çıkmasında etkili olmuştur.
..bir de üstüne üstlük sıkça zamanlarda ?güçlü rol? bileyip etrafınızı saran ?oportünizm? karşılaşmaları. Hani şu hiç kimsenin istemediği türden.
..fırsatçılık, kendine yontmak.
marksist-leninist teorilerin doğma olarak kabul edilmesi ve bu teoriler üzerinde saptamalar yapılmasına oportünizm denir.
Neden bu kadar kınandığı ise anlaşılamamakla beraber büyük ihtimalle ´pragmatizm´ile karıştırılmasına yatar. önünüze fırsat gelirse ve siz bunu değerlendirirseniz bunda ilkesizlik veya yontuculuk değil sadece doğru zamanda doğru yerde olup yapılması gerekeni yapmak vardır. Ayrıştırıcı sanat gibi doğru işlenişe doğan ihtiyaç kendini bu denli açığa vurmuşken, dikkatli olma zamanı, kendinize.
Türkiye´de, en çok çorba edilen konu strateji, en çok atlanan konu taktik. Strateji - Taktik konularını incelerken, Aydınlık ayrılmalarına da yer vermek zorunda kaldık. Strateji - Taktik konularını bir ön kitapta, asıl eleştiri bölümünü ikinci kitapta sunmak istedik. Ancak, iki kitap bir arada çıksa 700-800 safyalık bir cilt tutacaktı. Daha pratik olmak istedik, Yayınevimizin olanakları ve okuma kolaylığı, konunun anlaşılması ve bütünlüğe kavuşması açısından aşağıdaki plan dahilinde yayınlamak zorunda kaldık diyen yayınevini uzun uzun düşündüm, Ülkem, benim Ülkem dedim, cümleyi tamamlayamadım.
STRATEJİ MUSKASI SINIF PUSULASI YERİNE GEÇER Mİ?
Marksizmde Strateji Sosyal Sınıfların objektif (nesnecil) ve somut varlığı iyice aydınlatıldıktan sonra plânlaşır. Somut sınıflar, uluslararası genel karakteri yanında her ülkenin Tarihcil gelenek - göreneklerine göre karakterlenir. Bunu tersine çevirmek: ekonomik ve tarihcil yapıları durultulmamış olan soyut sınıfları soyut bir Strateji genellemesine sokmak, Sosyal Savaşta büyücüye, Karakaplıdan Kurşun tutmaz hamaylısı yazdırmaya benzer.
Bilimcil Sosyalizm!
Sırf ve yalnız, Ziya Gökalp usulü :
Gözlerimi kaparım
Vazifemi yaparım
İki satır söz ardı, insanı kör otomat durumuna sokar. Tarza uygun düşenler çok iş yaptıklarını, dağları devirdiklerini sanırlar. Hayatları boyunca bütün tekerledikleri kütüklerin toplam bilânçosunu yaptınız mı, İşgüzarlıktan öteye gidemezler.
Umarım, insanlık halidir.
Umarım, her manevi hamlemizin başını görüldüğü yerde ezen maddi dünyanın yol açtığı hakiki çaresizliktendir!
Bir çeşit moda gibi görünüyor..
Çağın ruhuna uygun bir kimlik fotoğrafı çektirilip baş köşeye süs diye koyuluyormuş gibi geliyor...
Neden mi?
Mesela sabah akşam ahlar vahlar çekerek Cemalnur Sargut sohbetlerine kulak veren fakat o sohbetlerde sözü edilen şeylerin ufacık bir parçasını bile gündelik hayatına aktarmak için hiç çaba göstermeyenlerden bir derleme sözünü ettiğim.
Twitter ve Facebook profiline Şeyh Galip´ten, Mevlana´dan, Hacı Bektaş´tan deyişler koyan ve sonra da oradan etrafına nefret ve ayrımcılık okları yağdıranlar da cabası.
Dikkat edenler mi? ..az ya da çok, her zamanki gibi.
Düşünceler paylaşılmıyor artık. Herkes birbiriyle güzel söz paylaşıyor.
Son zamanların en gözde tutumlarından biri bilge kişilerden cımbızlanmış güzel sözler biriktirmek.
.. güzel?in eylemini arar, sorar, belki bir ışık, bir umut olduk, bulunur diye.
Umarım ben mağdurumdur bu görüşümde, daha tuşlar harflerin ardı sıra bir diğer satıra geçiş yapmamışken bir garip manzara aslında!
Mesela işyerinde herkes Makyavelist!
Siyaset tartışırken herkes Jakoben!
Nedir bu yabancı terimlerin anlamı?
Uykusuz geceler boyu düşüncelerini hatmettiğin bilgeler nereye kayboldular?
Hani kalbinin kapıları açılmak üzereydi?
Hani İbn-i Arabi´nin alemleri, Attar´ın kuşları nerede?
Onca çaba, sabah olduğunda öğrenip hissettiklerin yakanda şık bir rozet gibi dursun veya Facebook sayfanda vecize olsun diye miydi?
Makyavelizm?
Siyasette amaca varmak için bütün yolların kullanılması gerektiğini söyleyen ve her yolu meşru gören fikir akımıdır. Ünlü İtalyan siyasetçi Tarihçi ve yazar mahciavelli (1469-1527) nin geliştirmiş olduğu siyaseti ahlaktan ve dinden ayıran ve her türlü din kuralı ile ahlak kuralını hiçe sayan teorisi ile dürüstlük ve ahlaktan yoksun siyaset düşüncesine Makyavelizm denir.
Siyaset biliminin gerçek anlamdaki ilk teorisyenlerinden biri olan Makyavel 1513te yazdığı principe (hükümdar) adlı eserinde açıkladığı TEMEL SİYASET teorisinin özünü siyasetin ahlaktan bağımsız bir alan olması oluşturmaktadır. Siyasetin ahlaktan bağımsız olması normsuz ve ve kanunsuz bir siyaset anlamına değil siyasetin ahlaktan ayrı kendisine özgü farklı ve özerk bir alana sahip olması anlamına gelmektedir. İktidar ile erdemi birbirinden ayıran Makyavel prensin iktidarı kullanmada gösterdiği kurnazlık sayesinde toplumu yönettiğini söylemiştir. Devlet adamlığı ve diplomatlık görevlerinde bulunan Makyavel düşüncelerini genelde gözlemlerine dayandırmış siyaset alanında çıkarlarının belirleyici olması gerektiğini savunmuştur. Bu amaçla prensin her türlü ahlak kurallarından bağımsız olarak sert siyasal yasaları kabul etmesini gerekli görmüştür.
Bu manada günümüzde hedefe varmak için her yolu mubah gören ve hiçbir kural tanımayan her türlü yolu mubah gören politikalar için Makyavelizm tabiri kullanılır. Ahlaktan değerden ve toplumun varlık anlayaşından bağımsız bir siyaset alanının olabileceği tartışma götürür bir önerme olarak değerlendirilebilir. Herhangi bir toplum yapısında ortaya çıkan siyasetin o toplumun ahlak değer ve varlık dünyasına olamayacağı ve entegre olduğu kesimlerden bağımsız kalamayacağı düşüncesi reci gerçeğe uygun düşmektedir. Bu itibarla makyavelin erdem ve değer dünyasından ayırmış olduğu siyaset yorumu reel gerçeği olduğu gibi yansıtmamaktadır.
19. yüzyıldan beri gelişme gösteren pozitivist, materyalist, pragmatist ve emperyalist teori ve politikalar makyavelist anlayışı güçlendirmişlerse de 20. yüzyılın sonlarına doğru batı medeniyetinin içine düştüğü ?Değer Krizi? makyavelizme karşı gelenekçi ve entegrist akımların öne çıkmasında etkili olmuştur.
..bir de üstüne üstlük sıkça zamanlarda ?güçlü rol? bileyip etrafınızı saran ?oportünizm? karşılaşmaları. Hani şu hiç kimsenin istemediği türden.
..fırsatçılık, kendine yontmak.
marksist-leninist teorilerin doğma olarak kabul edilmesi ve bu teoriler üzerinde saptamalar yapılmasına oportünizm denir.
Neden bu kadar kınandığı ise anlaşılamamakla beraber büyük ihtimalle ´pragmatizm´ile karıştırılmasına yatar. önünüze fırsat gelirse ve siz bunu değerlendirirseniz bunda ilkesizlik veya yontuculuk değil sadece doğru zamanda doğru yerde olup yapılması gerekeni yapmak vardır. Ayrıştırıcı sanat gibi doğru işlenişe doğan ihtiyaç kendini bu denli açığa vurmuşken, dikkatli olma zamanı, kendinize.
Türkiye´de, en çok çorba edilen konu strateji, en çok atlanan konu taktik. Strateji - Taktik konularını incelerken, Aydınlık ayrılmalarına da yer vermek zorunda kaldık. Strateji - Taktik konularını bir ön kitapta, asıl eleştiri bölümünü ikinci kitapta sunmak istedik. Ancak, iki kitap bir arada çıksa 700-800 safyalık bir cilt tutacaktı. Daha pratik olmak istedik, Yayınevimizin olanakları ve okuma kolaylığı, konunun anlaşılması ve bütünlüğe kavuşması açısından aşağıdaki plan dahilinde yayınlamak zorunda kaldık diyen yayınevini uzun uzun düşündüm, Ülkem, benim Ülkem dedim, cümleyi tamamlayamadım.
STRATEJİ MUSKASI SINIF PUSULASI YERİNE GEÇER Mİ?
Marksizmde Strateji Sosyal Sınıfların objektif (nesnecil) ve somut varlığı iyice aydınlatıldıktan sonra plânlaşır. Somut sınıflar, uluslararası genel karakteri yanında her ülkenin Tarihcil gelenek - göreneklerine göre karakterlenir. Bunu tersine çevirmek: ekonomik ve tarihcil yapıları durultulmamış olan soyut sınıfları soyut bir Strateji genellemesine sokmak, Sosyal Savaşta büyücüye, Karakaplıdan Kurşun tutmaz hamaylısı yazdırmaya benzer.
Bilimcil Sosyalizm!
Sırf ve yalnız, Ziya Gökalp usulü :
Gözlerimi kaparım
Vazifemi yaparım
İki satır söz ardı, insanı kör otomat durumuna sokar. Tarza uygun düşenler çok iş yaptıklarını, dağları devirdiklerini sanırlar. Hayatları boyunca bütün tekerledikleri kütüklerin toplam bilânçosunu yaptınız mı, İşgüzarlıktan öteye gidemezler.
Bu Yazı Toplam 2982 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com