![ELEŞTİRİ](https://www.degisimmedya.com/image/editor/resimeyok.jpg)
ELEŞTİRİ
09 Ekim 2012 09:41:03
İnsanın, doğada en sevecen, aynı zamanda manevi açıdan da acıya en dayanıklı varlık olarak temayüz ettiği bilinen bir husustur..Fakat, her ne hikmetse, bu özelliğine karşın, kendisine yapılan eleştirilere, genelde pek sıcak bakamaz.
Yapılan her eleştirinin ardından bunalıma giren bireyin, kendisini eleştirenlere avuç açıp kıyak yapılmasını istemesi yerine duygusal olmayan akılcı davranışlara girmesi beklenir. Ancak, düşünen, muhakeme edebilen insanın eleştiriye açık olması şarttır. O, bu sözcükten çekinmez, korkmaz... Bilakis saygı duyar! ...
Dünyada insanoğluna bahşedilen en önemli organ durumundaki beyin, eleştiri sayesinde ayakta kalabilmektedir. Şayet akıl düzeyi, olduğu yerde duruyorsa ve gelişme emaresi gösterememişse, bunu direkt olarak kişinin eleştiriye kapalı olmasına bağlayabilirsiniz.
Bırakın herşeyi bir yana; bilim, eleştiri ile belirli bir noktaya
gelmiştir. Bunun doğruluğunun kabullenilmesi şarttır.
Zira, eleştirisiz ilerleme, gelişme,hedefe ulaşabilme mümkün değildir.
Yazı ve konuşmalarda, pısırıklık, durağanlık
eleştiri ile giderilebilir, aktif hale döner.Eleştiri, aklı / nefsi terbiye eder, istenilen seviyeye ulaştırır. Ancak eleştiri şiddet eğilimini
asla getirmemelidir, daimi beğenilme haliyle değil, eleştiri sayesinde ayakta
kalınmaktadır.
Eleştiri; daha iyiye, güzele, doğruya dönüştürecek bir pratiği kendiliğinden kazandırır. “ Benim muhatabım değil ” diyerek eleştiriye duyarsız kalmak, ya da olumsuz bir eleştiri getireni “ hasım, düşman ” olarak bellemek, kişinin bulunduğu koşullarda sağduyu ile hareket etmediğini pek de mantıklı fikirlere sahip olmadığını gösterir.
Sadece işine gelen, menfaatine uygun düşen uyarıları kabul etmek ise, “ eleştiriye ” açık olmak demek değildir…
Eleştirinin de kendine özgü bazı kuralları vardır.
Özgürlüğün ön koşulu nasıl başkalarına özgürlük tanımak ise, eleştirinin gayesi de hedeflenenin daha iyi olmasına yardımcı
olmaktır.
Bir bakıma eleştiri inandırıcı olmalı ama ürkütücü olmamalıdır.!
Hem “ biz yapamıyoruz, gel şu işi sen yap” diye davetiye çıkartıp, hiç yoktan, çekememezlikten ötürü, mırın kırın
etmeye ve o konu hakkında durmadan eleştiri yapmaya kimsenin hakkı
yoktur.Yoğun tartışmalara konu olan sorunlar irdelenirken, eleştiri dozu çok
iyi tutulmalıdır.. Bazı insanlar sırf seslerini
duyurabilmek, çıtayı daha yükseğe çıkartmak için bu yola başvurabilirler.
Toplumdaki tepkileri gözardı ederek eleştirmek de, o işin önemini bilmemek
demektir. Koparıcı, dağıtıcı nitelikteki sert eleştiriler amaçsızdır
ve yıkıcılık taşır. Şiddete kaçan bir eleştiri tepki doğurmaktan başka işe
yaramaz. Aslında belleğimize çakılan bu düşünceler ürkütücü
olduğu kadar düşündürücüdür de.
Bu tür eleştiri eylemi entelektüel hainlikten başka bir şey değildir. Eleştiri
yapan bireylerin bu pozisyonlarını tekrar tekrar gözden geçirmesi gerekiyor.
Eleştiride, belirli bir bakış açısını kaldırmak için gözdağı vermek yerine,
uygun olanı tavsiye etmek daha mantıklı bir davranış olacaktır.
Eleştirme, toplumsal / bireysel saygının bir ifadesidir.
Yani bir bakıma, sadece kendi görüşlerini haklı bulup başkalarını taciz
edercesine davranmak, en azından eleştirilen insanın yerine kendini koyamamak,
sadece eleştiri anlayışına değil, etik değerlere de uygun düşmez.. Eleştirilen insanın da etten kemikten yaratıldığı asla
akıldan çıkartılmamalıdır.
Yıkıcı potansiyeldeki insanların varlığı her zaman mevcuttur. Bu alenen bir şiddet eylemidir. Bu olguyu eleştiri kılıfında ortaya koymalarına bütüncül bir yaklaşımla izin vermemek gerekir.Toplumdaki kültür yozlaşmasının bir nedeni de, eleştiri yetersizliğinden kaynaklanır..
Sadece kötüleme veya yergi mahiyetinde, tamamen duygusal biçimde eleştiri getirenleri zaten toplum da ciddiye almaz. Onların gövde gösterisi yaptığını bilir. Bu tür insanlardan uzak durmak herhalde yapılacak işlerin en iyisidir.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bu konuya değinen sözü, yaşam boyunca bireylerin kulaklarına küpe olacak niteliktedir:
“Kendi gözündeki kalası görmez, başkasının gözündeki çöpü görür.”
Dünya bir ikilem sistemi ile kurulduğundan, her insan bu oluşu gözardı etmemeli ömür boyu eleştiriye açık olmalı ve bunun lezzetine vararak, kendini yeniden gözden geçirebilme imkânına kavuşmalıdır.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com