İPEK TENDE KADİFE SIYRIKLAR...
15 Ekim 2012 15:28:08
Şiirin kelimelerle resim yapmak olduğunu
hissettiren yanıyla okuduğum, mutluluğumu
imrenme duygusuyla yaşadığım, altını çizerek
ilerlediğim imgelerin coşkusuyla bitirdiğim
"İpek Tende Kadife Sıyrıklar" adlı kitap hayatın
sesini duymak isteyenlerin kulak vermesini müjdeler
nitelikte...
Bir resim bize dondurulmuş anı yaşatırken
şiir hangi hâyal gücünün görselliğini çizer dizelerine...
Bir yazarın ya da şairin pencereden görülenin
tam tersine önce camı işaret etmesi ve
bu ayrıntılarla genele ulaşma merakı uyandırması,
resmin karşısında durup algıladıklarımızla,
bir edebi eserin içine girme çabası içinde olarak
algıladıklarımız arasında nasıl bir bağ yakalar?
Ya da nasıl ayrımına varır? Düşüncesini doğuruyor
zihinlerde...Sonra tüm sanat dallarının
ortak noktasını düşününce alınan doyumun aynı
tatlarda benzeşmesini, insan ruhunu etkileme
gücü yönünden özdeş olmasını, hâyalleri resimlemek
ona mekân, zaman kazandırmak, küçük
ayrıntıları genel manzaraya özenle yerleştirmek,
tasvir etmek, kardeş sanat dallarının vazgeçilmez
amaçlarından değilse nedir sorusunu gündeme
getiriyor. İster bunu fırça darbesiyle, ister sözün
büyüsüyle, ister çamura değen yaratıcı elin dürtüsüyle
yapsın. Yaşama yazmak için, çizmek için,
görüntülemek için, nefes vermek için katılan sanatçıların
estetik tasarımı değilse nedir dünyayı
güzel ve özen kılan iştahla yenen lezzetlere ulaşmanın
sonsuzluğunu yaşatan?
Sevgili Filiz Çelik Doğru'un içimdekiler listeli
"yok hükmünde bir var" "ipek tende kadife
sıyrıklar" "simsiyah" bölümleriyle yer alan kitabının
merkezinde hayatın basamaklarındaki durulan
yerin anlamına işaret ediliyor. Küçük
gözlemlerden, büyük deneyimle çıkartarak hem
de. "İnsan bazen razı olur / ekmek arası aşklara"
(s.34) dizeleriyle renkli bir hayat özlemini elindekilerle
yetinmekte bulan şairin günlük yaşam
ortaklığını da şiirin gücünde ararken "geçmişin
ipuçları anılar"a yaslandığını anlamada gecikmiyoruz.
Kimi zaman şairin içindeki resmin fırtınaya
kapıldığını kimi zaman alacakaranlığın
ışığında aydınlık huzurlu bir manzara çizdiğini
kimi zaman da "tüm çıkışlar açık dursa da / gizli
tüneller kazacağın aklımda" diyen dizeleriyle yaşamın
zihninden geçenlerini açığa vuran resme
kendini hazırladığını görüyoruz.
Zaman mekân ilişkisini, yaşamla ölüm arasındaki
çizgiyi düşlerine gerçeğin izinde yolculuğunu
ince bir duyarlılık içinde ele alan şairin
gelin bir de gönlümde tat bırakan lezzetli dizelerine
göz atalım:
" usulca kıvrılıp uyusam şuramda
ölümümü saklar mı gövden?" (s.14)
"sözün büyüsünü okşasa da hayat
bir şiirin mahremine sığınamazsın" (s.13)
"gövdem benim değil yanında
nasıl dönüyorsa dünya
öyle dönüyor hayat" (s.17)
"su gibi bir imgeydi annem
düşlerini yıkardı zamanın kurnasında" (s.25)
"siz bana taş yataklarda yumuşacık
uykular vaad ediyorsunuz
siz bana "zarif sevişmelerle nezaket içinde öl" diyorsunuz"
(s.37)
Bu kitabı beğenmekte haksız sayılmam öyle
değil mi? Kitaplığınıza en renkli tabloyu eklemeye
ne dersiniz? Güzel okumalar size. Sayfaların
sıcaklığında hem de.
Filiz Çelik Doğru / İpek Tende Kadife Sıyrıklar /
Mühür Kitaplığı / Şiir / 64s.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com