KAYIP-YAS SÜRECİ
12 Aralik 2012 09:09:26
dileksen
Hayat bu kimine göre ak mı ak, kimine göre karamı kara, kimine göre ağlamaklı, kimine göre gülmekli, insanların hayata karşı bakışı değişirken herkes için ise en büyük gerçek bir gün bu hayatın biteceği. Özellikle genç yaşta olan insanlar olarak bizler ölümün bizim başımıza gelmeyeceğini, bizlerin dokunulmaz olduğunu, çevremizde ki insanların ya da sağlık çalışanı olarak hastalarımızın başına geleceğini düşünürüz. Fakat ne yazık ki ölümlü olma ve bunun bir kader oluşu kaçınılmazdır. Kendimizin ölümlü oluşu bir yana, sevdiklerimizin ölümlü oluşu katlanılması çok zor ama en büyük gerçektir.
Sevdiğimiz insanın ölümü bizim için çok acıdır. Büyük bir yıkımdır. Belki de mücadele etmek zorunda kalacağımız vazgeçiştir. YAS; insanın kayıplara verdiği doğal ve evrensel bir yanıttır.
Önemli olan o vazgeçişi yaşayabilmektir. Herkes için zor olan kayıp süreci bazı kişiler için katlanılabilir bir süreçken, bir başka kişi için tam bir felaket ve katlanılamayacak kadar büyük bir acıdır.
Kaybı kabullenmek ve hazmetmek demek, kaybı unutmak demek değildir! Sadece kayıpla birlikte yaşamayı öğrenmek; tekrar hayatla birlikte akabilecek gücü ve cesareti toplayabilmek demektir...
Yaşadığımız her kayıp bizde derin duygular uyandırır ve zor bir süreçtir. Bütün yoğun duygular gibi belirli bir zaman sonra acımız dinmese de normal hayatımıza bir süre sonra kaldığımız yerden devam ederiz. Yaşanılan duyguların şiddeti ve süresi kişiden kişiye değişiklik gösterse de genel olarak yas sürecinin evreleri vardır ve yas tutmak gereklidir.
YAS TUTMAK NEYE YARAR
Kaybın gerçekliğini kabul etmek anlam ve önemini anlamak
Kayıpla birlikte gelen acı ve kederi özümsemek
Değişen yaşama adapte olmak ve ayak uydurmak
Ölen kişiyi "bırakabilmek" ve duygusal anlamda bu kişiyi hayatımızda yeniden konumlandırarak hayata devam edebilmek
O halde yas tepkisi yaşanması gereken ağrılı bir vazgeçiştir. Freud (1917), bu doğal tepkiye müdahale etmemek gerektiğini öne sürmüştür
NORMAL YAS
Yas bir kayıp sonrası görülen fiziksel, duygusal, inançsal, davranışsal, öğeler içeren normal bir tepkidir ve bir süreçtir. Normal yasta tepkilerin kaybın hemen ardından şiddetli olması ve zamanla azalması beklenir. Her kişinin deneyimi farklıdır.Yas genellikle inkâr, korku, yalnızlık, keder, öfke ve bırakmayı içerir.Bazı insanlar farklı aşamaları neredeyse zahmetsizce geçerken bazılarıysa bir aşamada takılıp kalır. Takılıp kalma kederin ve yasın depresyona dönüşmesini ve duyguların içe dönmesine yol açar. Kişi umutsuzluğa sürüklenir.
Fiziksel semptomlar: gerginlik, nefes darlığı, uykusuzluk, iştahsızlık. Konvüzyon, düşüncelerde dağınıklık, konsantre olamama.
Duygusal tepkiler: Keder, üzüntü, suçluluk hissetme, öfke ve çelişen farklı bir sürü duygu. Özellikle öfke duygusu etraftaki diğer insanlara yansıtılabilir.
Davranışlar: Kaybedilen kişiyi arama onun hakkında konuşma (ya da hiç konuşmama)
PATOLOJİK-KOMPLİKE YAS
Patolojik- komplike yas semptomların şiddeti ve sürekliliği ile sağlıklı yastan ayırt edilebilir. Kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber ortalama 6 ay'dan fazla süren tepkiler patolojik yas olarak kabul edilir.
Patolojik yasın en önemli iki nedeni söylenmemiş sözler
ve pişmanlıklar 'dır.
Kayıbı ve kayıpla birlikte gelen acıyı ve sonuçları kabul edememe
Sevilen ve kaybedilen kişiye özlemin ötesinde bir tutunma
ve kopamama hali
Obsesyonel ve tekrarlanan davranışlar
Kendisinin de ölenin yerine veya onunla birlikte ölmüş
olması gerektiği düşüncesi
Fonksiyonelliği yitirme
RİSK FAKTÖRLERİ
Beklenmeyen ani yada travma tik ölüm
Çocuk ölümü
Ölümün bir şekilde önlenebilir olması inancı
Ölen ve yas tutan kişiler arasında çelişkili ilişki ve
bitmemiş işler
Yas tutan kişinin yas öncesi dönemindeki ruh sağlığı
Daha önce yaşanan kayıplar ve stresler
Yas tutanın sosyal çevresinden yeterince destek
görememesi
KÜBLER-ROSS MODELİ
Ölümcül hastalığa yakalananlarla çalışmak ve uygulanmak üzere hazırlanmıştır. Daha sonra her türlü kaygıya sebep olan kayıbı (ayrılık çocuk kaybetme v.s.) tanımlamak için kullanılmaya başlanmıştır.
Elizabeth Kubler-Ross bu evrelerin her zaman bu sırayı takip etmediğini söyler.
"Herkes bu evrelerden geçer" gibi bir genelleme yapmanın
yanlış olacağını vurgular. Ancak kaybı yaşamış kişinin en az iki evreden
geçeceğini söyler. Çoğunlukla görülen, evreler arası hızlı geçişler hatta
çözümlenene kadar bir evreye birçok kez geri dönüştür.
YAS AŞAMALARI
ŞOK ve İNKAR ETME: Kaybın hemen arkasından yaşanan şok ve hissizlik dönemidir.Bu dönemde inkar ve inanmama gözlenir.
"Kendimi iyi hissediyorum." "Benim başıma gelmiş olamaz"
KIZGINLIK ve İSYAN:
Bu dönemde kaybeden kişiye özlem ve kızgınlıkla kendini gösterir,kişi her yerde kaybettiğini arar.
Neden ben? Bu adil değil! Suçlu kim?
PAZARLIK: Bu dönemde kişi Tanrı ile pazarlık etme girişiminde bulunur.'Başıma gelenleri kabul edeceğim ama bazı şartlarım var' şeklindedir.
Her şeyi yaparım yeter ki çocuklarımın mezuniyetini göreyim.
Artık kayıp kabul edilmeye kayıp sonrası hayatın koşulları gözden geçirilmeye başlanmıştır.
DEPRESYON- HÜZÜNLENME:
Kişi kendini büyük bir boşlukta hisseder.Ruh halinde düzensizlikler,yalnızlık duygusu,sosyal çevreden uzaklaşma görülebilir.Bu belirtiler kişiden kişiye değişir.
"Onsuz devam etmenin anlamı ne?" "Zaten bende öleceğim ." Hayatin amacı ne?
KABULLENME: Kişi yaşanılan kaybı kabullenir ve eski yaşamına geri döner.
"Her şey iyi olacak" "Karşı koyamam ama hazırlık yapabilirim...
PALYATİF BAKIM EVRESİ VE KAYIP SONRASI
HEMŞİRELİK YAKLAŞIMI
Aile bireylerinin yaşadıkları duyguların doğal olduğunu anlamalarına yardım etme
Uygun ağrı kesicilerin hastaya verildiği konusunda aileye
güvence verme.
Hastanın nasıl rahatlayacağını aileye öğretme.
Hastalarını gördüklerinde ne bekledikleri ve hastanın
durumu bozulurken görebilecekleri değişiklikleri aile ile konuşma
Hastanın görünüşüne özen gösterme.
Aile bireylerinin yitirdikleri kişiyi görmelerini
destekleme.
Öfkeyi anlama ve iletişim kurma.
Etkin dinleme.
Güven duygusunu sürdürme.
Zor kararlarda aileye destek olma.
Aileyi destek gruplarına yöneltme.
Stresi azaltmaya yardım etme
" Hoşça kal"
diyebilmek...
Bir şeye nasıl başladığımız, nasıl "merhaba" dediğimiz kadar, bir şeyden nasıl ayrıldığımız, nasıl "hoşça kal" dediğimiz de önemli ve anlamlıdır. Baş etmesi zor acılar, ayrılıklar ve kayıplar gelişim ve olgunlaşmamız için bir araçtır aynı zamanda...
Kaynaklar:
Sağlık ve yaşam dergisi
Psk. Cemal Uzun makale
Uzm. Psk. Serap AltekinEAP ALTEKİN
Carter, B. & Mc Goldrick, M. (1999).
The Expanded family life cycle.
New York: Allyn Bacon.
Nar, E. (2005). Anne, Baba ve Öğretmenim Beni Anlayın:
Çocuk Psikolojisi Adına Merak Edilen Her Jey.
İstanbul: Babıâli Kültür Yayıncılığı.
Parkes, C. M. (1972). Bereavement: Studies of grief
psikolojiktravma.blogspot.com/
www.psikonet.com/konu.asp
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
Köşe Yazarlarımız
Çok Okunan Köşe Yazıları
© degisimmedya.com |
İletişim Bilgileri |
Künye |
İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın |
Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. |
Tel : 0 372 322 27 30 E-posta: info@degisimmedya.com |