AKÇAKOCA'MIZA YAZIK OLUYOR
03 Ocak 2014 08:41:10
Bir ilçenin kalkınmasında doğa güzellikleri, kültür, üretim ne kadar önemliyse; o ilçenin en iyi şekilde tanıtılması da çok önemlidir. Firmalar ürünlerini tanıtmak için nasıl her türlü reklam araçlarını kullanıyorlarsa, büyük paralar harcıyorlarsa; ilçelerin tanıtımı için de reklama, tanıtıma ihtiyaç vardır.
Allah bizlere Akçakoca gibi bir cennet vermiştir. Her şeyimiz vardır. Kullanmasını da,yararlanmasını da, tanıtmasını da bilemiyoruz. Yağımız, şekerimiz, unumuz var; helva yapıp yiyemiyoruz. Onlara yer gösterip, tesis yapıp, turizmde değerlendiremiyoruz. Yapılan projeler görmezlikten geliniyor. Yetkililer ''ben yaptım oldu'' mantığı ile yanlış hareket ediyor. Hep Akçakoca kaybediyor. Cennet gibi Akçakoca'mızda yaşayan insanlar olarak bizler oturup ağlayarak bir şeyler elde etmeye çalışırsak hep beraber hava alacağımızı bilmek zorundayız. Bir şeylere dur demek yanlış demek onlara karşı duruş göstermek zorunda olduğumuzu bilmek zorundayız. Akçakoca Kurtuluş Savaşı'ndan denizden,fındıktan, doğadan, turizmden kendinden bahsettirdi. Gelin görün ki şimdilerde istişare yok. Destek yok, dayanışma yok. Herkes çok biliyor ama hiçbir şey bilmiyor. Bilenlere de hakaret edercesine laf uzatılıyor yapmayın beyler. Sanata, yazara, basına, sporcuya, eğitimciye, sağlıkçıya vb. değer verilmiyor. 21. Yüzyıl insanında öne çıkan olumsuz davranışların başında, kibir vardır. Kibir gittikçe şekil değiştirerek kin haline dönüşür. Kibir ve kinin kemikleşmesinde ise insanların birbirlerine güvensizliği rol oynar. Bunların tamamında insanın kendisini öne çıkarması yatmaktadır. Eğer bir insan yalnız kendisinin düşündüklerinin en doğru, kendisinin bildiğinin en doğru, yaptıklarının hatasız olduğundan yola çıkmışsa, biliniz ki o ailede, o toplumda muhakkak bir huzursuzluk vardır. Eğer bunlara bir de istişare kapısını kapatmışsanız, artık dönülmez bir yola girmişsinizdir. Bu bir ferdi hastalıktır. Sonuç dediğim dediktir. Karşınızdakinin söylediklerini duymazsınız, kendinize göre çizdiğiniz bu rotada yürümeye devam edersiniz. Yürüdükçe ortamın bozulduğunun, rahat ve huzurun kaçtığının çoğu kez farkına varmazsınız. Huzursuzluğun ve rahatın kaçtığının farkına vardığınızda ise iş içten geçmiştir. Bir yandan kimseyi gözünüz görmezken, sağlık sorunlarının da ortaya çıktığını görürsünüz. Ben halkımıza çok fazla bu işin vebalini yüklemek istemiyorum. Çünkü onlar bu işlerden nemalanmayı veya kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı beceremezler. Ama ezildiklerinde ve horlandıkların da onları koruyacak, savunacak ve mücadele verecek önderleri olmadığı içinde sadece sızlanacaklardır. Halkın sızlanmasına normal diyebilirim ama ne yazık ki ilçemizi yönetenler de birlik beraberlik içerisinde olunmadığından yakınıyor ve onlarda sızlanıyor. Akçakoca halkını anladım da siz icra makamında olanları kimse kusura bakmasın ama anlamakta zorlanıyorum. Sizler bu insanları yönlendirecek onları birleştireceksiniz. Çok da zor bir şey değil. Öncelikle sizler bir araya gelip birleşin ama gerçekten birleşin bakın görün halkın tepkileri nasıl olacak. Yapmayın beyler gerçekten bu tür düşünceler bizleri yok eder, küçültür. Sizler birbirinizle kavga içinde oldukça halk ne yapsın onlarda çaresiz sessiz kalmak zorunda hissediyorlar kendilerini. Akçakoca'ya hizmet veren insanlar çok az git gide ilçemiz kötüye gidiyor. Arıyorum eski insanları,elle tutulur neyimiz var. Bunları sorgulamak ve peşine düşmek varken neden birbirimizi yiyelim. Akçakoca ilçesini yöneten bütün yönetim kadrosuna STK başkanı ve yöneticilerine ve bütün derneklere, saygı değer Akçakoca halkına sesleniyorum. Lütfen hepimiz ellerimizi başımızın iki yanına koyalım ve düşünelim Akçakoca için neler yapabiliriz. Bizler çaresiz ve düşkün insanlar değiliz. Kendimizi toparladığımız ve bütünleştiğimiz de neler yapılabileceğini ispat etmemiz gerekiyor. Hangi tür olay olursa olsun, akşam kendimizi imtihana çekmemiz gerekiyor. Bunun da önünde olayların üzerine hırsla gitmek yerine sabırla gitmek bizi yanlış yapmaktan şüphesiz koruyacaktır. Olayların büyümeden önlenmesinin yolu önce sabırdan, sonra da birbirimizle sakin bir şekilde konuşmaktan geçmektedir. Ön yargılarımızdan kurtulabilmektir. Geri adım atmamızı zorlaştıracak ifadelerden muhakkak kaçınmamız gerekmektedir. Önce birbirimize adım adım yaklaştığımızda, sorunların bir bir ortadan kalktığını görecek, normal ortamda olduğumuzun neşesini ve sevincini yaşadığımızı göreceğiz. Dünya malının dünyada kaldığını bilerek, kendimizi, ailemizi ve toplumumuzu germenin kimseye faydası olmadığıdır. İnşallah hep beraber el ele gönül gönüle bu işleri başarabiliriz ve Akçakoca'mızı layık olduğu yere taşırız.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com