On Kasımda Atatürkü Anmak ve Anlamak
08 Kasim 2010 12:18:00
10 Kasım sebebiyle ben de Atatürk’ü acizane bir şekilde, kendimce anmak istiyorum. Konuya, biz Türkler ve Türk Milleti için önemli olan boyutundan yaklaşacağım.
Atatürk... Batı Türkeli Türkleri’ni esaretten kurtararak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran dâhi komutan ve büyük lider. Fazla söze gerek yok. Bu vasıfların hepsini birden üzerinde taşıyan insanlardan biridir Atatürk. Bu sebepten, hiçbir şekilde istismar veya red edilemeyecek bir şahsiyettir.
Ancak günümüzde, Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü kendisine kalkan olarak alan bazı istismarcılar, çirkin hedeflerine ulaşmak için Atatürk gibi bir şahsiyeti kendilerine alet etme gafleti içerisindeler. Ve yine bir kısım da, maalesef kendi çirkin emellerini gerçekleştirmek amacıyla onu reddetmektedirler. Biz her iki gruba da lânet okumaktayız. Zira Atatürk’ün vecizelerini fikir terazisinde tartarak anlamaya çalıştığımızda, onun hiçbir şekilde kullanılamayacak derecede derin fikir hayatını görebiliriz. Bu iki grubun dışında, beni en çok üzen diğer bir grup da maalesef kendisini “Milliyetçi” olarak tanımlayan kişilerin duyarsızlığı.
Bu duyarsızlık neticesinde ne kadar komünist, leninist, marksist ve bilumum ..... istler, icraatlarıyla Atatürk'ün kemiklerini sızlatmışlar ve hâlâ daha sızlatmaktadır. Atatürk düşmanlarının niyetleri malûm. “Dinine ve Bayrağına bağlı Milletimize ve milliyetçilere sesleniyorum” Bağrımızdan çıkan, Türklük için çalışan gerçek Milliyetçi Atatürk’e niçin sahip çıkmıyorlar? O’nun hakkında niçin vatan hainlerinin davranış ve karalamalarına , komünistlerin,batılı emperyalistlerin,Dünyada ki Türk düşmanlarının ve aşırı dincilerin kirli emellerine alet ettiriyoruz? Niçin? Niçin? Sebebi çok açık: Atatürk’ü tanımıyor ve anlamıyoruz da ondan.
10 Kasım dolayısıyla; Nutku başta olmak üzere, her konuşmasının hemen, hemen yarısını Türk, Türk Milleti, Türk kültürü, vatan, millet, bayrak gibi kutsal varlıklarla süsleyen gerçek Milliyetçi Atatürk’ü; örnekleriyle, haddim olmayarak anlatmaya çalışacağım... Milletimin ve Milliyetçi arkadaşlarımın da O’nu anlamaya çalışırlar. Anlamayanlara da anlatırlar…
Atatürk ve Atatürkçü düşünceye sahip çıkar, bu düşüncenin içinde yer alır, fikirlerinin savunucusu olurlar…!
– ”Vatan, bölünmez bir bütündür; parçalanamaz”
-“Milletim Türk, Vatanım Türkiye, ülküm Türklüktür.”
– “Milletim Türk, Vatanım Türkiye, Ülküm Türklüktür”
-Bu sözü acaba, “Atatürkçüyüm” diyen kaç kişi söylemektedir?
– “ Bir gün ressamlar Türk’ün sîmâsını kaybederlerse Yıldırım’ı alsınlar, yapıversinler”
-“Bu memleket tarihte Türktü ;halde de( bugün de) Türktür ve ebediyen Türk kalaçaktır.”
– “ Bu memleket, tari
– “Efendiler, muhterem milletime tavsiye ederim ki; sinesinden yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanlarında ve vicdanlarındaki asil cevheri tahlil etmek dikkatinden bir an bile feragat etmesinler.”
İşte bu kadar. Gel de bu söz için bir kitap yazma. Güncelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek asıl meselemizin bu olduğunu hiç unutmamak gerekir. Atatürk’ün vecizelerine devam edelim...
-“Türk Milleti’nin içtimai nizamını ihale müteveccih didinmeler ,boğulmaya mahkumdur. Türk Milleti, kendisinin ve Milletinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen müfsid, sefil, vatansız ve milliyetsiz sebük- mağzların hezeyanlarındaki gizli ve kirli emellerini anlamayacak ve onlara müsamaha gösterecek bir heyet değilmağzlaıezeyanlarındakigizliverinianlamayacak ve onlara müsamaha gösterecek bir heyet değildir.”
“Ben dünya halklarının vatandaşıyım, Türk ne, Türklük ne imiş ki ben onunla gurur duyayım” diyen ve aynı zamanda “Atatürkçüyüm” deme saygısızlığını gösterenler hiç utanmıyorlar mı? Yoksa bilerek, isteyerek mi hainlik ediyorlar?
-“Buraya konduğumuzdan beri ne olduğumuzu anlamaya çalıştık ve anlatıp duruyoruz ki; Türk eli büyüktür ve yeryüzünde yalnız o büyüktür. Her yeri Türk’tür. Ve her yeri aydınlatan Türk’ün yüzüdür.üyüktür ve yeryüzünde yalnız o büyüktür. Her yeri Türk’tür ve her yeri aydınlatan Türk’ün yüzüdür.”
Bu topraklara niçin “Türk Eli” dendiğini anlamak istemeyenlere ithaf olur.
– “Benim yaradılışımda fevkâlade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir”.
-Yurdumuz ve Milletimiz bölünmez bir bütündür. Bütünlüğün devamı ; Türklük şuuru ve onun besleyici milli gelenek, göreneklerimiz ve milli kültürümüzle sağlanmaktadır.”
– “Az zamanda, çok işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü: Temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.”
-“Türk Milletinin karakteri yüksektir. Türk Milleti çalışkandır.Türk Milleti zekidir.”
Bir zamanlar, bu cennet vatanımızın ve asil milletimizin sırtından geçinen bir zat; “Türk Milleti’nin yüzde yetmişi aptaldır” demişti. Beni kahreden, çılgına çeviren, isyan ettiren bu söz değil, kendilerini Atatürkçü olarak tanıtanların; bırakın tepki göstermesini, bu sözün arkasında durmaları ve sözün sahibine destek vermeleriydi. Sizden Türk ve Türkçü olmanızı beklemiyoruz; Ancak, Atatürkçülük adına karşı gelseydiniz. Bu nasıl Atatürkçülük? Burada unutmadan şunu da belirtmek istiyorum: Bu ve bunun gibi şahıslar, Atatürk’ü Koruma Kanunu’na karşı gelmiyorlar mı? Zirâ Atatürk Türk Milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir” dememiş miydi…
Ayrıca unutmasınlar ki, Atatürk de bir Türk’tü...
Bir başka sözü:
– “Biz, doğrudan doğruya milletperveriz ve Türk Milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk Kültürü ile dolu olursa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.”
-Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, evvela biz kendimize , benliğimize milliyetimize bu hürmeti hissen ,fikren , fiilen , bütün ef’al ve harekatımızla gösterelim. Bilelim ki,milli benliğini bulamayan milletler , başka milletlerin şikarıdır.”erin şikârıdır.”
– “Millet sevgisi kadar büyük mükâfat yoktur.”
-“Dünya yüzünde ; Türk Milleti’nden daha büyük, ondan daha eski bir yurt, ondan daha temiz bir Millet yoktur. Ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.”
– “Genç nesillerini milliyetçi olarak yetiştiren milletler, geleceğe emniyetle bakabilirler. Milliyetçilik; mensup olduğu milleti ilerletmek, yükseltmek, millî değerleri korumak ve geliştirmek duygusu ve şuurudur.”
Milliyetçiliği bundan daha kısa, daha özlü ve daha güzel şekilde tarif edebilirim diyen varsa, buyursun. Bizim düsturumuz da bu değil mi?
Okuduğunuz tüm bu sözlerin altındaki imzayı kapatalım ve tekrar okuyalım. Anında sizi afaroz ederler. Faşist, gerici, Türkiye’deki “realiteyi(!)” görmeyen dar kafalı damgasını yersiniz. Ancak bu sözleri ne ben, ne de bir başka Türkçü söyledi. Bunu Türklüğün ve Türk Milliyetçiliği’nin en kavî savunucusu “Mustafa Kemal Atatürk” söyledi. Herkes gerekli dersi çıkarıyordur inşallah...
-Türk Milletinin dili , TÜRKÇE’ dir Türk Dili , dünyada en güzel, en zengin ve en kolay dildir.”– “Türk Milleti’nin dili, n kolay dildir”
– “Türk Dili, Türk Milleti’nin kalbidir, beynidir.”
Atatürk mezarından kalksa; kalktığına pişman olmaz mıydı? . Acaba, Milletimizin kalbini ve beynini bilgi kirliliğine uğratmak isteyenlere lanet okumaz mıydı? Aslında bu satırları, Anıtkabir’deki şeref defterine yazmak isterdim. Çünkü: Orada Atatürk’ün sözleri bir kere daha tarihe geçmiş olurdu.
Atatürk’ün Türk, Türkçülük, millet, milliyetçilik ile ilgili sözleri tabiî ki bu kadar değil. ancak, onu anlamaya sevk etmek için bu kadarı yeter herhalde.
Atatürk’ün sözleriyle ilgili olarak yazacaklarımı bitirirken: 1947-49 yılları arasında Dr. Arın Engin’in, İngiltere’de rastladığı “İngiliz Browny usûlü” yemin töreninden bahsetmeden geçemeyeceğim. Bu hadise zannederim, “ırkçı eğitim” (Maalesef verilmediği halde) veriliyor; “Milli Eğitim değil, Türkiye Eğitim sistemi olsun” diyenlere güzel bir cevap olacak:
“İngiltere’deki okullarda bir yemin usûlu vardır; adına “Browny usûlü” denmekte. Bu tören, haftada bir düzenlenmekte. Yemin töreni için öğrenciler, her tarafı bayraklarla ve millî liderlerin posterleriyle süslenmiş geniş bir salonda toplanırlar. Her öğrenci yerine oturmadan önce bayrağı ve liderleri selâmlamak zorundadır. Daha sonra, seçilen bir öğrenci, gururla, avazı çıktığı kadar bağırarak şu sözleri söylemekte, diğerleri de tekrarlamaktadır.
“Ben bir İngiliz’im. İngilizliği her şeyin üstünde, canımdan, evimden, barkımdan da üstün tutarım. Gönlümde ve kafamda İngiliz onurunu yaşatırım; onun korunması ve yükselmesi uğrunda her an ölmeğe hazırım... Ben İngiliz olmadıkça bir hiçim...”
“Sen bir İngiliz olmadıkça hiçbir şey olamazsın!..”
“Vay ırkçı vay!..” diyemezler, ama hemen bizim “Andımızı” hatırlatırlar. Doğrudur. Biz de her sabah “Türküm, doğruyum, çalışkanım”, sözleriyle başlayan Andımızı okutuyoruz. Ancak bu, ulvî tören havasından çıkmış, yasak savma niteliği kazanmıştır. Değiştirilmek , kaldırılmak istenmektedir.Neden andımıza sahip çıkmıyoruz. Çıksak bile Ayrıca, Türklük şuuru veremedikten sonra... Bilmelisiniz ki Türklük şuurunu vermek ve yaşatmak hepimize düşer.
SONUÇ;
Ey Türk Milleti ! Atatürk’ü anlayın ve sahip çıkın. Milletimize, asalakların tanıttığı veya tanıtmaya çalıştığı Atatürk gibi değil; “Milliyetçi Atatürk” olarak gerçekleri, gerçek Atatürk’ü tanıtın. Odanızda, ofisinizde, pankartlarınızda, basınınızda, takviminizde vs. gibi her yerde Atatürk’ün gerçek fikirlerini aksettirin. Asın sokaklara, caddelere, pencerelere bu vecizeleri. Herkes bilsin “Atatürk’ün Milliyetçiliği’ni. Haykırın sağır kulaklara “Atatürk’ün bize emaneti olan Türk Milliyetçiliği” kavramını. Dikkat çekin kurduğu müesseselere, kullandığı isimlere: Milli mücadele, Milli irade, Milli Hakimiyet, Milli zafer, Milli vicdan, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu. Atatürk’ün kurduğu bütün kurum ve kuruluşların başında TÜRK ve MİLLİ kelimesi vardır.
Bu gerçeği, Milliyetçi Atatürk gerçeğini öğretin. “Atatürk Milliyetçiliği’nin, Atatürk’ün Milliyetçiliği; yani Türk Milliyetçiliği” olduğunu milletimize anlatın. Vatan size minnettar kalacaktır!
Görüşün ne olursa olsun Milletimin Hepsine bir kere daha tarihi çağrı yapıyorum. Çağdaş Millet , Çağdaş Türkiye için;…
ATATÜRK’ÜN ETRAFINDA TOPLANALIM-ATATÜRK’ÜN YOLUNDA YÜRÜYELİM..!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !... 10-Kasım-2010
Atatürk... Batı Türkeli Türkleri’ni esaretten kurtararak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran dâhi komutan ve büyük lider. Fazla söze gerek yok. Bu vasıfların hepsini birden üzerinde taşıyan insanlardan biridir Atatürk. Bu sebepten, hiçbir şekilde istismar veya red edilemeyecek bir şahsiyettir.
Ancak günümüzde, Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü kendisine kalkan olarak alan bazı istismarcılar, çirkin hedeflerine ulaşmak için Atatürk gibi bir şahsiyeti kendilerine alet etme gafleti içerisindeler. Ve yine bir kısım da, maalesef kendi çirkin emellerini gerçekleştirmek amacıyla onu reddetmektedirler. Biz her iki gruba da lânet okumaktayız. Zira Atatürk’ün vecizelerini fikir terazisinde tartarak anlamaya çalıştığımızda, onun hiçbir şekilde kullanılamayacak derecede derin fikir hayatını görebiliriz. Bu iki grubun dışında, beni en çok üzen diğer bir grup da maalesef kendisini “Milliyetçi” olarak tanımlayan kişilerin duyarsızlığı.
Bu duyarsızlık neticesinde ne kadar komünist, leninist, marksist ve bilumum ..... istler, icraatlarıyla Atatürk'ün kemiklerini sızlatmışlar ve hâlâ daha sızlatmaktadır. Atatürk düşmanlarının niyetleri malûm. “Dinine ve Bayrağına bağlı Milletimize ve milliyetçilere sesleniyorum” Bağrımızdan çıkan, Türklük için çalışan gerçek Milliyetçi Atatürk’e niçin sahip çıkmıyorlar? O’nun hakkında niçin vatan hainlerinin davranış ve karalamalarına , komünistlerin,batılı emperyalistlerin,Dünyada ki Türk düşmanlarının ve aşırı dincilerin kirli emellerine alet ettiriyoruz? Niçin? Niçin? Sebebi çok açık: Atatürk’ü tanımıyor ve anlamıyoruz da ondan.
10 Kasım dolayısıyla; Nutku başta olmak üzere, her konuşmasının hemen, hemen yarısını Türk, Türk Milleti, Türk kültürü, vatan, millet, bayrak gibi kutsal varlıklarla süsleyen gerçek Milliyetçi Atatürk’ü; örnekleriyle, haddim olmayarak anlatmaya çalışacağım... Milletimin ve Milliyetçi arkadaşlarımın da O’nu anlamaya çalışırlar. Anlamayanlara da anlatırlar…
Atatürk ve Atatürkçü düşünceye sahip çıkar, bu düşüncenin içinde yer alır, fikirlerinin savunucusu olurlar…!
– ”Vatan, bölünmez bir bütündür; parçalanamaz”
-“Milletim Türk, Vatanım Türkiye, ülküm Türklüktür.”
– “Milletim Türk, Vatanım Türkiye, Ülküm Türklüktür”
-Bu sözü acaba, “Atatürkçüyüm” diyen kaç kişi söylemektedir?
– “ Bir gün ressamlar Türk’ün sîmâsını kaybederlerse Yıldırım’ı alsınlar, yapıversinler”
-“Bu memleket tarihte Türktü ;halde de( bugün de) Türktür ve ebediyen Türk kalaçaktır.”
– “ Bu memleket, tari
– “Efendiler, muhterem milletime tavsiye ederim ki; sinesinden yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanlarında ve vicdanlarındaki asil cevheri tahlil etmek dikkatinden bir an bile feragat etmesinler.”
İşte bu kadar. Gel de bu söz için bir kitap yazma. Güncelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek asıl meselemizin bu olduğunu hiç unutmamak gerekir. Atatürk’ün vecizelerine devam edelim...
-“Türk Milleti’nin içtimai nizamını ihale müteveccih didinmeler ,boğulmaya mahkumdur. Türk Milleti, kendisinin ve Milletinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen müfsid, sefil, vatansız ve milliyetsiz sebük- mağzların hezeyanlarındaki gizli ve kirli emellerini anlamayacak ve onlara müsamaha gösterecek bir heyet değilmağzlaıezeyanlarındakigizliverinianlamayacak ve onlara müsamaha gösterecek bir heyet değildir.”
“Ben dünya halklarının vatandaşıyım, Türk ne, Türklük ne imiş ki ben onunla gurur duyayım” diyen ve aynı zamanda “Atatürkçüyüm” deme saygısızlığını gösterenler hiç utanmıyorlar mı? Yoksa bilerek, isteyerek mi hainlik ediyorlar?
-“Buraya konduğumuzdan beri ne olduğumuzu anlamaya çalıştık ve anlatıp duruyoruz ki; Türk eli büyüktür ve yeryüzünde yalnız o büyüktür. Her yeri Türk’tür. Ve her yeri aydınlatan Türk’ün yüzüdür.üyüktür ve yeryüzünde yalnız o büyüktür. Her yeri Türk’tür ve her yeri aydınlatan Türk’ün yüzüdür.”
Bu topraklara niçin “Türk Eli” dendiğini anlamak istemeyenlere ithaf olur.
– “Benim yaradılışımda fevkâlade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir”.
-Yurdumuz ve Milletimiz bölünmez bir bütündür. Bütünlüğün devamı ; Türklük şuuru ve onun besleyici milli gelenek, göreneklerimiz ve milli kültürümüzle sağlanmaktadır.”
– “Az zamanda, çok işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü: Temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.”
-“Türk Milletinin karakteri yüksektir. Türk Milleti çalışkandır.Türk Milleti zekidir.”
Bir zamanlar, bu cennet vatanımızın ve asil milletimizin sırtından geçinen bir zat; “Türk Milleti’nin yüzde yetmişi aptaldır” demişti. Beni kahreden, çılgına çeviren, isyan ettiren bu söz değil, kendilerini Atatürkçü olarak tanıtanların; bırakın tepki göstermesini, bu sözün arkasında durmaları ve sözün sahibine destek vermeleriydi. Sizden Türk ve Türkçü olmanızı beklemiyoruz; Ancak, Atatürkçülük adına karşı gelseydiniz. Bu nasıl Atatürkçülük? Burada unutmadan şunu da belirtmek istiyorum: Bu ve bunun gibi şahıslar, Atatürk’ü Koruma Kanunu’na karşı gelmiyorlar mı? Zirâ Atatürk Türk Milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir” dememiş miydi…
Ayrıca unutmasınlar ki, Atatürk de bir Türk’tü...
Bir başka sözü:
– “Biz, doğrudan doğruya milletperveriz ve Türk Milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk Kültürü ile dolu olursa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.”
-Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, evvela biz kendimize , benliğimize milliyetimize bu hürmeti hissen ,fikren , fiilen , bütün ef’al ve harekatımızla gösterelim. Bilelim ki,milli benliğini bulamayan milletler , başka milletlerin şikarıdır.”erin şikârıdır.”
– “Millet sevgisi kadar büyük mükâfat yoktur.”
-“Dünya yüzünde ; Türk Milleti’nden daha büyük, ondan daha eski bir yurt, ondan daha temiz bir Millet yoktur. Ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.”
– “Genç nesillerini milliyetçi olarak yetiştiren milletler, geleceğe emniyetle bakabilirler. Milliyetçilik; mensup olduğu milleti ilerletmek, yükseltmek, millî değerleri korumak ve geliştirmek duygusu ve şuurudur.”
Milliyetçiliği bundan daha kısa, daha özlü ve daha güzel şekilde tarif edebilirim diyen varsa, buyursun. Bizim düsturumuz da bu değil mi?
Okuduğunuz tüm bu sözlerin altındaki imzayı kapatalım ve tekrar okuyalım. Anında sizi afaroz ederler. Faşist, gerici, Türkiye’deki “realiteyi(!)” görmeyen dar kafalı damgasını yersiniz. Ancak bu sözleri ne ben, ne de bir başka Türkçü söyledi. Bunu Türklüğün ve Türk Milliyetçiliği’nin en kavî savunucusu “Mustafa Kemal Atatürk” söyledi. Herkes gerekli dersi çıkarıyordur inşallah...
-Türk Milletinin dili , TÜRKÇE’ dir Türk Dili , dünyada en güzel, en zengin ve en kolay dildir.”– “Türk Milleti’nin dili, n kolay dildir”
– “Türk Dili, Türk Milleti’nin kalbidir, beynidir.”
Atatürk mezarından kalksa; kalktığına pişman olmaz mıydı? . Acaba, Milletimizin kalbini ve beynini bilgi kirliliğine uğratmak isteyenlere lanet okumaz mıydı? Aslında bu satırları, Anıtkabir’deki şeref defterine yazmak isterdim. Çünkü: Orada Atatürk’ün sözleri bir kere daha tarihe geçmiş olurdu.
Atatürk’ün Türk, Türkçülük, millet, milliyetçilik ile ilgili sözleri tabiî ki bu kadar değil. ancak, onu anlamaya sevk etmek için bu kadarı yeter herhalde.
Atatürk’ün sözleriyle ilgili olarak yazacaklarımı bitirirken: 1947-49 yılları arasında Dr. Arın Engin’in, İngiltere’de rastladığı “İngiliz Browny usûlü” yemin töreninden bahsetmeden geçemeyeceğim. Bu hadise zannederim, “ırkçı eğitim” (Maalesef verilmediği halde) veriliyor; “Milli Eğitim değil, Türkiye Eğitim sistemi olsun” diyenlere güzel bir cevap olacak:
“İngiltere’deki okullarda bir yemin usûlu vardır; adına “Browny usûlü” denmekte. Bu tören, haftada bir düzenlenmekte. Yemin töreni için öğrenciler, her tarafı bayraklarla ve millî liderlerin posterleriyle süslenmiş geniş bir salonda toplanırlar. Her öğrenci yerine oturmadan önce bayrağı ve liderleri selâmlamak zorundadır. Daha sonra, seçilen bir öğrenci, gururla, avazı çıktığı kadar bağırarak şu sözleri söylemekte, diğerleri de tekrarlamaktadır.
“Ben bir İngiliz’im. İngilizliği her şeyin üstünde, canımdan, evimden, barkımdan da üstün tutarım. Gönlümde ve kafamda İngiliz onurunu yaşatırım; onun korunması ve yükselmesi uğrunda her an ölmeğe hazırım... Ben İngiliz olmadıkça bir hiçim...”
“Sen bir İngiliz olmadıkça hiçbir şey olamazsın!..”
“Vay ırkçı vay!..” diyemezler, ama hemen bizim “Andımızı” hatırlatırlar. Doğrudur. Biz de her sabah “Türküm, doğruyum, çalışkanım”, sözleriyle başlayan Andımızı okutuyoruz. Ancak bu, ulvî tören havasından çıkmış, yasak savma niteliği kazanmıştır. Değiştirilmek , kaldırılmak istenmektedir.Neden andımıza sahip çıkmıyoruz. Çıksak bile Ayrıca, Türklük şuuru veremedikten sonra... Bilmelisiniz ki Türklük şuurunu vermek ve yaşatmak hepimize düşer.
SONUÇ;
Ey Türk Milleti ! Atatürk’ü anlayın ve sahip çıkın. Milletimize, asalakların tanıttığı veya tanıtmaya çalıştığı Atatürk gibi değil; “Milliyetçi Atatürk” olarak gerçekleri, gerçek Atatürk’ü tanıtın. Odanızda, ofisinizde, pankartlarınızda, basınınızda, takviminizde vs. gibi her yerde Atatürk’ün gerçek fikirlerini aksettirin. Asın sokaklara, caddelere, pencerelere bu vecizeleri. Herkes bilsin “Atatürk’ün Milliyetçiliği’ni. Haykırın sağır kulaklara “Atatürk’ün bize emaneti olan Türk Milliyetçiliği” kavramını. Dikkat çekin kurduğu müesseselere, kullandığı isimlere: Milli mücadele, Milli irade, Milli Hakimiyet, Milli zafer, Milli vicdan, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu. Atatürk’ün kurduğu bütün kurum ve kuruluşların başında TÜRK ve MİLLİ kelimesi vardır.
Bu gerçeği, Milliyetçi Atatürk gerçeğini öğretin. “Atatürk Milliyetçiliği’nin, Atatürk’ün Milliyetçiliği; yani Türk Milliyetçiliği” olduğunu milletimize anlatın. Vatan size minnettar kalacaktır!
Görüşün ne olursa olsun Milletimin Hepsine bir kere daha tarihi çağrı yapıyorum. Çağdaş Millet , Çağdaş Türkiye için;…
ATATÜRK’ÜN ETRAFINDA TOPLANALIM-ATATÜRK’ÜN YOLUNDA YÜRÜYELİM..!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !... 10-Kasım-2010
Bu Yazı Toplam 596 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com