İÇ ODAKLI MI DIŞ ODAKLI MI YAŞIYORUZ?
26 Eylül 2014 11:06:39
Kendi hayatımızı mı yaşıyoruz yoksa başkalarının bize dayattığı hayatı mı? Bunu test etmenin çok kolay bir yolu var : "Bu yaşa kadar kendin için ne yaptın?" sorusunu kendimize dürüstçe sormak. Danışanlarıma sorduğumda gelen cevaplar birbirine benzer: Ev aldım, araba aldım, tatile gittim şeklinde oluyor. Yüzeysel baktığımızda doğru ancak arka plana, derinliğine baktığımızda farklı cevaplarla karşılaşıyoruz ev aldım ama hiçte kullanışlı olmayan ev aldım sırf yakın akrabalara "vay be ne güzel evi var desinler diye" araba aldım ancak bütçemi çok zorlayarak lüks bir araba aldım, tatile tarihi yerleri gezmeye gittim ancak gezmeyi pek te sevmem sırf "tarihe ne kadar meraklı desinler" diye gibi cevaplar geliyor.
Kısacası bir eylem planlamak ya da bir eylemi hayata geçirmek; örneğin kitap okurken, araba alırken, tatile gideceğimiz yeri belirlemek, ev alırken, eve eşya alırken, kıyafet alırken gibi eylemleri hayata geçirme aşamasında temel isteklendirme kaynağı nedir diye kendi kendimize ; "Ben bu eylemi kendim için mi yoksa başkalarının beğenisini takdirini, onayını almak için mi yapıyorum?" Yaptığımız her eylemi twitter , facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmak orada ki arkadaşlarımızın beğenisine sunmak için mi yapıyoruz " Vay be nerelerde gezmiş" " ne güzel hayatı var" " ne güzel olmuş" desinler şeklinde temel motivasyon kaynağıyla yapıyorsanız bunun adı dış odaklı bir yaşam tarzıdır.
Dış odaklı bireyler kendi olmayan, başkalarının hayranlığını almak için, başkalarının beklentilerine göre hayatını şekillendiren, eşi dostu onu eleştirmesin onu onaylasın diye sınırsız güç, başarı ve beğenilme duygusu peşinde koşan, ilişkilerinde partnerlerini aşırı yüceltip sonra değersizleştiren, duygu durumu tutarsız, sürekli dikkat çekme isteği olan bireylerdir. Bu bağlamda kendisine ihanet eden bireylerdir. Ayrıca dış odaklı yaşayan bireyler her an reddedilme kaygısını içsel olarak yaşayan, eleştiriden aşırı korkan, eleştiriyi kendisini geliştirmek için fırsat olarak değil de kendisine yapılmış bir saldırı olarak gören, her daim çevresindeki insanları mutlu etmek ve başkalarının hayranlığını kazanmak zorunluluğunu derinden hisseden bireylerdir.
Bu bireyler, doygunluk ve dinginliği hiçbir zaman yakalayamaz; sürekli bir şeylerle meşgul olmak zorunda hissederler yalnız kaldıklarında yoğun bir boşluk ve eksiklik, hiçlik, panik ve kaygı, umutsuzluk ve çaresizlik, öfke duygularını yaşarlar ve bu duygularla baş başa kalma ve kendi sorunlarıyla yüzleşme cesareti bulamadıkları için kendilerini saatlerce internete, aniden yemek yemeğe, saatlerce telefon görüşmelerine, anlam veremedikleri alışveriş çılgınlıklarına verirler. Ancak yaptıkları eylem bittikten sonra tekrar bir anlamsızlık ve boşluk içine düşerler. Ve bu kısır döngü hayat boyu sürer gider.
Peki bunun bir alternatifi var mıdır? Evet iç odaklı bir yaşam tarzını benimseyen bireyler bir eylem planlarken veya yaparken derinden hissederek "ben bunu gerçekten istiyorum" bu benim için hoş bir varoluş şekli bu beni( patolojik hazdan uzak) mutlu ediyor. Kısacası yapılan eylemlerin arkasında, başkalarının hayranlığı almak değil kendisi için kendi bilgisi ve becerisini arttırmak ve bunu insanlarla paylaşmak vardır.
İç odaklı bireyler kendinden emindir. Dışarıdan gelecek taktir söylemleri onu memnun eder ama gelmezse bunun için bir çaba içerisine girmezler. Yalnız başlarına eylem yapabilir başkalarına bağımlı değil bağlı bir yaşam tarzları vardır. Çalıştıkları işi kendileri için seçmişleridir ve bu seçim özellikle kişisel bir seçimdir. Öğretmeni, annesi; avukat, doktor olmasını istediği için, popüler olduğu için değil araştırarak, deneme yanılma yöntemini kullanarak tekrar tekrar çaba göstererek, zaman zaman tökezleyebilen, ancak bunu hayatın sonu görmeyen, hatalarından ders çıkartabilen, başarısızlıktan sonra kaldığı yerden devam edebilen bireylerdir.
İç odaklı bireyler kurdukları yakın ilişkilerde zamanın ve sabrın önemini bilen, yakın bir ilişki sona erdiğinde önce yeterli bir süre yas tutmasını bilen ve o ilişkiden ders alabilen kişidir.
İç odaklı bireyler, hayatının sorumluluklarını alan, kendi kaderini kendi yazan bireylerdir.
E. e Cummings 'in güzel sözüyle bitirmek istiyorum:
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir Dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez!
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com