SEKİZ KADIN, BİR DAVET!
15 Aralik 2014 14:33:35
Bu hikâyenin kaynağını Madrid'te bulan Zeynep Yapar Vogue dergisine yazmış. Okudum, etkili mesaj verici yanı, dostluğu pekiştiren bir kardeşlik duygusu ve değerli duyguların kutlanabilir olduğunu hatırlatan önemli bir konuya değinmiş.
Museo Thyssen-Bornemisza, Hubert de
Givenchy üzerine yapılan gelmiş geçmiş en büyük retrospektifi ağırlıyor.
Genel olarak meydana gelmiş
olayların gerisine, geçmişine bakmak, bir tür katologlama biçimidir "retrospektif".
Modada da gelinen noktanın öncesi bakmak pek bir önem taşır.
Türkiye'de reklamı çok iyi yapılan
dergiler sizi ne şekilde etkiler bilinmez ama bazı hikâyeler vardır ki,
nesilden nesile geçer.
Fransız aristokrat Alexis von
Rosenberg, nam-ı diğer Baron de Rede, 1966 yılının 13 Haziran gecesi Paris'te
bir parti verir. Zamanın en iyi giyinen kadınlarından Windsor Düşesi Wallis
Simpson da davetliler arasındadır. Düşes, Maison Givenchy'nin sadık müşterisidir.
Bu gece giyeceği elbise de Hubert de Givency'nin elinden çıkar: Tasarımcının
ünlü olduğu o modern zarafeti yansıtan, sıfır kol-sıfır yaka, lacivert beyaz
çizgili organze bir elbise ve aynı kumaştan bir fular. "Sezonun elbisesiydi."
diyor, Mösyö Givenchy. "Fakat sosyeteden diğer kadınların gidip kendi
terzilerine elbisenin aynısını diktireceğini tahmin edemedim." Wallis Simpson
parti mekânına vardığında Givenchy elbisesinin sekiz kopyasıyla karşılaşır.
Sıfır kol-sıfır yaka çizgili elbiseleriyle partiye gelen 8 kadın daha. Windsor
Düşesi ve nedimeleri... Düşes, bu durumdan sıkıntı duyarak gecesini ziyan
edeceğine, sekiz kadından Küba'nın karnaval dansı conga sırasına girmesini rica
eder ve elbise kardeşliği kutlanır.
Küratörlüğünü Eloy Martínez de la
Pera'nın yaptığı serginin seçki ve planlaması, Hubert de Givenchy'nin bizzat
kendisine ait. Bu retrospektif, Museo Thyssen-Bornemisza'nın ilk moda sergisi.
Fransız tasarımcının bu en geniş retrospektifinin Madrid'te sergileniyor
olmasının ardında, İspanyol tasarımcı Cristobal Balenciaga'nın payı var.
Balenciaga, Mösyö Givenchy için büyük bir ilham kaynağı ve bir dosttu.
İspanya'nın kuzeyinde, Getaria'da yer alan Cristóbal Balenciaga Müzesi'nin
oluşumunda Givenchy'nin büyük katkıları oldu, aynı zamanda vakfın da başkanı.
Madrid'deki kostüm müzesi Museo del Traje'ye önemli bağışlar yapan Hubert de
Givenchy, ülkeye sanat ve tasarım alanındaki katkılarından dolayı 2011'de
İspanya devleti tarafından likayet nişanına layık görüldü.
Hubert de Givenchy'nin en sadık
müşterisi, dostu ve ilham perisi Audrey Hepburn'ün Breakfast at Tiffany's
filminde giydiği siyah Givenchy elbise de Madrid'de. Tasarımcının eskizleri,
kostümlerin dikilmiş son halleriyle yan yana sergileniyor. 18 Ocak 2015
tarihine dek gösterimde kalacak Hubert de Givenchy retrospektifi, moda
tarihinin bu en önemli isimlerinden birinin kendi elleriyle düzenlediği en
geniş arşiv olması açısından ziyareti hak ediyor. (Kaynak:
vogue.com.tr)
Özel davetlerde giydiğiniz
elbisenin tek olmasını her şeyden çok tercih eden kadınların çoğunluğunun bu hikâyeyi
okuması temennisiyle.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com