SOSYAL FOBİ
20 Mart 2015 14:50:53
" Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür..."
Mahatma Gandhi
SOSYAL FOBİ
Utanç verici bir duruma düşmekten, eleştirilmekten, reddedilmekten, beğenilmemekten, onaylanmayacak bir davranışta bulunmaktan, alay edilmekten, rezil olmaktan, olumsuz olarak değerlendirilmekten duyulan korkuya "sosyal fobi" denir.
Sosyal Fobinin temelinde sevilmemek, kabul edilmemek, önem verilmemek, dışlanmak, alay edilmek vardır. Sosyal fobisi olan kişiler performans gerektiren herhangi bir işle karşılaştıklarında örneğin topluluk önünde konuşmak gibi genellikle zihinlerinden "beceriksiz görüneceğim", " herkes bana gülecek", "sesim titreyecek", "tutulup kalacağım", "yetersizim", "çirkinim", "çok rahat davranmalıyım", "mükemmel olmalıyım" "asla hata yapmamalıyım" "heyecanlı olduğumu asla belli etmemeliyim" gibi bilişsel çarpımalar geçer ve kısır döngüye girerler. Ayrıca yüz kızarması, ses titremesi, ağız kuruması, kalp çarpıntısı, nefes kesilmesi, ellerin titremesi, terleme ve titreme gibi fizyolojik belirtiler eşlik edebilmektedir. Bunun sonucunda da korkulan ortamlardan uzak durma, hayallere dalma, konuyu değiştirme, göz temasından kaçınma, korkulan ortamı terk etme, eğer ki ; korkulan ortamda mecbur bulunmak zorundaysa kişi kapıya en yakın yerde oturma gibi davranışsal özellikler gösterirler.
Kendi evlerinde rahat olsalar da, sosyal fobili kişilerin en büyük korkusu, topluluk önünde konuşmak ve yemek yemektir. Pek çok sosyal fobili kişi, devlet dairesine veya bankaya gidip rutin işlerini yaptıramazlar. Okulda sosyal fobili öğrenci için, soru sorulduğunda kalkıp cevap vermesi, öğretmen için ise ders anlatmak büyük bir işkencedir. Makam mevki sahibi kişilerin karşısında zorlanırlar ve konuşamazlar. Bazıları telefonla bile konuşamaz. Hatta ağır vakaların sokağa çıkmaya veya bakkala gitmeye bile tahammülleri yoktur. Sonunda kendilerini eve hapsederler, okulda başarısız olurlar, iş hayatları sona erer. Ayrıca karşı cinsle konuşmak da sosyal fobili kişiler için çok zordur ve bu yüzden sosyal fobili kişiler arasında bekarlık oranı yüksektir. Cinsel yaşam, eğitim ve iş başarıları, hayatta gösterdikleri performans genelde düşüktür. Öte yandan radyo ve televizyonda sunuculuk yapan ve başarılı olan çok sayıda iyileşmiş sosyal fobili hasta olduğunu da belirtmeliyim.
Bir çocuğun içinde "sen değersizsin, sevilmeye layık değilsin" mesajının yer etmesi için, ezilmesi, dövülmesi veya aşağılanıp küçük görülmesi gerekir. Korku merkezli otoriter anne-baba tutumuyla ile yetiştirilen, alay edilen ve kendisini ezilmiş hisseden kişi, insanlarla iletişim kurarken rahat davranmakta zorlanır ve çekingen bir kimliğe bürünebilir. Bu nedenle, ebeveynlerin aşırı disiplinli olması en önemli sosyal fobi nedenleri arasındadır. Yakın akrabaları arasında sosyal fobili kişi olanların, bu soruna yakalanma riski olmayanlara göre biraz daha yüksektir. Genellikle kendine güven duymayan, utangaç, çekingen, reddedilmeye çok duyarlı kişilerde sık görülür.
Terapisi
Sosyal fobiklerde genellikle "bilişsel-davranışçı terapi" denilen psikoterapi yöntemi uygulanmaktadır. "Korkulan duruma kademeli olarak maruz bırakma tekniği" uygulanır. Kaygı duyguların ve kaygıya karşı bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşünce yapısını ortaya koyma, başa çıkma stratejileri geliştirme, kendi kendini eğitme ve gerçekçi beklentiler geliştirme gibi bilişsel teknikler ve model olma, üstüne gitme, rol oynama, gevşeme Egzersizleriyle kaslarını gevşetme ve rahat nefes alması gibi davranışçı teknikler kullanılır. Ayrıca sosyal etkileşimi başlatma, sohbet başlatma ve sürdürme, girişkenlik eğitimi ve sürekli pratik yapma gibi sosyal beceri eğitimleri uygulanır. Ayrıca katı, cezalandırıcı bir süper egoya sahip olması sebebiyle yaptığı her eylemde cezalandırılacakmış ve suçluluk duygusu ve bunaltıyla başa çıkabilmek için derinlemesine uzun süreli ancak iç görü geliştirmeye yönelik köklü çözüm yoları bulmasına amaçlayan dinamik psikoterapi uygulanabilmektedir.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com