elif_ypc67@hotmail.com
Üzgünüm...
14 Ekim 2015 08:54:38
Elif İle Çayımın Şekeri
Aslında geçen hafta mutlu mesut 2. yazımı bir hevesle hazırlamıştım.(az sonra okuyacağınız yazımı)fakat cumartesi Ülkece yaşadığımız acı kayıplarımız beni fazlası ile derinden yaraladı.
İnsanlar ölüyor, suçsuz insanlar, analar babalar feryat figan içinde, çocuklar öksüz yetim kalıyor. Ne uğruna, belki bir parça toprak belki amaç ve hedef edindiğin doğru bildiğin değer uğruna. Değer mi? Hayır, hiçbir neden ve sebep bir candan değerli değildir. Yüz yıllardır yaşanan savaşlar, toprak uğruna ölen insanlar hala bize ders olmuyor .'Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var, bu dünya Süleyman'a da kalmadı'.Bize de kalmayacak. Bunu bazen unutuyoruz herhalde, dünya nimetleri, ideallerimiz, heveslerimiz, hırsımız bu sözün önüne geçiyor.
Diliyorum bir daha aynı olaylar yaşanmasın. Ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, geride kalan yaralı öksüz, yetim, çocuk, anne ve babalara sağlık sıhhat diliyorum.
Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
Merhaba dostlar.'Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.'belki çok klasik bir sözdür ama atalarımız bu sözü söylerken, yaşadıklarına istinaden söylemişlerdir. Ben kahvenin içiminden lezzetinden ziyade tarihçesinden bahsetmek istiyorum. Kahve ile ilgili o kadar çok hikâyeler var ki, nesilden nesile dededen toruna anlatılarak yayılmış günümüze kadar gelmiş. İşte bunlardan bir tanesi Kaldi Efsanesi. Bundan yıllar hatta yüzyıllar önce keçi çobanı Kaldi'nin keçilerini otlatırken kahveyi keşfetmesinin hikâyesini aktaralım. Efsanenin 575-850 senelerinde geçtiği tahmin ediliyor. Rivayete göre Kaldi fark eder ki keçileri bir ağacın meyvesini yedikten sonra neşeli ve zıpır olurlar, geceleri de pek uyumak istemezler. Kaldi bu ağacın meyvelerinden toplayıp, buluşunu paylaşmak için yakında kalan Sufi dervişlere gider. Çekirdeklerin marifetini dinleyen Sufi derviş, ilk başta fikri onaylamaz ve çekirdekleri ateşe atar. Ateşe düşen çekirdekler kavrulmaya başlar ve ortalığa bildiğimiz o kahve aroması yayılır.
Yayılan hoş koku Kaldi'ye ve dervişe ilham verir ve çekirdeklerden güzel bir içecek hazırlamak için işe koyulurlar. Kavrulmuş çekirdekler öğütülür ve özlerini bırakmak için suda kaynatılır. Bizim bildiğimiz haliyle kahve böyle doğar.
Sufi kahvenin uzun gece ayinlerinde onu uyanık ve zinde tutuğunu fark eder. Tekkede ki diğer dervişlerde bu hoş kokulu içeceği sever. ve çok geçmeden kahve Yemen ve Arabistan'a yayılır. Daha sonra kahve kendini İstanbul'a da sevdirir ve Avrupa'ya oradan da Dünya'ya yol alır.
Kahve evimizde mutlaka olmasa olmazlardandır. Sürpriz gelen bir misafirimize ikram ettiğimiz en samimi ikramdır. Çoğu zaman yanında bir küçük çikolata veya lokumla taçlandırırız bu lezzeti. Kahve içerken sohbette doyumsuzlaşır. Hiç bitmesin isteriz hem kahve, hem sohbet. Kahve ile ilgili o kadar çok cafeler açılmıştır ki, bu sayede birçok kişi ekmek yer. Doktorlar da günde bir fincan kahvenin sağlığa çok iyi geldiğini söyler. Hadi şimdi kendimize bol köpüklü bir kahve yapalım. Sonra da afiyetle içelim. Kaldi'ye de bir kez daha şükranlarımızı sunalım. Bize böyle lezzetli aroması ve kokusu hoş bir bitki kazandırdığı için. Kalın sağlıcakla...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com