KARANLIĞI ARALAMAK
29 Ekim 2015 08:04:08
Memleketin hali konusunda hepimizin durduğumuz noktaya göre
farklı bakış açıları vardır. Gördüğümüz, duyduğumuz, algıladığımız her şeyi o
bakış açılarından anlamlandırırız. Tepkilerimizi o anlamlara göre
şekillendiririz.
Mesela siz bu yazıyı okurken 26. Dönem Milletvekili Genel
seçimlerine üç gün kalmış olacak. Bu seçim, hayat karşısında aldığınız
pozisyona göre her biriniz için farklı bir anlam taşıyor olmalı.
Mesela, iktidara yakın biriyseniz, bu seçimin hayati bir
önemi olduğunu, 7 Haziran'da ülkenin daha öncekine göre karanlık bir sürece
girdiğini, bu seçimin bu süreci sona erdirip istikrarlı, tek parti iktidarı
bulunan bir Türkiye yaratmak istersiniz.
Mesela, muhalefet partilerinden birinin görüşlerini
kendinize yakın buluyorsanız, 13 yıldır memleket ve bölgenin tek parti
tasallutu altında inlediğini, 1 Kasım seçimlerinin bu durumdan kurtulmak için
önemli bir fırsat sunduğunu düşünürsünüz.
Elbette ki verdiğinizvereceğiniz oyları da bu çerçeveden
değerlendirirsiniz...
İnsanoğlu beşerdir şaşar.
Kimi zaman yersiz bir konformizm, kimi zaman neticesiz bir
nihilizme kapılıp herhangi bir şey yapmamanın bir şey yapmaktan farkı olmadığını düşünebilir insan.
İnsan, kimi zaman doğru olanı yapmak yerine, o an uygun
olanı yapmanın daha yerinde olduğu vehmine kapılabilir.
İnsan bu, şaşacak ya... Kimi zaman bir yanlışı sırf ağzımdan
çıktı diye izlemeye devam eder. Kimi zaman da önce yanlışı yapıp bunu
rasyonalize eder...
Ancak henüz yapılmayan şeyler konusunda yanlıştan dönmek her
zaman mümkündür.
Pazar günü yapılacak seçimlerde sandığa gitmemeyi hangi
bakış açısından izah ederseniz edin, bu "Şaşkın Beşer" profilinden ayrılmış
olmazsınız.
O yüzden, gidip oy kullanmak gerek. Beğendiğiniz partiye, o
yoksa ikinci tercihe, o da yoksa üçüncü tercihinize... Mutlaka size diğerlerinden
yakın bir parti vardır.
O da yoksa demeyin, vardır.
Çin atasözü "Karanlıktan şikayet edeceğine bir mum yak" der.
Elinizde bir avuç karanlıkla güneşli bir yaz günü sokağa
çıkarak, aydınlığı solduramazsınız belki ama karanlık ne kadar zifiri, ne kadar
sınırsız olursa olsun, ufacık bir mumla içinde görülebilir bir aydınlık
yaratabilirsiniz.
Hem evde, yolda, kahvede, işte, ne bileyim sosyal hayatın
her bir noktasında şundan bundan ve ondan şikayet etmiyor muyuz?
Yukarıda izah edilen
çerçevede, ister iktidar, ister muhalefet çerçevesinden gördüğünüz şeyden
şikayet ederseniz edin, bu karanlığı dağıtmanın tek yolu Pazar günü oy
kullandığınız sandığa gitmektir.
Hayatınızdan hoşnut, iktidardan memnunsanız başka bir görüşe
sahip partinin maazallah bu halinize son verebileceğini düşünerek...
Ülkenin geldiği noktadan tedirgin, bir değişim zamanının
geldiğini düşünüyorsanız, 2 Kasım günü farklı bir Türkiye yaratma hedefine bir
tuğla koyabileceğinizi düşünerek...
Sandığa gitmenin sadece kendi geleceğiniz, ikbalinizle
ilgili bir konu olmadığını, aynı zamanda çocuklarınızın içinde yaşayacağı
dünyayı inşa etmek için sizin payınıza düşen bir görev olduğunu düşünerek...
Pazar günü kayıtlı olduğunuz o sandığa gidip, o oy
pusulasındaki o partinin üstüne, sandık görevlilerinin verdiği o mührü basın.
Karanlıkta bir mum da siz yakmış olursunuz.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com