![BİR EŞİTLİK MESELESİ...](https://www.degisimmedya.com/image/editor/3437_huseyin-aksakalim.jpg)
BİR EŞİTLİK MESELESİ...
26 Kasim 2015 09:17:18
Türkiye'de en kan dondurucu kadın cinayetlerinin işlendiği sosyal grubun, sosyal yaşam piramidinin en altında yer alan dar gelirliler olması tesadüf müdür?
Niye az gelişmiş ülkelerde kadına yönelik şiddet, belli bir okuryazarlık ve eğitim seviyesine ulaşmış toplumlardan daha fazladır?
İşyerinde, ailesinde söz sahibi olacak kadar özgüven sahibi olmayan, başkalarının talimatı olmadan aklından bir fikir bile geçmeyen(Karısına şiddetten yargılanırken, hakim nazarında iyi hal indirimi alabilecek kadar uslu başlı insanlardır bir kısmı) sosyopatların, iş eşlerini dövmeye gelince inisiyatifi birden ele almalarını nasıl açıklamak gerek?
Türkiye'de kadına şiddet bir asayiş sorunu mudur, yoksa tedavi edilmesi gereken sosyal bir hastalık mıdır?
Şiddet erkeğin fıtratında mı var? Yoksa öyle olduğunun düşünülmesi için sosyal yaşamda iktidar alanlarını oluşturan fenomenlerin, akletme süreçlerimize sokuşturduğu şablonların mı eseridir?
Bu iş nasıl çözülür?
***
Şiddetkadına, çocuğa, yaşlıya, gence, erkeğe. Buradan bir ayrımcılık vesilesi yaratmamak gereköncelikle bir bakış açısı problemidir. Sosyal yapı içinde kendi dışımızdaki bireylerle bir eşitlik algısı değil, üstünlük ve alçaklık algısı ile ilişkiye girilmesine yol açan bir bakış açısı bozukluğu...
Psikiyatri mevzularına fazla girmeyelim. Kişi, kendisinden güçlü olanlara biat etmeye yönelik bir tutum geliştiriyor. Sosyal abiler, sosyal babalar, patronlar, pederşahi siyasetçiler, kendisinden daha çok kazananların karşısında bir kompleks geliştiren bu kişi, söz konusu olan bir kadın, bir çocuk, bir fiziksel engelli, bir ihtiyar veya fiziksel güçle baş edebileceğini düşündüğü kişilerin karşısında kendini üstün hissediyor. Şiddeti de bu insanlara karşı uyguluyor.
Eğer gücünü uygulayabileceği bu kişiler kendi yakınlarındaysa, kendisini sürü lideri gibi görmeye başlıyor ve kendisini bir davranışa (kimi zaman kendisinin itaat ettiği sosyal büyüklerin vazettiği davranışlarla çelişen davranışlara) zorlayan bu aile üyelerine haddini bildirmek görevini de meşru kabul ediyor.
Başından sonuna kadar hastalıklı, yine de toplumun özellikle eğitim düzeyi belli bir seviyenin altında kalmış kesimlerinde yaygın bir bakış açısı bu...
Tüm toplumsal sorunlarda olduğu gibi öncelikle bu bakış açısı probleminin çözülmesi şart.
***
"Fatmagül'ün suçu ne?" diye Hülya Avşar ve Aytaç Arman'ın başrollerini oynadığı (Sonra bu filmin sulandırılmış bir dizi versiyonu da çekildi), Vedat Türkali'nin senaryosunu yazdığı ve Süreyya Duru'nun yönettiği bir sinema filmi vardır.
Bu filmde tecavüze uğrayan kız, tecavüzcülerden biriyle evlendirilerek diğerlerinin kurtarılması sağlanıyordu. "Tecavüzcüsüyle Evlendirilme" olayının Türkali'nin fantazisi değil, Türk toplumunda bu çeşit olaylarda çok kez yaşanmış bir olgu olduğunu biliyoruz.
Mağduru zanlıya yem eden bir sosyal yapı sağlıklı mıdır?
İsmine (isim de ne demekse, sanırsın Yeni Gine Kralı) leke sürülmesin diye, en zor anında yanında olmakla mükellef olduğu öz evladının, kardeşinin hayatını gözünü kırpmadan mahveden bir aile yapısının elle tutulur bir yanı var mıdır?
Reşit olmayan kız çocuğuna tecavüz edenlerin, mahkemede süklüm püklüm durdu (kendinden güçlü her kişi veya kurumun önünde böyle durmak ortak özellikleridir) diye, zanlıya iyi hal indirimi uygulanan bir hukuk sisteminin eksiksiz olduğunu söylemek mümkün müdür?
***
Bu işin sizi bizi yok. Biri yaptığı için suçludur, öbürü başını başka yana çevirip görmezden geldiği için.
Yine de bu yazılanları okurken, "Aman karısına şiddet uygulamayan mı var?" diye içinizden geçtiyse öncelikle şunu bilin ki bu soruyu sormanızın nedeni, yukarıda anlatılan eşitliği reddeden hastalıklı bakış açısına sahip olmanızdır. Ve evet... Bu dünyada yaşam arkadaşı olarak seçtiği kişilerin aynı zamanda kendisini hayat arkadaşı olarak seçmiş kişiler olduğunu bilenler (Dolayısıyla onları eşit görüp şiddet uygulamayan) insanlar da yaşıyor.
Ve şunu da iyi bilin ki böyle düşünüyorsanız, bugüne dek kimseye bir fiske vurmamış bile olsanız, bu ülkede kocasından, babasından, kardeşinden dayak yiyen, öldürülen, hakaret gören tüm kadınların vebalini paylaşıyorsunuz demektir.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com