BAYILTAN RAKAMLAR
17 Aralik 2015 08:55:38
Resmi rakamlara bayılırım. En trajik tabloları en az can sıkacak şekilde aktarmakta üstlerine yoktur. O kadar sıradandırlar ki çoğu kişi okumaya gerek bile görmez.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2015 yılı Eylül ayı işsizlik rakamları açıklandı. Resmi kurum sitesindeki açıklamanın özet niteliği taşıyan giriş paragrafı şöyle:
"Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2015 yılı Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 39 bin kişi artarak 3 milyon 103 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puanlık azalış ile %10,3 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 0,3 puanlık azalış ile %12,4 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,6 puanlık azalış ile %18,5 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 0,2 puanlık azalış ile %10,5 olarak gerçekleşti."
Bakmayın "Azalış" dediğine... Geçen yılın aynı ayına göre azalmış. Oysa bu yılın Ağustos ayında açıklanan işsizlik 10,1 olduğuna göre bir ayda 0,2 puan artış var. Giriş paragrafında en az artış, en fazla azalış nasıl yazılır diye emek verilmiş gibi bir görüntü var.
Tabii bunlar resmi rakamlar. Bu konuda sendikaların araştırmaları da var. Onlarda bu rakamlar 4-5 puan daha yukarıda görünüyor.
Yine de rakamlar üzerine konuştuğumuz zaman rakamlar üstüne konuşmuş oluruz ki bu pek çekici bir sohbet tarzı sayılmaz.
İNSANLIK HALİ...
Oysa işsizlik denilen şey bir insanlık halidir... Rakam değil.
Rakamları eğip büzebilirsiniz, geçen yıla göre azaldı derseniz, geçen aya göre arttığını söylemeseniz de olur.
İş ve İşçi Bulma Kurumu'ndan işsizlik maaşı başvurusu için giren birinin ruh halini rakamlarla anlatabilir misiniz?
Her gün işten yorgun argın döndüğü eve, bir gün işsiz olarak, yarının ne getireceğini bilmeden, kederini çocuklarına yansıtmamak için dudaklarını ısıran babanınkini?
Babasının, annesinin yıllar yılı fedakarlıkla, yemeyip içmeyip okuttuğu, dersanelere, özel hocalara paralar yatırdığı öğrencinin mezun olduktan sonra "Biz tecrübeli arıyoruz" duvarını aşmakta ne kadar zorlandığını, bu çocuğun, onu teselli etmek isteyen ailesinin ruh halini rakamlarla anlatabilir misiniz?
Eğitim Fakültesini dereceyle bitirmiş, KPSS'de gayet iyi puan almış ama ilk seferde ataması yapılmamış öğretmen adayları var. Komşu teyzelerden biri şefkat mi, alay mı içerdiği bilinmeyen bir tonda "Evladım seni atamadılardı değil mi?" dediğinde, bu öğretmen adaylarının patlamamak için dudağını ısırışını rakamlar izah edebilir mi?
Edemez. Çünkü işsizlik bir insanlık halidir...
EN ÖNEMLİ MESELE
İşsizlik en önemli mesele...
Bir çok şey de işsizlik bu ülkede can sıkıcı boyutlarda olduğundan meydana geliyor.
Mesela, on katlı binanın çatısına çıkıp kendimi atacağım diye bağıranlardan büyük bölümü "İşsizim açım, utanıyorum" diye ağlıyor. İşsizlik için ağlıyor, İnsanlığın kalanı bu hayatta kendisini var kılmak, kendisini üretmek şöyle dursun, engellediği için ağlıyor.
İşsizlik olduğu için insanlar asgari ücret denilen sefalet ücretiyle günde on-on iki saat en güvenliksiz ortamlarda çalışmaya mecbur kalıyor.
Aynı işi yapan kamu çalışanının dörtte biri ücretle "Taşeron" adı altında çalışmaya insanlar bu işsizlik denilen bela yüzünden razı oluyor.
İşsizlik olduğu için yoksulluk var. Yoksulluk olduğu için de değerlerini topyekün koruyan bir toplum olamıyoruz. Yoksulluk suçlu üretiyor, varsıllık yozlaşma...
Yine de bir şeyi açıkça söylemek lazım.
Eğer bu ülkede, herkesin asgari ücret düzeyinde bile olsa bir ekmek kapısı olsaydı, şu anda ülke için kritik gözüken sorunların çoğu kendiliğinden çözülürdü.
Herkes asgari ücretin bir buçuk-iki katı geliri olsaydı, herkes ortak değerlerin üstüne titrer, bir Allah'ın kulu, sokakta şu güzide devlete tek kelime edemezdi...
En önemli mesele işsizlik...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com