BÖYLE BAŞA BÖYLE TRAŞ
25 Aralik 2015 09:03:54
İşinde gücünde, normal vatandaşlaranormal vatandaş mı var
demeyinolarak gündelik yaşamda karşılaştığımız, gazetelerde okuduğumuz,
televizyonlardan izlediğimiz haksızlıklara, zulümlere, yolsuzluklara
kızarsınız.
Öfke insani bir durum ama ortalama Türk insanı birini
boğazlanırken görse, ne yapar acaba?
Acaba polisi mi arar, ambulansa mı haber verir yoksa "Aman şahit yazmasınlar"
diye yolunu değiştirmeyi mi tercih eder?
Böyle durumlarda nasıl davranılacağı konusundaki tutumlar,
toplumun bilinçaltı hafızasındaki, "Güçlüden korkma" dürtüsü tarafından
şekillenir.
Devletten korkarsın, polis gelir kaş çatarak ifadeni alır, suçluymuşsun gibi
hissettirir. Tanık diye mahkeme mahkeme
süründürür.
Mafyadan korkarsın, ya ihbar edenin ben olduğum ortaya
çıkarsa, bu tiplerin kesik kulakları iyi durar diye kaygılanırsın, başıma bir
iş gelirse diye çekinirsin.
Babadan korkarsın,
Polis ifade almak için karakola götürse, olayla ilgin olmadığını evde anaya
babaya anlatamazsın.
Patrondan korkarsın, polis ikide birde seni ararken kapının
önüne koyabilir çünkü. Şahit olduğuna, mahkemeye bu yüzden çıktığını söylesen
de inandı mı inanmadı mı bilemezsin. Zira işinin aksadığını bilir patron,
senin devletine milletine bağlılığın onu
ilgilendirmez...
Televizyonlarda, gazetelerde okuduğunuz,, kimi zaman da
yaşadığınız sokakta, köşedeki evde kabul edilemeycek bir cürüm yaşandığını
işittiğinizde, bunu bilen insanlar nasıl susmuş
diye öfkelenirsiniz.
Açıklayamazsınız...
Sebebi korkudur.
***
Kdz. Ereğli'de yaşanmış
olaylar...
2010 yılı Nisan ayının ortalarında Ereğli Pazaryeri
bölgesinde bulunan üç işyerine aynı gece
hırsız girdi.
Hırsızlar, iki işyerinde derme çatma çatıdaki oluklu teneke
sacı kaldırarak, diğerinde de küçük havalandırma penceresini kullanarak işyerlerine
giriyor. Laptop bilgisayar, işyerinde unutulmuş bir cep telefonu, biraz para
kayıp...
Muhabir olayı haber yapmaya gidince birinci işyeri, "Patron
yok biz karışmayız" der.
İkinci işyeri olayı ballandıra ballandıra anlatırmuhabir
için günüi kurtaran, keyif verici bir durumnihayet yeri gelince bir cümle ile
tutumunu anlatır: "Polise haber vermedim"
Üçüncü işyeri ise "Tamam, işyerime hırsız girdi ama benim
adımı yazma, işyerimin adı da geçmesin. Polis biliyor" diyor.
Küçük bir
pencereden girilerek uğranan üçüncü işyerinin sahibi ise olağandışı sayılacak
bir tutum içine giriverdi.
"Tamam, böyle bir
şey oldu ama benim adımı yazma... İşyerimin de adı geçmesin. Polis olayı
biliyor."
Bir tek "Hırsız haklı kardeşim, kabahat bizde" demedikleri eksik.
***
Trajikomik bir olay...
Bir Ramazan Bayramı arifesinde, sisli bir gece vakti Ereğli-Zonguldak
karayolu üzerinde, iki araç, yolda on
metre arayla dolaşan iki ineğe çarpıyor.
Araçlar haşat, inekler telef...
Muhabir olay yerine gider, araçlardan biri tanıdık çıkar.
Olayın teferruatını alır. Öbür araç sürücüsüne gider. Araç sürücüsü tepki
koyar...
"Adımı yazma kardeşim, aracımın fotoğrafını çekme, plakasını yazma"
"Niye?"
"Aracın adı kazalıya çıkar, değeri düşer!"
Sahtekarın aklına gelene de bak!
Öbür ineği telef eden tanıdık sürücü muhabire yaklaşır...
"Yazma abi, ben tanıyorum, bunlar tekin adamlar değil...
Başına bir iş gelir!"
Bunun daha fazlası olsaydı, ancak ineğini kontrolsüz salan
mal sahipleri ile yolda dikkatli s eyretmeyen sürücülerin bir araya gelip
hıncını muhabirden çıkarması olurdu.
***
"Ortalama", "Normal vatandaş" ifadeleri artık hakları ve
sorumluluklarıyla bir bütün olan ideal bir kavramı temsil etmiyor bu ülkede.
Televizyon izlerken, gazete okurken öfkelenen ama gündelik
hayatta karşısına çıktığında üç maymunu oynayan bir insan tipini temsil ediyor.
Sonra da "Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz" deniyor... "Olmasın"
denmek isteniyor. Ama olabiliyor.
Böyle başa böyle traş hali yani...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com