İNSAN OLMAK
12 Ocak 2016 08:53:04
Hissetmek insan olmaktır...
Oy verdiğiniz partinin hasmı olan partiye mensuplara duyulan öfkeyi birçok kişi iyi bilir. Muhalefette kalarak engellenmenin acısı, yüreklerin kadehini ağzına kadar dolduran kavga etme dürtüsü çok iyi bilinir bu memlekette...
O kadar iyi bilinir ki "Merhaba" demenin iyileştirici gücünü unutulmaya başlanmıştır. Bir evde pişen yemeğin, sırf kokusu gitmiştir diye bir tabak komşuya götürüldüğü unutulmuştur...
Öfke, kavga, rekabet; kazanma arzusu, sırtını dönüp gitme isteği çok iyi bilinir... Peki, başkasının yaşadığı sıkıntıları; mesela çocuk yüreğindeki korkuyu, anne kalbindeki adanmışlığı kim algılayabiliyor? Ailesini korumak için son sipere sıkışmış, Azrail ile yüzleşmek üzere sırtını duvara dayayan babanın çaresizliğini hisseden var mı?
Bir yıl önce sosyal paylaşım sayfamda Bob Dylan'ın "Blowing in the wind" şarkısının sözlerini paylaşmışım. Sosyal paylaşım sistemleri otomatik olarak yıldönümlerinde kimi zaman böyle şeyleri hatırlatıyor. Hatırlatıyor oğlu hatırlatıyor...
Bir adam ne kadar yol almalı onu adamdan saymanız için?
Peki kaç deniz aşmalı ak güvercin kumlarda uyumadan önce?
Dizeler yumruk gibi mideye oturuyor... Neden derseniz gerçek; en su katılmamış olanının rengi en pis olandır. Boğazda bir yumru, midede bir yumruktur gerçek... Bugün yaşadıklarımız gerçek.
Hissediyor musunuz?
***
Ortadoğu'da bir ateş çemberi, bu çemberin içinde sıkışıp kalmış hayatlar var. Avaz avaz bağıran feryatların gerçekliğini içinizde, belki daha önce varlığını bilmediğiniz bir yerlerde hissedebiliyor musunuz?
Kaç kez atılmalı top gülleleri ebediyen yasaklanmadan önce?
Cevap dostun rüzgârın esişinde, rüzgarın esişinde...
Güneydoğu Anadolu'da vatanları için şehit düşenlerin cenazelerinde çocukların ağladığını izlediniz. Bunlar artık günlük, sıradan mı geliyor, yoksa hayatını babasız geçirecek şehit çocuklarının gözyaşlarının ne kadar sıcak olduğunu hissedebiliyor musunuz?
Birisi kaç kez başını kaldırmalı gökyüzünü görebilmesi için?
Peki, kaç kulağı olmalı birisinin ağlayan insanları işitmesi için?
Kaç ölüm olmalı, o anlayana dek, ne kadar çok insanın öldüğünü?
Bölgede okullarından mahrum kalan genç dimağları, evlerini terk etmek zorunda kalan masum halkı gördünüz, hastanelere gidemeyen hamile kadınları gördünüz. Onların Torosların eteklerine vurarak med cezir dalgaları gibi kırılan muazzam çaresizliğini sahiden hissedebiliyor musunuz?
***
Aylan Bebeğin ege sahillerinde, ıslak kumların üstünde yüzükoyun yatışını gözünüzün önünde canlandıracak kadar cesaretiniz var mı? Kendi evladınızın bir kumsalda yüzükoyun uyukladığını hayal edecek cesaretiniz var mı? Küçük, çok küçük bir yüreğin karanlık Ege sularında son kez vururken hissettiklerini algılayabiliyor musunuz?
Açlıktan ölmek üzereyken, bir daha aç kalmamak için ölüm meleğine hasretini yazan çizen küçük kızın, büyük insanlık ailesi içinde herkesin evladı olduğunu, çektiği acıların sorumlusunun sadece biyolojik ailesi değil, sizin de içinde bulunduğunuz koskoca bir insanlık ailesi olduğunu biliyor musunuz?
Aile babalarının batmak üzere bir lastik botla, sahil güvenliğe yakalanmadan ne dilini, ne dinini, ne kültürünü bildiği bir ülkede umut aramasına yol açan çaresizliğin büyüklüğünü hayal edebiliyor musunuz?
Kaç yıl var olabilir bir dağ suyla denize akmadan önce?
Peki, kaç yıl geçmeli bazı insanların yaşayabilmesi için,
Özgür olmalarına izin verilmeden önce?
Son sekiz yılın en soğuk kışının peşrev döneminde, siz sıcacık evinizde, yaşadığınız sokağın az ötesindeki Roman mahallesinde sulusepken kar yağarken çıplak ayaklarını yere vurarak ağlayan çocuğu teselli etmeye çalışan ağabeyini anlayabiliyor musunuz?
Peki, birisi kaç kez çevirebilir başını sırf daha görmedi desinler diye...
Cevap dostum, rüzgârın esişinde, rüzgârın esişinde...
İnsan olmanın bir sorumluluk olduğunu hissediyor musunuz?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com