"Sen Neymişsin", "Ben Neymişim"
17 Subat 2016 14:53:55
Semih ÇOLAK
Belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisine belediye denir.
5393 No'lu Belediye Kanunu'nda belediye yukarıda verdiğim gibi tanımlanmış. Dolayısıyla belediyeler ve onun bir numaralı yüzü belediye başkanları halka hizmet için var.
Amacı halka hizmet olan belediyeler Türkiye siyasetinde çok önemli bir yere sahip. Nitekim belediye ve genel seçim sonuçlarını irdelediğinizde belediyeyi ele geçiren parti belediyenin de gücüyle o ilde, ilçede en yüksek oyu alır. Buna canlı örnek İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Ve bu belediyeyi alan en geç iki seçim sonra hükümeti de alır.
Siyasetçilerin ve özellikle halkla daha iç içe olan belediye başkanlarının iki dönemi vardır, milletin kendilerine sen neymişsin dedikleri dönem, siyasetçinin ben neymişim dediği dönem.
Halkın kendilerine "Sen Neymişsin" dediği birinci dönem siyasetçinin yol arkadaşlarına sıkı sıkı sarıldığı, yapacağı işleri onlarla istişare ettiği, halk için çalıştığı, artı değer yarattığı verimli dönemdir.
"Ben Neymişim" dönemine geçmiş siyasetçi önce kendisine yanlışlarını söyleyen yakın dava arkadaşlarını yük olarak görmeye başlar ve kendince çeşitli ayak oyunları ile onlardan kurtulur. Kimseyi beğenmez, kendini seçenlere yükseklerden bakmaya başlar, halka hizmeti unutur ve sadece kendi egosunu tatmin eder. Kendisi herkesi eleştirir, ancak eleştiriye tahammül edemez. İşte bu dönem o siyasetçinin siyasete ara vermesi yada komple bırakması gereken dönemdir, doğru olanda budur. Nitekim bazı sivil toplum örgütlerinde en fazla iki dönem kesintisiz görev yapma, iki dönemden sonra bir dönem ara verme zorunluluğu vardır ve iki nedenle çok doğru bir yöntemdir. Birincisi farklı bir göz yaptıklarını halk adına denetler, ikincisi ben neymişim dönemine geçmeden kendine gelir, o döneme geçtiyse de yine kendine gelir.
Bir de hiçbir göreve talip olmayıp, sadece eleştiren bir kesim vardır ki Türkiye'nin en büyük sorunu bu elini taşın altına koymadan sadece yıkıcı tenkit yapan kesimdir. Eleştiri yapıcı olursa fayda verir, kavga, ayrımcılık, artı değer yaratmayan boş eleştirilerin ne yapana, ne yaptırana nede bu millete zerre faydası yoktur.
Bu yazı kesinlikle hiçbir şahsı hedef alarak yazılmamıştır, sadece faydalı olabilir düşüncesiyle bir gözlemin, bir tespitin paylaşımıdır.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com