JURA DEVRİ EREĞLİ SİYASETİ
20 Subat 2016 09:11:44
Ereğli siyaseti değişmez özellikler gösterir... Kavga, birbirini yeme, tavşana kaç, tazıya tut esasında yürüyen dedikodu siyaseti, büyüklerin kavgası arasında daha küçüklerin kendine beslenme sahaları araması...
Bu özellikte siyasete "Bizans siyaseti" de denir. Yine de bölgedeki siyaset şeklinin ortaçağ yakındoğusunda ortaya çıktığı şüpheli.
Belki de bu siyaset tarzı çok daha eskilere gidiyordur.
Ne kadar geriye?...
***
200 milyon yıl önce Jura çağında, batı Anadolu fay hattının iki tarafındaki tektonik levhalar sıkışarak Karadeniz bölgesindeki dağları oluşturmadan, Ereğli bölgesi büyük bölümü denize komşu büyük çayırları kuşatan ormanlık alanlarla kaplı bir bölgeydi.
İnsanoğlunun ilkel ataları henüz karada yürümeye başlamamıştı ve eski dünyanın büyük bölümünde "Dinozor" adı ile genellenen çeşitli boy ve türde canlılar hüküm sürer, siyaseti de bunlarözellikle etobur olanlaryönetirdi.
Tyrannosaurus denilen kertenkele kuyruklu dinozorların en vahşilerinden olan etobur dinozor türü, çevresinde bir sürü daha küçük leş yiyiciyi istihdam etse de, beslenme zincirinde en üst halkada bulunur, siyaset, önemli sivil toplum kuruluşları ve ekonominin yönetimini üstlenirdi. Egosu yüksek, kendini dünyanın hakimi sayan bir türdü bu...
Dinozor toplumunun büyük bölümünü oluşturan otoburlar, sürüler halinde gezmelerine, kimi zaman Brachiosaurus gibi dev ölçülere ulaşarak en haşin yırtıcıların bile erişiminden yükseğe ulaşarak dokunulmazlık kazansalar da, uzun boyları nedeniyle çevrede neler olup bittiğini çok iyi algılasalar da, egoları ve kavga istekleri yeterli olmadığından, bunlar siyaset ve sivil toplum kuruluşlarında yer almaktan kaçınır, Tyrannosaurus, Carnotaurus gibi dinozorların daha küçük çayır yoldaşlarını yemesine seyirci kalırdı. Bir açıdan Tyrannosaurus'un tiranlığından, bunlar da sorumluydu.
Mesela otobur dinozorlar arasında Stegosaurus diye bir tür vardı ki, kalın zırh pulları, baklava biçimli sırt levhalarıyla en sert yırtıcının bile dişlerini geçiremeyeceği sağlamlıkta bir dış iskeletle korunurdu. Bunun politikası da "Bana dokunmayan Tyrannosaurus bin yaşasın" şeklindeydi.
Otobur devlerin yarattığı kaos ortamından beslenen Ischisaurus gibi daha küçük (1,5 metre boyunda, 200 kilonun üstünde ağırlığı olan ) yırtıcılar vardı ki, gruplar halinde hareket ederek siyasette belirleyici olabilme kabiliyetleri vardı.
***
Genelleme denilen şeyler bazı istisnaları da içinde barındırır. Mesela güçlü arka ayakları üzerinde süratle koşabilen, bu yüzden tek başına avlanan, alfa erkeği havasındaki Tyrannosaurus'lar, kimi zaman ay ışığı altındaki çayırların hemen yanındaki ormanlık alanda ikişerli, üçerli gruplar halinde toplanır, sahada tek başlarına alt etmeleri mümkün olmayan Brachiosaurus gibi dev otçulları, akşam sofrasına koymanın planlarını yapardı.
Bu toplantılar kimi zaman bir Tyrannosaurus ile daha küçük İschisaurus gibi yırtıcılar arasında yapılır, böylece akşam yemeğinden sonra belde yönetiminin kimde olacağına yönelik bir tartışma riskini göze almak gerekmezdi. Aslan payını büyük olan aldıktan sonra, sakatatlar ve kalıntılar küçük yırtıcılar tarafından paylaşılarak herkesin mutlu olması sağlanırdı... (İstihbaratı ise geniş kanatlarıyla göklerde süzülen, bu sayede bir o yana, bir bu yana geçebilen Pterosaurus'lar sağlardı. Bunlar çatışmaya girmez ama neticede ovaya yayılan leşlerden besleneceklerinden çatışmayı körüklerdi. Bunun için ürettikleri dedikoduları yaymak için her grubun içine girerlerdi)
Yine de egolarının yüksekliği yüzünden bu türlerin kendi aralarında ittifakı zordu. Bir araya gelseler Ankara ovasına da hükmedebilecekken, tek başlarına yönetmeyi seçtiklerinden, güneşin sarısının, denizin mavisinin, ormanın yeşilinin en güzelinin hakim olduğu bu nispeten kısa ömürlü ovaya mahkum kalmışlardır.
Ovadaki yemyeşil, gür otları yiyerek ve yırtıcıların uzağında kalarak yaşamlarını sürdüren daha savunmasız otçullar, (sözlerini tutacağı şüpheli olan) yırtıcıların koruma vaadine muhtemelen şükran duyuyordu. Böyle olmasa bile daha saldırgan olduğunu düşündükleri yırtıcı dinozorların uzağında kalmak konusunda seçme hakları bile vardı denebilir. Böyleydi Ereğli bölgesinde ilkel demokrasi.
Kimi zaman otobur dinozorların sürüler halinde ortak hareket etmesini sağlayan liderler ortaya çıkmış, boynuz ve toynakların toplu savunması karşısında tek bir yırtıcının diş ve pençeleri yetersiz kalmıştır. Ama bu o kadar seyrek olan bir şeydir ki kaale almaya gerek yok.
Sonra tektonik levhalar sürtündü, kara parçaları kırıldı, dağlar, tepeler oluştu, deniz tabanlarında oluşan büyük çatlaklardan çıkan metan gazı hayvansal yaşama büyük oranda son verdi, kurtulan dinozorlar Jura devrinin yerini alan Kretase devrinde de varlığını sürdürdü. Bilinmeyen bir nedenden ötürü (göktaşı iddiası var) dinozorları yeryüzünden sildi, sonra Paleosen devri, Neojen devri derken bugüne geldi...
Siyaset ve sosyal yaşamda bir değişiklik oldu mu dersiniz?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com