HİSSETMEK LAZIM...
29 Mart 2016 09:50:11
Haberleri okurken, yaşananların yanı sıra, yaşananların arkasındakileri bilmek isteyenlerden, o olayları yaşayanların duygularını hissedenlerden misiniz?
Gazetelerde her gün sürüyle haber var. Maalesef pozitif elektrik alabileceğiniz haberlerin sayısı, ruhunuzu karartanların yanında devede kulak gibi kalır. Her köşede bir insanlık dramı, her köşede ruhunu öfkeyle, kibirle, zulümle karartmış birileri kol geziyor sanırsınız.
Elbette yaşam hep bir şeyler öğretir ve eğer ölmediyseniz, ruhunuzu karartan olaylar sizi daha güçlü kılacaktır. Ataol Behramoğlu'nun dediği gibi...
"Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana"
***
Pazartesi gününün gazeteleri hafta sonu yaşananları, yaşandığı gözlemlenenleri derlemiş. Bunlara bakarken, yaşananları cam bir fanusun dışından bakan bir gözlemci gibi izlemek yeterli değil, onları hissetmek de lazım.
Çünkü insanların yaşadıkları sıkıntılar öbürlerinden azade olmaz hiçbir zaman. Bir gün sana, bir gün bana, öbür gün ötekine. Özgürlük ya herkes için vardır, ya da yoktur. Ya bütün bir toplum mutludur, ya da tüm toplumun mutluluğu eksiktir.
Şair Donne'nin dediği gibi: "Ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür Avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor."
Mesela Ereğli'ye doğu illerinden çalışmaya gelen yaklaşık 200 tarım işçisinin çadırlarda son derece sınırlı olanaklarla yaşadığına dair haberleri görmüşsünüzdür.
Silahların gölgesindeki bir yaşamdan, çocuklarına kursağından iki dilim ekmek geçsin diye yüzlerce kilometre ötede bir çadır kurmaya mecbur kalan annelerin, babaların neden buraya geldiklerini anlamaya çalışmadan, aynı koşullar altındaki biri gibi hissetmeden haberin hakkını vermek mümkün müdür?
Bu insanların varlığından sıkıntı duyanlar da vardır belki. Bu insanlar ile onların varlığından rahatsız olanların sıkıntılarıhatta bu haberleri okurken yüreğinin bir köşesinde merhamet kökenli bir sızı duyanların sıkıntıları birbirinden ayrılamaz
***
Mesela otomobiliyle çarptığı kişiyi70 metre sürükleyip ölümüne sebebiyet verdikten sonra ormanlık alana kaçan sürücüyle ilgili haber... Okuduğunuz haberler olaylara bir dış gözlemci gibi bakar. Habercilik duyguları mümkün olduğunca az işe karıştırarak yapılan bir şeydir.
Yine de gönül gözünüz ortalamadan daha açıksa bu olayın iki tarafının tüm kaygılarını, endişelerini korkularını, kayıpları için yas tutanların acılarını tıpkı kendiniz yaşamışsınız gibi hissedebilirsiniz. Çünkü yaşam gazete sayfasında yazan değil bunlardır.
Sosyolog Emil Durkheim, intiharı olası tek özgür eylem diye tanımlar ama toplumsal kökleriyle bağlantı kurmadan da edemez. Çaycuma'da alkolün de etkisiyle intihar niyetiyle köprüye çıkan gencin derdinin sadece kendisinden menkul olduğunu öne sürmek saflık olurdu. Onu, ailesini, sevdiklerini, onu caydırmak için mücadele edenleri hissetmeden haberi gerçekten okumuş olamayız.
Tüm bu sıkıntılar toplamının sizinle ilgisi olmadığını da düşünebilirsiniz. Alkol lü araç kullanmak, gençlerin problemlerini kendi başlarına çözememesi gibi olgular tümüyle toplumsal sorunlardır. Bir kültür, bir eğitim sorunudurdediğiniz anda, bir de bakmışsınız ki olay bir açıdan sizinle, mahalle kültürünüzle, okul kültürünüzle bağlantı kuruvermiş.
Çünkü yaşam harfler, sözcükler, paragraflar; manşetler, sürmanşetler, fotoğraf büyüklükleri; entertipler, linotipler değildir. Yaşamın kendisi hissedilenlerdir. Ne kadar hissedersen o kadar yaşarsın.
Yaşamak için hissetmek lazım.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com