BU İNSANLAR SAYESİNDE...
30 Mart 2016 09:20:02
Ortalama diye tabir edilebilecek bireyler açısından haberler her geçen gün daha katlanılmaz bir hal almaya başladı.
Her akşam haber bültenlerinde , ekranlardan evimize düşen şehit haberlerinden hane halklarının duyduğu üzüntünün hesabı olmadığını çok iyi biliyorum. Bunların mutat üzüntüsü üzerine neredeyse haftalık hale gelen bomba-canlı bomba patlamalarında yaşamını yitirenlerin acısı eklenince başını kaldırıp iyimser olabilmek her zamankinden daha güç gözüküyor.
Bu da yetmezmiş gibi, annenin sevgilisinin küçük çocuğu öldürmesi, genç kızın dolmuşçu tarafından işkenceyle öldürmesi, sarhoş sürücünün yılların diş hekimini pisi pisine ölüme yollaması, eski belediye başkanının oğlunun bir otelde aynı masada oturan şahsa kurşun yağdırması gibi haberler manzarayı daha vahim yapıyor.
Yahu belki çoğu önlenebilir ama böyle bir ortamda Trafik kazalarının lafını bile etmek mümkün değil artık. Kime hal hatır sorsan, "İyi," diyor, "Ülke ne kadar iyiyse o kadar iyi."
Ülke 40 derece ateşle yorgan döşek yatıyor. Yok, belki soğuk algınlığı metaforu ülkenin durumunu tam iyi tanımlamıyordur. Bunun yerine şu soruyu sormak lazım.
Nereye gidiyoruz? Memlekette kim varsa delirdi mi? Dünya çıldırdı mı?
***
Allahtan günlük yaşamda bir çocuğun gülümsemesi, bugünlerde olduğu gibi bir ağacın çiçek açması, kendisi dışındakilerin yaşamında pozitif farklılıklar yaratmayı amaçlayan girişimler gibi örnekler var. Dünya onların emekleri üzerinde dönüyor.
Mesela bir haber şöyle başlıyor:
"Bülent Ecevit Üniversitesi beş yıldır 'Kampüsün Kanında Hayat Var' sloganıyla kampüste Kızılay için kan bağışı kampanyası düzenliyor. Her yıl farklı bir konseptle yürütülen kampanyada bu yıl 'Limit-sizsiniz' diyen ve kan bağışında 1627 ünite kan bağışlayan üniversite Türkiye rekorunu kırdı."
Bülent Ecevit Üniversitesi'nin sosyal sorumluluk projelerini Ereğli bölgesinde de günlük yaşamda etkili olarak görüyor, izliyoruz. Kimi zaman bir okulun ihtiyaçlarını karşılıyorlar, kimi zaman bir engelliye akülü sandalye sağlıyorlar. Üniversite, öğrencilerinin fark ve farkındalık yaratma konusunda hayal güçlerini somutlaştırmasını teşvik ediyor.
Binaltıyüzyirmiyedi ünite kan denildiğinde, sadece soğutucunun içindeki poşetler diye algılamamak gerek. Belki aynı sayıda insan ile ecel arasına duvar örmüş oldular.
***
Başka bir haber...
"Kendini ifade edemeyen kişilerin kaybolduklarında bulunmalarını kolaylaştırmak için başlatılan Sevgi İzi projesi Ereğli'de de uygulanmaya başlandı. Projenin Ereğli ayağının yürütmesini üstlenen Ezgi Kocatürk'e ilçedeki sivil toplum kuruluşları da destek verdi.
Televizyon Programcısı Müge Anlı'nın Tatlı Sert programında oluşturduğu "Sevgi İzi" projesi kapsamında kendini ifade edemeyen kişilerin kaybolduklarında bulunmasını kolaylaştırmak amacıyla Rakamlı Dövmeler yapılacak. Proje uygulamasından Alzheimer hastaları, Zihinsel Engelli Bireyler ve gönüllü kişiler yararlanabilecek."
Kendisi de ifade güçlüğü yaşayan Ezgi Kocatürk adındaki moda tasarımcılığı mezunu genç, pırıl pırıl bir kızımız projenin Ereğli'de yürütülmesini üstlendi. Tanıtımını da dilinden geldiğince kendisi yaptı. Tanıtımını yaparken, yaşadığı ifade güçlüğünden ötürü kelimelerin tamamı belki kulağın alıştığı netlikte söyleyemedi belki. Ancak yüreğinden akıtmaya çalıştığı duygu öylesine berrak ki karşısındaki insanlarda dünyanın neden böyle olduğuna dair karamsarlıktan eser bırakmıyor. Böyle bir gönül berraklığı karşısında sözcüklere zaten gerek yok.
Ne mutlu ona...
Umut böyle insanlar sayesinde yaşıyor.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com