DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN...
16 Haziran 2016 08:52:59
Bu sene yaz aylarının geldiğine ikna olacak bir hava sıcaklığına ulaşmak mümkün olamadı ama bunu da yılın en uzun günlerinde yaşanan Ramazan ayını kolaylaştıran bir lütuf saydık.
Ramazan ayı kültürü sürekli değişim içindedir. Davulcular, Ramazan pidesi, top atışları, çeşitli ramazan etkinlikleri, çeşitli tatlılar... ve evet... toplu iftarlar.
Toplu iftarlar, basın mesleğinde iştigal edenler için hep bir ilgi kaynağıdır. Öncelikle toplu iftarlar genelde kurumsal kimlikler altında gerçekleştirilir ki bunun haber değeri vardır. Kimi durumlarda, iftarı verenin ilgisi, iftarın kendisinden ziyade bu etkinlik hakkında yapılan haberlere yöneliktir. İftar sahibi bu durumda "Ben varım, böyleyim" deme ihtiyacını ortaya koyar ki bu tutum sorgulanmalıdır.
Çoğu yerde basın mensupları da bu etkinliklere ne ölçüde itibar edeceğine iftar sahibiyle ilişkisinin türüne göre karar verir. Bu da kendi başına sorgulanabilir bir durumdur. Ancak bu durumu da kendi davetinin başkalarının önüne geçmesini bekleyen, hatta beklemeyi de geçip bunu sağlamak için değişik enstrümanları devreye sokanokuru tenzih ediyorumiftar sahiplerinin de rolü olabilir.
Yine de, bir kurumun, bir derneğin vb. çalışan veya üyeleriyle bir araya gelmesinde yadırganacak bir şey yok. Fazla negatif olmamak gerek, bu iftarlar aynı zamanda insanların ortak paydalarının altını çizmek, iyi niyetleri vurgulamak, birliktelik bilincini pekiştirmek içinzaten Ramazan bir anlamda bu demek değil mibir fırsat da olabilir...
Yeter ki mübalağaya kaçılmasın.
***
Önceleri Ramazan ayının son haftalarında gerçekleştirilen toplu iftarlar, bu sene ilk haftanın ardından tam gaz başladı. Bu iftarlar hakkında epey bir senelik gözlemlerimiz var.
Öncelikle iftara katılanların büyük bölümü aynı kişilerden oluşuyor. Yani A kurumu bir iftar verdiğinde tüm protokol, kamu yararına çalışan dernekler ve üyelerini, iş çevrelerini falan davet ediyor. B kurumu iftar verdiğinde de durum değişmiyor. Böylece iftar davetleri birbirlerinin karbon kopyasına dönüşüyor. Sadece bir isim değişikliğiyle gerçekleşen bir "Dostlar alışverişte" görsün hali yani...
Bu iftar sahipleri, iftarların çakışmaması için bir koordinasyon sistemine de sahip olsa gerek ki, şehir hayatında baskın rol oynayan kimsenin iftarı birbiriyle çakışmıyor. Belki Ramazan başlamadan, hangi gün kimin iftar vereceği müzakere ediliyordur, kimbilir?
Bu satırların yazarına meçhul bir konu da, iftar yemeklerinin basmakalıplığıdır. Birbirine öyle yakın sofra düzenleri kurulur, yemekler birbirine o denli benzer ki bu konuda da yazıya dökülmemiş bir uzlaşma olduğunu düşünmeden edemiyor insan. Bu, iftar hizmetini veren organizasyon firmasının paket fiyatlar üzerinden anlaşma yapmasından kaynaklanıyor da olabilir.
***
Sonra iftarlar arasında bir rekabet de dikkat çekiyor. Bizzat iftar sahipleriokuru yine tenzih edelim "Nerde falancanın iftarı, nerede bizimki" gibi bir tavır sergileyebiliyor. Öncelikli kriter katılımcı sayısı elbette. Sonra varsa iftarda yapılan konuşmanın aldığı alkış miktarı iftarın verildiği salon, takdim edilen iftar yemekleri falan kriterler arasında yerini alıyor. Elbette ertesi gün iftardan söz edilip edilmediği de önemli.
İftarda genelde bir çorba, bir ana yemek, bir de tatlı ikram edilir. Hurma, salata, börekler, çeşitli türden içecekler hazır bulundurulur. Ramazanın ilk haftasından sonra, azalan mide kapasitesiyle hepsini yemeye kalkanlar, sahura kadar mide problemleriyle karşı karşıya kalabilirler.
Zaten bu yemeklerin tamamının yendiğini de düşünmemek gerek. Her masada ikram edilen yiyeceklerin yarısı, iftarın ardından da sofrada kalırlar. Bu açıdan düşünüldüğünde, özünde empati geliştirme ve paylaşma olan Ramazan, aynı zamanda israf ayına da dönüşüyor.
Yedi bin birim (bu sadece belediyenin rakamı: bunların tek tek kişilere değil de evlere verildiğini, bir ailede ortalama dört kişi yaşadığını düşünürseniz durumun vahameti daha da belirginleşir.) Ramazan Paketi yardımı yapılan bir ilçede, beş yüz kişilik bir iftar yemeğinin ardından, beş yüz kişilik gıda israf oluyorsa, bunu eleştirmek gerekir.
Yukarıda belirtildiği üzere, eğer iftar düzenlenecek günler ve menü konusunda uyumu sağlayan bir sistem varsa, israfın önüne geçilmesi için de işletilmesi gerek.
Bunlar bu satırları yazanın gözlemleridir... Yine belirtildiği üzere, halisane duyguların yaşandığı etkinlikler konusunda gereksiz yere negatif bir algı yaratmamak gerekir.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com