TEZAT...
02 Temmuz 2016 14:15:48
Semih ÇOLAK
Ramazan ayı coşkusunu iftar saatlerinde yaşarsınız. Gün boyunca sahip olamayanlarla empati kuran nefsiniz, hak edilmiş bir nimetle buluşur.
İftar coşkusu anları hakkında ne söylense az. Birbirine gülen aile fertleri mi dersiniz? İftara gelen akrabaların kaynaşması mı? Ramazan davulcularına verilen bahşişler, güllaçlar, hurmalar hep bu coşkunun parçasıdır. Eğer yeterince gönülden bakarsanız, her ramazan akşamında iftar geleneğinin pozitif bir yönünü bulursunuz.
Akçakoca'da, Es-Sa İnşaat'tan Esvet Sarıoğlu ve Sarar İnşaat'tan Esat Sarıoğlu'nun ortaklaşa düzenlediği iftara davet üzerine icabet ettiğimde, geleneğin geleceğe uzanması için bir kapının nasıl açıldığına şahitlik ettim. Davet edenler sağ olsun, icabet edenlere ne mutlu!
İftara, Akçakoca Belediye Başkanı, Ticaret Sanayi Odası Başkanı, TSO Meclis Başkanı, Eski Belediye Başkanları, bazı belediye meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, Akçakoca ve çevresinin eşrafı da icabet etti.
İftarın öncesi ve sonrasında Akçakoca'nın bugünü ve geleceği konusunda müthiş bir beyin fırtınası yaşandı.
9 milyon lira harcanarak bugünlere getirilen İktisat Fakültesi'nin 2017 yılında öğrenci kabul alabilmesi için yapılması gerekenler masaya yatırıldı. İlçede kurulması çalışmaları süren Organize Sanayi Bölgesi'nin sorunlarının nasıl aşılabileceği mercek altına alındı. Akçakoca'da liman yapılmasının kazandıracakları, bunun nasıl yapılabileceği, bu konudaki engeller, fırsatlar değerlendirildi. 'Karadeniz'in Bodrum'u' unvanını taşıyan Akçakoca'nın turizm potansiyelinin geliştirilmesi için yapılması gerekenler gözden geçirildi.
Derken iftar yemeği, Akçakoca'nın ufkunun çizildiği bir sempozyuma dönüştü. Demek iftarın böyle bir kerameti de olabiliyormuş.
Ekonomi alanındaki sorunların sadece farklı siyasi bakışların kavga etmesinin enstrümanı olduğu, gardını almadan üç kişinin tüm gönül açıklığıyla bir araya gelemediği, yükseköğretim altyapısının üniversitelere ihale edildiği, iftarların karın doyurmak ve gösteriş arasında gidip geldiği örnekler göz önünde dururken, birdenbire kendini böyle bir ortamda bulmak şaşırtıcı bir his...
Tezat olan yerde, zihin karşılaştırma yapamadan duramaz ya. Böyle örnekler iftar davetinin ruhani ortamında bir film şeridi gibi, rüyadaki kopuk sahneler gibi gelip geçiyor göz önünden...
İkibinli yılların ortasında kuruluşunun ardından Düzce Üniversitesi'ne ilk rektör olarak Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu atandığında, ilk açıklaması, Düzce'nin ilçelerine yüksekokul kurulması çalışmalarına başlanacağı olmuştu. Bir an önce yüksekokul kurulmasını isteyen Cumayeri Belediye Başkanı Mustafa Koloğlu ve Kaynaşlı Belediye Başkanı Efdal Altundal, 1999 depreminin ardından devlet tarafından inşa ettirilen gıcır gıcır belediye binalarını derhal üniversiteye devredeceklerini açıkladı. Bir sonraki yıl iki ilçede de yüksekokullar öğrenci almaya başladı.
1980'lerde kurulan Ereğli Meslek Yüksekokulu'nun belediye binasının üst katında hizmet verdikten sonra önce Gülüç'e, sonra da Alaplı'ya taşınması örneğiyle, bunları nasıl karşılaştırmalı, ne sonuca varmalı?
Aynı coğrafyadaki bir yerde bir tahmil tahliye limanı için beş kişi bir araya gelemezken, bir ilçenin tüm kanaat önderlerinin liman konusunda fikir teatisinde bulunmasına ne demeli? Komşu ilçede kapalı kapılar ardında çözüm aranan OSB ile ilgili sorunlara aynı zamanda tüm toplum kesimlerinin çözüm aramasına ne demek gerek?
İftarda sofra buzdağının görünen kısmıymış meğer... Davet edenlere, gönül verenlere binlerce teşekkür...
Tüm İslam Aleminin mübarek Ramazan Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyor, birlik, beraberlik, sağlık huzur ve barış getirmesini diliyorum. Nice bayramlara hep birlikte erişmek dileğiyle...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com