FINDIK BİLMECESİ...
28 Temmuz 2016 08:56:11
Fındık üreticisi bugünlerde son hasat hazırlıklarıyla uğraşıyor. Üretici tarlasında terini silmek, soluğunu düzeltmek için aldığı her molada da bu sene fındığın kilo fiyatının emeğini ne ölçüde karşılayacağını düşünüyor.
Genelde iyimser olmak için bir neden yok. Zira Hükümet rekolte tahminini 468 bin ton olarak açıkladı ama rekolte tahminlerinin ardından yaşanan aşırı sıcakların yol açtığı hasar nedeniyle bu rekolteye ulaşılması bile iyimserlik olarak görülüyor. Yine de başlangıç fiyatının belirlenmesinde hükümetin açıkladığı rekolte tahmini de belirleyici unsurlardan biri olacak.
Sonra geçen sene fındık fiyatlarının yükselmesini bekleyen üreticiler beklediğini bulamadı. Bu üreticilerden bir kısmı fındığını satmadı. Bu da yeni sezonda fiyatların yukarı doğru seyrini frenleyen bir unsur olacaktır.
Fındık fiyatlarını düzenleyecek özel sektör harici bir aktör yok artık. Fiskobirlik devlet eliyle işlevsizleştirildikten sonra destekleme alımı için sahneye çıkan Toprak Mahsulleri Ofisi kısa süre sonra piyasayı tamamen özel sektöre bıraktı.
Fındık ticareti ve işlemesini gerçekleştiren alıcılar arasında son dönemde bir tekelleşme eğilimi var. Son olarak Düzce merkezli bir fındık işleme tesisinin bir İtalyan firmasınca alınmasının ardından fiyatları belirleme yeteneği kazandığına ilişkin söylentiler var.
Fındık üreticisi de kendi arasında satış aşamasında örgütlenme yeteneğinden mahrum şu an için. Zira ne kadar işlevsizleştirilse de neredeyse seksen yıllık bir Fiskobirlik var ve alternatif bir örgütlenme için bir girişim yok.
Türk lirasının siyasal konjonktürden kaynaklanan sebeplerden ötürü döviz cinsi paralar karşısında değer kaybı da, piyasanın büyük aktörlerinin alımları için biraz daha beklemeyi karlı hale getirecektir.
Üreticinin tek kozu, Türkiye'nin dünya üretiminin yüzde 68'lik kısmıyla ana üretici olduğu fındıkta bu sezon rekoltenin düşük gerçekleşecek olması. Durum böyle... Fındık bu koşullar altında şeklini alacak olan serbest piyasa koşullarında fiyatını bulacak.
***
Serbest piyasada fiyat denilen şey, üretim(arz) ve tüketimin (talep) etkileşimiyle ortaya çıkar. En düşük fiyat üretimin fazla, tüketimin az olduğu durumda, en yüksek fiyat da üretimin kıt, tüketimin fazla olduğu dönemlerde oluşur. En azından prensipte...
Prensipte, zira bizzat Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik bile 'spekülatif hareketleri önlemek' ten söz ettiğine bakılırsa, bu büyüklükte bir piyasada sadece Adam Smith'in yasaları işlemiyor olsa gerek.
Çelik şüphesini "Stabil bir şekilde önlerini görecekleri bir piyasanın oluşması ve piyasada spekülatif oyuncular söz konusu ise onlarla da mücadele ederek, bu konudaki haksızlıkları ortadan kaldıracak çalışmaları yapacağız" diyerek dile getiriyor.
Bu konuda da belli sıkıntılar ve şüpheler var. Üretici bu 'spekülatif' sürecin pasif unsuru. Yani kendi lehine bir spekülatif harekette bulunma şansı yok. Bu konuda tek güvencesi devlet. Bakan muhakkak ki iyiniyetli olsa gerek ama partisinin Doğu Karadenizli vekilleri arasında fındık ticaretiyle uğraşanlar olduğu, bunların da bir nevi lobi faaliyeti yürüttüğü öne sürülüyor. Bu bir iddia elbette. Ancak üreticinin kafasındaki soruları algılamak açısından önemli ...
Devletinyani hükümetinsavunma olarak kozu, fındık üreticisine önce üç yıllığına başlayan, sonra da başını alıp giden alan bazlı fındık destekleri... Üretici sezonun en sıkışık döneminde alan bazlı fındık desteğini aldığında rahat bir nefes alıyor. Burası doğru. Ancak bu işin gerçek çözümü, piyasa koşullarında üreticinin kollanabileceği, fındık fiyatlarının makul bir fiyat aralığında tutulmasını sağlayacak enstrümanlardan geçiyor. Meseleye belli bir açıdan bakışın eseri olan destekler bu kalemden sayılmaz. Bunlar ancak üreticinin çok darda olduğu yıllarda uygulanabilecek b planı olarak anlamlı olurdu.
Devlet bu işin bir parçası olmalı. Zira 10 Ekim 1935 Perşembe günü, o zamanki adı ile Ekonomi Bakanının himayesi altında Ankara'da Birinci Ulusal Fındık Kongresi toplanmış, bir Milli Fındık Politikası belirlenmişti. Bu politikaların terk edilip üreticinin vahşi kapitalizme teslim edilmesinin kimseye bir hayrı olmadığı son dönemde iyice netleşmeye başladı.
Kaldı ki dünyada en büyük üretici olunan bir üründe milli bir politika yokluğu anlaşılır iş değil.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com