FINDIK ÜRETİCİSİ UYURKEN...
08 Eylül 2016 08:27:33
Bugünlerde Fındık üreticisinin sorunları, fiyatlar, desteklemeler, fındık borsası, ziraat odalarının rolü falan fazlasıyla konuşuluyor.
Mesela Sabah gazetesinden Şeref Oğuz şöyle diyor:
"Madem neyi nasıl yapacağımızı öğrendik, neden hâlâ lafla peynir gemisi yürütme gayretindeyiz? Bir önceki sene fındıktan ülkemize toplamda 2.5 milyar $ girdi diye sevindik ama yalnızca bizden aldığı fındıkla 13 milyar euro ciro yapan bir firma var.
Sözüm odur ki fındığı bizde borsası başkasındaki yapıyı dönüştürmek bu kadar mı zor? Hâlâ 'yapmalıyız, etmeliyiz' ifadeleriyle 'sorunu kendi sorumluluk alanı dışına öteleyen' fındık aktörleriyle nasıl olacak?
Üreticinin tek derdi fiyat, tüccarın tek derdi kârı, birliklerin tek derdi ürün üzerinden siyaset üretmek olunca, Türk fındığı onun bunun cirosuna çerez olur, kalır... Anlamadığım şu: Bu cennet vatanı canımız pahasına koruyabiliyorsak, canım fındığın kârını neden başkası yiyor ve bize işin hamallığı kalıyor?"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ordu Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Arslan Soydan ne diyor?
"Normal şartlarda pazara ürün inmeyince fiyatta artış olur. Bu sezon hem rekolte düşük hem de pazara fındık inmezken fiyatın artmamasına şaşıyoruz. Bu fındık fiyatının artması için daha ne olması lazım? Artık bu üreticiyle alay edilmesin. Fındığın hakkı neyse fiyatını da ona göre açıklayın."
***
Günaydın Fındık üreticisi!
Şimdi kuyunun dibindeki taşı çıkarmak için hayli geç kalındı. Taşı oraya atarken sen uyuyordun, sabah oldu gece olanları merak ediyorsun!
Aslında bu satırlarda gece fındık üreticisi uyurken olup bitenlerin hepsi yazıldı. Şimdi köşeyazarı Şeref Oğuz, neden bunlar yapılmadı diye sorarken, fındığın fiyatının büyük oranda Türkiye'de belirlendiği Fiskobirlik döneminin nasıl vandalca sona erdirildiğini hatırlamıyor olabilir. Fakat gerek çalıştığım başka il ve yayın organlarında, gerekse Değişim Gazetesinde bu işlerin nasıl olduğunu fazlasıyla yazıp çizdim.
Devlete bir kuruş borcu yokken, sırf başkanlık seçimlerinde iktidarın desteklediği adayın yerine başka biri seçildi diye Fiskobirlik'in kredi verilmemek suretiyle üreticiyle nasıl karşı karşıya getirildiğini anlamadan, bu dönemi doğru analiz etmeden Oğuz'un sorularına cevap vermenin bir yolu yok.
2007 öncesinde Dünya Fındık piyasasının en önemli aktörü, 1930'lu yıllardan beri üretici kooperatifi Fiskobirlik idi. Tüccar bu piyasanın ufak oğluydu ve ancak harçlık düzeyinde iş yapma imkanı buluyordu. Yine Atatürk döneminden kalma bir "Milli Fındık Politikası" vardı ve gelmiş geçmiş tüm hükümetler alım dönemlerinde birliğe kredi veriyorlar, birlik de satışını yaptığında devlete borçlarını ödüyordu. Fiyatların belli bir marjın altına düşmesinin önündeki en büyük engel de bu birlikti.
Sonra yukarıda ifade edildiği üzere MHP'li Yaşar Pamuk'un Fiskobirlik başkanı seçildiği dönemde, devlet birden Fiskobirlik'e verdiği krediyi kesti. Fiskobirlik üreticiye borçlarını ödeyemedi. Üretici Fiskobirlik kapılarında perişan oldu. Devlet önce Toprak Mahsulleri Ofisi yoluyla alım yaptı, sonra alan bazlı fındık desteklerini devreye soktu. Seçimli bir dönemden geçildiğinden üç yıllığına verilen destekler daha sonra da devam etti. Bundan sonra ne olur bilinmiyor. Fındık üreticisi mart ayı uykusunda rüyasında alan bazlı fındık desteği ödemelerini gördü.
***
Bu arada piyasada fındığın aktörleri olarak Tüccar ve Üretici dışında kimse kalmadı. Kamusal alanda korunması gerekenin üreten olduğu açıkken, Tüccar lehine yaşanan gelişmeler o noktaya geldi ki, üretici fındık piyasasının üvey evladı haline geldi.
İki yıldır fındık piyasasında işler iyi gitmiyor. Nasıl oldu da bu noktaya gelindi diye kimse sormuyor, hala bu nasıl olacak, niye böyle oluyor diye soruluyor. Hepsi fındık üreticisi mart ayında alan bazlı fındık desteği rüyası gördüğü uykunun en derin noktasındayken oldu.
Bundan sonra olacaklar konusunda iyimser olmak kolay değil. Ama bu günlerin geleceği sır değildi. Bu satırlarda 13 nisan'da yazdığım "Fındık üreticisinin iyi günleri" yazısında tüccarın ulusal ve uluslararası alanda inanılmaz bir örgütlülük seviyesine ulaşmasına rağmen üreticinin Fiskobirlik'e ikame bir örgüt bulamadığını belirterek şu tespitte bulunmuştum.
"Bunlar fındık üreticisinin iyi günleri. Eğer satış aşamasında üreticiler örgütlenmeye gitmezse, sektörün örgütlü alıcıları önümüzdeki senelerde tarlaları üreticiye dar edecektir. Aha buraya yazıyorum..."
Hepsi Fındık üreticisi uyurken oldu. Üstelik ben böyle olacağını söylemiştim.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com