RAHMET İLE AFET
23 Eylül 2016 08:27:25
Uzun süre yüksek hava sıcaklıklarıyla, plajlarda yaşanan sıkıntılarla, kartpostallık yaz manzaralarıyla haşır neşir olduktan sonra, meteorolojinin uyarısının ardından gelen yağmurlar, rahmetin afete dönüşmesine yol açtı.
Bu kez en fazla etkilenen Zonguldak kent merkezi oldu. Bunun birinci nedeni o bölgede yağan yağışın, diğer bölgelerdekinden fazla olmasından başka bir şey değil. Bu önermenin bir diğer sonucu ise aynı miktarda yağış yağdığında başka bölgelerde benzeri manzaraların yaşanmasının neredeyse kesin olduğu şeklinde. Tıpkı aynı sıralarda konum itibarıyla daha fazla rüzgara muhatap olan Akçakoca'da rüzgarın afete dönüşmesi gibi...
Yani yeri gelmişken şunu belirtmek gerek. Bu yazının konusu Zonguldak'ta iki gün önce yaşanan yağış, sel falan değil. Bu yazıyı, rahmetin afete dönüşmesinin engellenmesi konusunda nasıl doğru bir yaklaşım geliştirileceğini anlamak için bir fikir jimnastiği olarak okuyun.
***
Elbette etkilenen alan belediye sınırları içinde olunca, ilk akla gelen belediye oluyor. Belediye muhakkak ki kent içinde altyapıyı inşa eden ve geliştiren kurum olarak sorumludur. Ancak sorumluluğu sadece belediye binasının içine hapsetmek, çözüm arayışlarının yolunu tıkamaktan başka bir neticeye ulaşmaz.
Normalde Batı Karadeniz Bölgesi gibi engebeli coğrafya parçalarında kentler tepe yamaçlarına kurulur. Merkezleri de bir derenin etrafındaki alüvyon yığınlarının oluşturduğu düzlüklerdir. Bu Zonguldak'ta, Ereğli'de, Alaplı'da ve diğer ilçelerde böyledir. Kent merkezi dediğimiz alanlar, nereden baksan çok asırlık yerleşim bölgeleridir. Mülkiyet hakkına tecavüz etmeden arsalarda imar çalışması yoluyla buraların yerleşim yapısını değiştirmek neredeyse olanaksızdır.
Böyle bir coğrafyada, eğer yağmur sularının tahliyesi için kurulması gereken sistemler, kapasite yetersizliği nedeniyle yükünü dere yatağına ve denize gönderemiyorsa, o kentte altyapının revize edilmesi gerekir. En azından sorunun kaynağının insan yapımı fiziki bir yapıda olduğu konusunda elinizde kanıt vardır o zaman. Bu durumda belediyenin bir kusurundan (özellikle altyapı yeni yapılmış da bu sonuç alınmışsa görevdeki belediyenin, yok altyapı çok eskiyse bir belediye yönetimleri silsilesinin kusurundan ) söz edilebilir. Böyleyken bile belediye dışındaki kamu idaresinin sorumsuz olduğu anlamına gelmez.
Fakat dere yataklarının ıslahı konusu Türkiye'de Devlet Su İşleri tarafından yapılır. Birkaç sene önce Ereğli'de Kavaklık mahallesini sular altında bırakan selden sonra dere ıslahını DSİ yaptı. DSİ (yanlış bilgi olmasın, sanırım yüz bini aşan yerleşimlerde) ülkenin her tarafında derelerin ıslah çalışmaları yürütüyor. Bu iş DSİ'nin asli işlerindendir. Yani Dere yatağından kaynaklanan sellerde kamu idaresi ve belediyenin rolleri ters döner. Yani önce kamu idaresi sorumludur, sonra da belediye...
***
İşin bir de siyasi boyutu var. Zonguldak'ta belediye yönetimi ana muhalefet partisinde... Bu yüzden şehirde yaşanan her sorunun ardından siyaseti doğru algılamayan bazı iktidar partisi mensuplarının ellerini oğuşturup fırsatı ganimete çevirme çabası mutlaka olacaktır. Bu hep olmuştur.
Ancak kamu idaresinin (yukarıda izah edildiği gibi) asli veya tali sorumluluğu bulunduğu göz önüne alınırsa, iktidar partisinin her iki durumda da problemi çözmekle yükümlü olduğunu teslim etmek gerekir. Çünkü iktidar olmak tam olarak budur.
İki yıl önce İktidar partisine mensup belediye bulunan Ereğli'de yaşanan selde iktidar partisi tüm birimleriyle nasıl çözüm arayışlarına girdiyse, hasarda tali sorumluluğu bulunan kamu idaresi ve merkezi hükümet belediyeye nasıl omuz verdiyse, Zonguldak'ta da yapılması gereken budur.
Çünkü işyerlerini, pasajları sular basar, insanlar kayıpları için gözyaşı dökerken, yılların birikimini sel sularına kaptırırken siyaset falan olmaz. Önce çözümü bulacaksınız, ortaya siyasi bir rant çıkarsa bunu sonra paylaşacaksınız. Çözümü bulmadan sallayıp durmak sorumluluk sahibi insanların davranışı değildir.
İşte, meteoroloji diyor ki, bu sene kış kışlığını gösterecek. Eğer rahmetin afete dönüşmesi konusundaki kaygılarında samimi iseler, sorumluluk sahibi olanlar çok değil, bir iki ay içinde şehirlerde ve taşrada etkili olacak olumsuz hava koşulları için neler yapılması gerektiği konusunda hazırlıklarını yapsınlar. Yağış da yağacak, sel de olacak, kar da yağacak.
Rahmetin afete dönüşmemesi insanların elinde...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com