![EŞİTTEN DAHA EŞİT...](https://www.degisimmedya.com/image/editor/3437_huseyin-aksakalim.jpg)
EŞİTTEN DAHA EŞİT...
06 Ekim 2016 09:18:01
Bir toplumu tehdit edebilecek en büyük tehlike, yazılı kuralların yurttaşlar eşit uygulanmadığına ilişkin şüphenin yerleşmesidir.
Orwell'in ünlü "Hayvanlar Çiftliği"nde , bir çiftlikte barınan hayvanlar, sahiplerinin zulmüne karşı koymak için ayaklanır ve yönetimi ele geçirirler. Yeni cesur dünyanın sınırlarını belirlemek için yedi emir belirlerler. En başında "Dört ayak iyi, iki ayak kötü" yazan bir anayasadır bu.
Bu hayvanların Yedi Emir'i hatırlaması için çiftliğin bir tarafına asılır ama hayvanların çoğu okuma yazma bilmez, en uyanık olanları bile dört maddeden ötesini saymakta güçlük çekerler, koyun, tavuk ve ördek gibi en ahmak hayvanların Yedi Emir'i bir türlü ezberleyemedikleri görülür.
Gel zaman, git zaman çiftlik yönetimini ele geçiren Napolyon adlı domuzun bu emirleri ihlal ettiği yönünde şüpheler ortaya çıkar. Mesela "Hiçbir hayvan içki içemez" yazan maddenin ihlal edildiği şüphesi üzerine Emir Levhasına bakanlar daha sonra burada "Hiçbir hayvan aşırı içki içemez" yazdığını görür. Bir, iki derken tüm maddeler değişir. Nihayet yönetim tek bir madde dışındaki tüm emirleri tabeladan kaldırır:
"Bütün hayvanlar eşittir, ama bazıları daha eşittir."
Elbette bu uzunca öykü bir tür alegoridir. Yorumcular bu kitabın eşitlik idealini sulandırıp bir zulüm sistemine dönüşen Sovyet modelinin eleştirisi olduğunu savunur. Oysa gerçek, güç denilen şeyin büyüdükçe yozlaştığına yönelik evrensel bir mesajdır. Mutlak güç mutlaka yozlaşacağından, toplumda yaşayan fertleri koruyan yazılı kurallar vardır.
Yine de bu kuralların idealde olduğu gibi işlediğini söylemek kolay değil.
***
Geçtiğimiz aylarda, ünlü yönetmen Sinan Çetin'in oğlunun yaptığı bir trafik kazasında bir polis memurunun ölümüne yol açması ve ardından tutuklanması ile başlayan süreçte yaşananlar, kamu vicdanında derin bir yara bıraktı.
Zira yönetmenin oğlu Rüzgar alkollüydü, aşırı hızlıydı ve ters yöndeki araca çarpmıştı. Şehit polisin ailesi duruşmadan dört gün önce davadan çekilince, tutukluluk hali sona erdi ama tartışmalar sona ermedi.
Elbette bir trafik kazası taksirli bir suçtur. Uzun tutukluluk halleri taksirli suçlarda pek rastlanan bir şey değildir. Burada kamuoyunun asıl dikkatini çeken, hukuk sürecinden ziyade sonuna kadar hakkını arayacağını iddia edilen şehit ailesinin nasıl enstrümanlarla ikna edildiği oldu. Hemen ardından da "Yasa karşısında bazı insanların öbürlerinden daha eşit olduğuna" dair bir kanaat oluşmaya başladı.
Başka biri cinayeti andıran, kamuoyunda böyle bir travma yaratan bu kazayı yapmış olsaydı ne olurdu sorusuna, taksirli suçlarda tanınmamış biri daha çabuk yırtardı diyen de var. Babasının nüfuzu sayesinde devreye giren bürokratların aileye baskı yaptığını söyleyen de...
Kamuoyu (tüm kişi zamirleri; ben, sen o, biz, siz, onlar) emsal bir ceza bekliyordu. Neticeden hiç biri tatmin olmadı.
***
Hukuk kararına ilişkin itirazlar yine hukuk yoluyla yapılır. İşin bu boyutuna edilecek bir söz yok. Elbette burada infialin asıl kaynağı, şehit polisle toplumun her bir ferdinin kurduğu empati ilişkisinden kaynaklanıyor.
Bir ülkenin aydını olmak, o ülkenin hissiyatını tüm kılcal damarlarında hissedebilmektir. Sinan Çetin, Türk sinemasının yetiştirdiği en önemli yönetmenlerden biridir. Ve bu olaya kadar bu hissiyatı taşıdığını düşünürdüm.
Berlin İn Berlin, Propaganda, Çiçek Abbas, Çirkinler de sever, Komser Şekspir ilk akla gelen filmleri. Eskiden olduğu gibi gözükmüyorlar artık...
Yönetmen Çetin, bir baba olarak çocuğunu düştüğü dardan kurtarmak için (Hukuka nüfuz olmayacağına göre aileyi davadan vazgeçirmek için) nüfuz kullanmış mıdır bilmem. Ama öyle gözüküyor. Bu konuda tatmin edici, adalete güveni sarsılanlara şifa niyetine bir kelam ettiği de yok. Böyle olunca, o da eşitten daha eşit olduğu iddiasında mıdır diye geliyor akla.
Şahsen bu izlenimi, bu şüpheyi ortadan kaldıracak bir gelişme yaşanmazsa, bir daha Sinan Çetin'in filmlerini izleyebileceğimden şüpheliyim.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com