MİLLİ GÜREŞÇİYDİ, KÖFTECİ OLDU...
Zonuldak&8217;ta, kahve köşelerinden uzak durmak için köfte ekmek satan Nadir Uzunoğlu (58), 35 madalyaya sahip milli bir güreşçi. Uzunoğlu, emekli olduktan sonra kahvehane ortamlarından uzak durmak için Fener sahasında seyyar köftecilik yaparak vaktini geçiriyor.
Bir zamanlar Türkiye şampiyonlukları bulunan ve Balkanlardaki rakiplerine minderi dar eden eski milli güreşçi Nadir Uzunoğlu, özellikle 57 ve 62 kilolarda rakip tanımayarak, 20 yıllık spor hayatına 35 madalya sığdırmış.
Samsun´un Havza ilçesine bağlı Kale köyünde, düğünlerde ve bayramlarda güreş yaparken Zonguldak Spor Kulübü idarecilerinin dikkatini çeken Nadir Uzunoğlu, 19 yaşındayken kulübün güreş şubesine transfer oldu. 1975´te sporcu kontenjanından Türkiye Taşkömürü Kurumu´nda işe giren Uzunoğlu, güreşe de devam etti. Katıldığı Türkiye şampiyonalarında birçok madalya kazanan Uzunoğlu, 1977´de milli takıma seçildi.
Uzunoğlu, aynı yıl ilk kez giydiği milli forma ile Atina´daki Balkan Güreş Şampiyonası´nda 2´nci oldu. Yine aynı yıl içinde Ankara´da vatani görevini yaparken katıldığı Ordulararası Dünya Güreş Şampiyonası´nda dünya şampiyonu olan Uzunoğlu, askerden sonra da katıldığı birçok turnuvada derece elde etti. Türkiye ve Balkanlar güreş şampiyonlarında adından söz ettiren Uzunoğlu, şampiyonluğu kimseye kaptırmadı. Uzunoğlu, 1999´da emekli olduktan sonra da yağlı güreş ve minder güreşlerinde hakemlik yapmaya başladı. Uzunoğlu, şimdi kahvehane köşelerinden uzak durmak için amatör sporların yapıldığı Fener semtinde seyyar arabasıyla köfte ekmek satıyor.
MADALYALARINI EVİNDE SERGİLİYOR, “HEY GİDİ GÜNLER” DİYOR
Uluslararası müsabakalarda rakiplerini tuş ederek kazandığı madalyaları evinin köşesinde sergileyen Nadir Uzunoğlu, başarılarını hem misafirlerine gösteriyor hem de eski fotoğraflarına bakarak “Hey gidi günler” diyor.
Güreşteki bunca başarısından sonra antrenörlük yapmak varken, bugün köfteleri tuş eden Nadir Uzunoğlu, “Almanya’dan çok istediler beni. Annem ve babamın vefat etmesi kolumuzu kanadımızı kırdı. Ben orada refah içinde yaşarken kardeşlerimin boynu bükük kalmasını istemedim. Onlara hem ağabeylik hem de babalık yapmak için Zonguldak’a döndüm. Bu defa da başarılarım sınırlı oldu. Güreş Federasyonu´nda hak ettiğim yere gelemedim. Ben de spor camiasından uzak kalmamak için stat kenarında köftecilik yaparak vaktimi geçiriyorum.” diye konuştu.
KÖYDEKİ DÜĞÜN VE BAYRAMLARDA GÜREŞİRKEN KEŞFEDİLMİŞ
Profesyonel güreşe 1972 yılında başlayan Uzunoğlu, küçüklüğünden bu yana güreş yapmış. Samsun’un Havza ilçesi Kale köyünde düğün, bayram ve çeşitli merasimlerde sıklıkla düzenlenen güreşlerde sürekli rakiplerini yendiğini ifade eden Uzunoğlu’na, merhum babası Hikmet Uzunoğlu hep destek olmuş.
KAHVEHANEDEN UZAK DURMAK İÇİN SPOR TESİSLERİNDE KÖFTECİLİĞE TALİM EDİYOR
Daha sonra ailesiyle Zonguldak’a yerleşen Uzunoğlu, 1973 yılında Zonguldak Belediyesi, 2 yıl sonra da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı Zonguldakspor’da güreş sporcusu olarak görevine başlamış. TSK, KKK, Ankara, Gruplar, Türkiye, Balkan ve Almanya’daki müsabakalardan madalya ile dönen Uzunoğlu, minderde rakiplerini tuş ederken, şimdilerde tezgâhın başında köfte kızartıyor. Bu sayede sporcu arkadaşlarıyla sürekli görüşme imkânı bulan Uzunoğlu, şunları söyledi:
“Keşke emekli olduktan sonra antrenörlük için başvursaydım. Ancak ben birilerini devreye sokarak bir yerlere gelmek istemedim. Boş da duramadım, en azından köfte satarken hem eski arkadaşlarımı görüyor hem de kahvehane köşelerinden kendimi kurtarmış oluyorum.”
Geçmişindeki başarısından sonra köfte ekmek satmayı büyük bir gururla yaptığını anlatan Uzunoğlu, “Emekli olduktan sonra hem kahvehanelerden uzak durmak hem de sporcu arkadaşlarımı sürekli görebilmek için Fener sahasının kenarında köftecilikle uğraşıyorum. Bunu, maddi ihtiyaçtan değil, spor camiasından uzak kalmamak için yapıyorum. Ayrıca, Güreş Federasyonu’na bağlı olarak 1. sınıf güreş hakemliği de yapmaktayım.” diye konuşuyor.
Uzunoğlu, ilk kez 1974’te Türkiye şampiyonu olduktan sonra girdiği Milli takımda kazandığı madalyaların çoğunu, akrabalarının hatıra amaçlı olarak sakladığını kaydetti.
TRT’DE İZLEDİĞİ MİLLİ GÜREŞÇİNİN EŞİ OLDU
Köfteci Nadir’in Milli Takım’da mücadele ettiği yıllarda en büyük destekçisi ise 32 yıllık eşi Sebahat hanım (56) olmuş. Onların tanışıp evlenmeleri de ilginç bir tevafuka dayanıyor: “Ben eşimi ilk 1977’de TRT de güreş yaparken gördüm. Hatta misafirliğe gitmiştik. O zamanlar sadece TRT vardı. Biz başka şey izlemek istiyorduk ama güreş programı devam ediyordu. Başka program seyredemeyince biz de merak etmeye başladık. Orada birinci oldu. Nasip kısmet. Sonra tanıştık, nişanlandık. Nerden nereye.”
Nişanlandıktan sonra eşinin bütün güreş müsabakalarına katıldığını anlatan Sebahat Uzunoğlu, bir hatırasını da şu sözlerle dile getiriyor: “Nişanlıyken Zonguldak’taki Spor Salonunda maçını izlemeye gittik. Ben müsabakayı heyecandan yüzümü kapatarak seyrediyorum. Bu durumu fark eden bir akrabası, ‘Yenge yüzünü niye kapatıyorsun, yüzünü aç da seyret, dayım yeniyor’ dedi. Çok heyecan vardı. Tabi bir de salon kalabalıktan inliyordu. Öylece alıştım ve eşimi hiç yalnız bırakmadım.”
Samsun´un Havza ilçesine bağlı Kale köyünde, düğünlerde ve bayramlarda güreş yaparken Zonguldak Spor Kulübü idarecilerinin dikkatini çeken Nadir Uzunoğlu, 19 yaşındayken kulübün güreş şubesine transfer oldu. 1975´te sporcu kontenjanından Türkiye Taşkömürü Kurumu´nda işe giren Uzunoğlu, güreşe de devam etti. Katıldığı Türkiye şampiyonalarında birçok madalya kazanan Uzunoğlu, 1977´de milli takıma seçildi.
Uzunoğlu, aynı yıl ilk kez giydiği milli forma ile Atina´daki Balkan Güreş Şampiyonası´nda 2´nci oldu. Yine aynı yıl içinde Ankara´da vatani görevini yaparken katıldığı Ordulararası Dünya Güreş Şampiyonası´nda dünya şampiyonu olan Uzunoğlu, askerden sonra da katıldığı birçok turnuvada derece elde etti. Türkiye ve Balkanlar güreş şampiyonlarında adından söz ettiren Uzunoğlu, şampiyonluğu kimseye kaptırmadı. Uzunoğlu, 1999´da emekli olduktan sonra da yağlı güreş ve minder güreşlerinde hakemlik yapmaya başladı. Uzunoğlu, şimdi kahvehane köşelerinden uzak durmak için amatör sporların yapıldığı Fener semtinde seyyar arabasıyla köfte ekmek satıyor.
MADALYALARINI EVİNDE SERGİLİYOR, “HEY GİDİ GÜNLER” DİYOR
Uluslararası müsabakalarda rakiplerini tuş ederek kazandığı madalyaları evinin köşesinde sergileyen Nadir Uzunoğlu, başarılarını hem misafirlerine gösteriyor hem de eski fotoğraflarına bakarak “Hey gidi günler” diyor.
Güreşteki bunca başarısından sonra antrenörlük yapmak varken, bugün köfteleri tuş eden Nadir Uzunoğlu, “Almanya’dan çok istediler beni. Annem ve babamın vefat etmesi kolumuzu kanadımızı kırdı. Ben orada refah içinde yaşarken kardeşlerimin boynu bükük kalmasını istemedim. Onlara hem ağabeylik hem de babalık yapmak için Zonguldak’a döndüm. Bu defa da başarılarım sınırlı oldu. Güreş Federasyonu´nda hak ettiğim yere gelemedim. Ben de spor camiasından uzak kalmamak için stat kenarında köftecilik yaparak vaktimi geçiriyorum.” diye konuştu.
KÖYDEKİ DÜĞÜN VE BAYRAMLARDA GÜREŞİRKEN KEŞFEDİLMİŞ
Profesyonel güreşe 1972 yılında başlayan Uzunoğlu, küçüklüğünden bu yana güreş yapmış. Samsun’un Havza ilçesi Kale köyünde düğün, bayram ve çeşitli merasimlerde sıklıkla düzenlenen güreşlerde sürekli rakiplerini yendiğini ifade eden Uzunoğlu’na, merhum babası Hikmet Uzunoğlu hep destek olmuş.
KAHVEHANEDEN UZAK DURMAK İÇİN SPOR TESİSLERİNDE KÖFTECİLİĞE TALİM EDİYOR
Daha sonra ailesiyle Zonguldak’a yerleşen Uzunoğlu, 1973 yılında Zonguldak Belediyesi, 2 yıl sonra da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı Zonguldakspor’da güreş sporcusu olarak görevine başlamış. TSK, KKK, Ankara, Gruplar, Türkiye, Balkan ve Almanya’daki müsabakalardan madalya ile dönen Uzunoğlu, minderde rakiplerini tuş ederken, şimdilerde tezgâhın başında köfte kızartıyor. Bu sayede sporcu arkadaşlarıyla sürekli görüşme imkânı bulan Uzunoğlu, şunları söyledi:
“Keşke emekli olduktan sonra antrenörlük için başvursaydım. Ancak ben birilerini devreye sokarak bir yerlere gelmek istemedim. Boş da duramadım, en azından köfte satarken hem eski arkadaşlarımı görüyor hem de kahvehane köşelerinden kendimi kurtarmış oluyorum.”
Geçmişindeki başarısından sonra köfte ekmek satmayı büyük bir gururla yaptığını anlatan Uzunoğlu, “Emekli olduktan sonra hem kahvehanelerden uzak durmak hem de sporcu arkadaşlarımı sürekli görebilmek için Fener sahasının kenarında köftecilikle uğraşıyorum. Bunu, maddi ihtiyaçtan değil, spor camiasından uzak kalmamak için yapıyorum. Ayrıca, Güreş Federasyonu’na bağlı olarak 1. sınıf güreş hakemliği de yapmaktayım.” diye konuşuyor.
Uzunoğlu, ilk kez 1974’te Türkiye şampiyonu olduktan sonra girdiği Milli takımda kazandığı madalyaların çoğunu, akrabalarının hatıra amaçlı olarak sakladığını kaydetti.
TRT’DE İZLEDİĞİ MİLLİ GÜREŞÇİNİN EŞİ OLDU
Köfteci Nadir’in Milli Takım’da mücadele ettiği yıllarda en büyük destekçisi ise 32 yıllık eşi Sebahat hanım (56) olmuş. Onların tanışıp evlenmeleri de ilginç bir tevafuka dayanıyor: “Ben eşimi ilk 1977’de TRT de güreş yaparken gördüm. Hatta misafirliğe gitmiştik. O zamanlar sadece TRT vardı. Biz başka şey izlemek istiyorduk ama güreş programı devam ediyordu. Başka program seyredemeyince biz de merak etmeye başladık. Orada birinci oldu. Nasip kısmet. Sonra tanıştık, nişanlandık. Nerden nereye.”
Nişanlandıktan sonra eşinin bütün güreş müsabakalarına katıldığını anlatan Sebahat Uzunoğlu, bir hatırasını da şu sözlerle dile getiriyor: “Nişanlıyken Zonguldak’taki Spor Salonunda maçını izlemeye gittik. Ben müsabakayı heyecandan yüzümü kapatarak seyrediyorum. Bu durumu fark eden bir akrabası, ‘Yenge yüzünü niye kapatıyorsun, yüzünü aç da seyret, dayım yeniyor’ dedi. Çok heyecan vardı. Tabi bir de salon kalabalıktan inliyordu. Öylece alıştım ve eşimi hiç yalnız bırakmadım.”
Haber : CHA