GÜNDEM

MUHTARLARDAN KAÇAK OCAKLARA ÇÖZÜM İÇİN SİYASETÇİLERE ÇAĞRI

Karadeniz Bölgesi Muhtarlar Federasyonu Genel Başkanı Şerafettin Nas, kaçak ocaklar ile son zamanlara yapılan operasyonlarla ilgili açıklama yaptı.

Abone Ol

Karadeniz Bölgesi Muhtarlar Federasyonu Genel Başkanı Şerafettin Nas dernek binasında yaptığı açıklamada, kaçak ocakların Zonguldak’ın kanayan bir yarası olduğunu ve devletin bir an önce bu konuya çözüm bulmasını ve yasalaşmasını istedi.


Zonguldak’ta son zamanlarda meydana gelen kaçak ocaklarla ilgili sorunları siyasetçilerin çözmesi gerektiğini söyleyen Nas, “Son zamanlarda ilimizde çok sıkıntılı günler geçiriyoruz. Bu toplantı için bana hiçbir kimse ne telefon etti ne de böyle bir talepte bulundu. Ben bu konuların içinde olduğum için, bölgeyi çok iyi tanıdığım için, bu kömür ocaklarının sorunlarını bildiğim için kendime bu bir görev adettim. Bunun içinde hep birlikte burada bazı şeyleri sizlerle paylaşacağız. Biz taraf değiliz. Biz kişilerin birbiriyle olan husumetlerinin, kin ve nefretlerinin arasına giremeyiz. Burada sosyal ve toplumsal bir olay var. Zonguldak ilimizin yıllardır kanayan bir yarasıdır. Dünde siyasetçilerimiz vardı, bugünde siyasetçilerimiz var. 3 gündür takip ediyorum hiç kimseden ses çıkmadı. 10-12 yıl önce dönemin Valisi İsmet Metin, İl Emniyet Müdürü Mustafa Öncül görüştük, aynı olaylar oldu Kilimli’de ve toplantı yaptık, onları bu konularla ilgili aydınlattık. Bazı yetkililerimiz bunları bilmeyi bilir. Bu insanlar emeğiyle geçinen, alın teriyle yerin yüzlerce metre altına giren bu değerli insanlar, bu yangın Kilimli’yi, Gelik’i kaplamaz bu yangın Zonguldak’ın tümünü kaplar. Çünkü bu yörede köylerde oturan insanlar var. Köylerden gelip buralarda çalışan insanlar var. Hepsini etkiler. Biz yasal süreç olarak saha sahiplerinin günün koşullarına uygun o ocakların yasal olan prosedürü yerine getirenlere biz diyoruz ki taşeronluğu verin. Ama bu kaçak ocaklarda bu çalışan insanlar bir bakın hep mağdur, insanlar huzursuz. Ben burada esas sorumlu olan sendikaya da seslenmek istiyorum. Herkes köşe başını tutmuş, meydana kim çıkacak veya kim konuşacak, kimler bu konu hakkında bilgi verecek hiç kimseden ses çıkmıyor. Bir dünya sivil toplum örgütleri var burada. Hepsi tabela derneği. 

"Muhtarlar Derneği hem Zonguldak’ın sorunlarını gündeme taşır hem de muhtarların sorınlarıyla ilgilenir."

'Biz çünkü halkın temsilcileriyiz. O insanlar bizi vekil tayin etmiş. Demiş ki bizim hakkımızı savun, hakkımızı, sorunlarımızı, mağduriyetimizi gidermek anlamında yetkili birime taşı. İlçe başkanından ses yok, il başkanından ses yok, belediye başkanından ses yok, milletvekillerinden ses yok. Nerede bu siyasetçiler. Bu işleri siyasetçi çözecek. Ama kabahat bizde. Her seçim dönemi o siyasetçileri biz davul, zurnayla karşılıyoruz, konvoyla karşılıyoruz. Dünde vardı o siyasetçiler. Zonguldak’ın bu kaderi değil. Ben bu yörenin çocuğuyum. Kimin ne olduğunu bilirim. Biz tereciye tere satmıyoruz. Biz mağdur olan insanların yanındayız. Bunu herkes böyle bilsin. Abiler mabiler bilmem. O siyasetçiler gelsin bu işi çözsün. Seçim zamanı çıkacaklar Gelik’e, Kilimli’ye, Damarlı’ya yok öyle şey. Mecliste bir gecede kanun değişiyor. Bu insanların kaderi değil hırsız damgası ile dolaşmak. O insanların çocukları okul okuyor, üniversite bitiriyor ama hiçbir kamu kurumunda çalışamıyor. Niye babası hırsız. Ne yapmış kömür satmış. Bu lekeyi siyasetçiler temizleyecek. Gece sabahlara kadar 3-4’te kanun çıkaracaklarına bu damgayı Zonguldak’ta çalışan bu insanların alın terinden çıkarsınlar. Ben aslında o kadar doluyum ki. İnsanların tepişmesinden bu ile hiçbir fayda gelmez. Huzur olmayan yerde hiçbir iş yapılmaz. Belediye başkanlarım herkes işine bakacak. Ama bakacakta nerde bu toplumsal olayların içinde var mı? Bu davul, zurnayla karşılamaya benzemiyor bu işler. Bu ili büyük şehir yapsanız ne olur, ilçe yapsanız ne olur. Gelik Belediyesi belde oldu da ne oldu? Var mı ilerleyen bir şey. Siyasiler böldü, parçaladı bizi. Bartı’nı ayırdı, Karabük’ü ayırdı. Şimdi de büyük şehir belediye olalım diyorlar. İşte bizi ufak ufak böldüler, ondan sonra da bizi kaderimize terk ettiler. Ben 35 yıldır bu camianın içindeyim. Doğduğum, büyüdüğüm yer. Kömürü de bilirim, madenciliği de bilirim. Çalışan insanın kaderini de bilirim. Hiç kimsenin avukatlığını ben yapmam. Zonguldak’ın her bir köyünde, mahallesinde ocakta çalışan insan var. Ben kabahati siyasilerimizde buluyorum başka kimsede bulmuyorum. Bizi, Zonguldak’ı Ankara’ya taşımaya gerek yok. Kaçak ocakların yasal düzenleme getirilmesi lazım. Bu insanların madende çalışması kaderi değil. Biz olduğumuz sürece Zonguldak ayağa kalkar. Yürüyen adamın ayağına çelme takmaya uğraşmayalım. Bizim yasal süreç içerisinde yürüyen kişilerle işimiz yok. Kanun adalet neyse gereğini yapar. Ama burada mağdur olan bu ocaklarda çalışan insanlar. Bir yara kaşıdıkça daha da büyür. Toplumsal olaylar patlar. Ben halkımın mağdur olmaması için bütün gücümle seferberim. Muhtar arkadaşlarımızla beraber biz bu işe gönüllü girdik. Bu olayların daha çok büyümemesi ve bu ocaklara yasal düzenleme getirilmesi, saha sahipleriyle bir araya gelinip nasıl bir önlem alınır, nasıl bir şeyler yapılabilir biz bunun mücadelesini yapacağız. Bu iş gene siyasilerimizin önüne gelecek. Lütfen bu konu bir an evvel çözüme kavuşsun. Sayın Köksal Toptan’a, Özcan Ulupınar’a, Ercan Candan’a ve Ali İhsan Köktürk’e sesleniyorum, bu soruna çözüm bulsunlar. Bir araya gelin, meclise getirin, burada arkadaşların alnından hırsız damgasını silelim” dedi.


Haber : İHA

Abone Ol