Özer, kira ücretleri konusunda ev sahiplerini uyardı
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, konut fiyatları ve kiraların makul fiyatlara çekilmesini istedi.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, konut fiyatları ve kiraların makul fiyatlara çekilmesini istedi. Fahiş kira ücretleri konusunda ev sahiplerine seslenen Rektör Özer, ?Bu uzun vadede bindiğin dalı kesmektir.? dedi.
Özer, kentteki ev sahiplerinin üniversite öğrencilerinden fahiş fiyatlarda kira talep etmesini eleştirdi. Her öğrencinin kente kültürel ve ekonomik getirisinin kaçınılmaz olduğunu; ancak öğrenciyi sadece gelir kapısı gibi görmenin Zonguldak'a uzun vadede zarar vereceğini kaydeden ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, "Bu yanlışı bazen yöneticilerimiz de yapıyor." dedi. Özer, şöyle devam etti: "Bir öğrenci ayda şu kadar para bırakır. Kaç tane öğrenci var, kelle başı çarpıp topluyor ve işte bu üniversitenin şehre bıraktığı para budur diyorlar. Bu biraz hoyratça bir şeydir. Bir üniversitenin kent için önemi farklı bir şeylerdir. O üniversitenin eğitim öğretim, araştırma, hizmet dökümü olarak o kente sağladığı imkânlar, o bölgeye, o ülkeye sağladığı imkânlarla bağlantılıdır. Maalesef bu konuda bir terslik var. Kapasite arttıkça orada çalışan akademik ve idari personeli, çalışanları, öğrencileri gelir kapısı gibi görülüyor. Bu da otomatik olarak fırsatçılığa yol açıyor, kiralar ve ev fiyatları anormal şekilde artıyor. Yani ev sahiplerinin kirayı 200 TL?ye indirsinler demiyoruz; ama makul olan fiyatlara çeksinler istiyoruz. Biz üniversitede öğrenci, fakülte, bölüm, öğretim üyesi başta olmak üzere her alanda kapasiteyi artırmayı hedefliyoruz; bunu rant gibi görürlerse o zaman uzun vadede sıkıntı yaşanır.?
FIRSATÇILIK YAPILMAMALI
Üniversiteyi geliştirirken konut ve diğer hizmetler konusunda fırsatçılığa yol açılmamasını isteyen Özer, ?Aslında bu uzun vadede bindiğin dalı kesmek demektir. Çünkü ben öğretim üyesini bu şehre getirebilmem için ev fiyatlarının makul olması lazım, öğrencilerin memnun olması lazım, öğrencilerimizin bu üniversiteyi ve bu şehri diğer arkadaşlarına tavsiye etmesi lazım. Geçim şartları çok ağırsa, idari personel başka üniversitelere, başka şehirlerdeki kamu kuruluşlarına gitmek için fırsat kollar. Fiyatlar makul ise geleceğini bu şehre yatırır. Biz bu durumdan olumsuz etkileniyoruz, özellikle idari personelimizden başka kurumlara gitmek için muvafakat isteyen çok personelimiz var. Başvuranları veremiyoruz maalesef. Çünkü eleman bulmakta zorluk çekiyoruz. Yaşam koşulları ağır, hayat pahalı, gitmek isteyenlere muvafakat da veremiyoruz, insanlar zorluk çekiyor. Yani bunu halkımızın görmesini istiyoruz.? diye konuştu.
HEDEFİMİZ LİSANS ÜSTÜ ÖĞRENCİ SAYIMIZI ARTIRMAK-
ZKÜ?de, Bartın ve Karabük üniversitelerinin ayrılmasıyla 16 bin 500civarında öğrenci bulunduğunu belirten Özer, ?Merkez kampüsündeki öğrencilerimiz 10 bin civarında, diğerleri ilçelerde. Benim hedefim toplam öğrenci sayısının yüzde 10?u kadar lisans üstü öğrencimizin olmasıdır. Şu an 600 lisans üstü eğitim gören, master yapan öğrencimiz var. Yani yüzde 3,5?lar civarında bir orandayız. Benim hedefim lisans üstü eğitimi gören öğrencimizin sayısını bin 650?lere çıkartmak, bu da yüzde 10 bandını aşmak anlamına geliyor. İkinci hedefim lisans eğitimi alan öğrenci sayımızı, ön lisans öğrenci sayımızın üstüne çıkartmak. Bugün 16 bin 500 öğrencinin yaklaşık 9 bin civarı 2 yıllık eğitim gören öğrencilerden oluşuyor. Onun için bu dengeyi lisans lehine çevirmek istiyorum.? şeklinde konuştu.
YENİ BÖLÜMLER AÇILACAK
Rektör Özer, önümüzdeki dönemlerde Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği, Beden Eğitimi Öğretmenliği, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve İngilizce, Ereğli Eğitim Fakültesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümlerini açarak ilk defa yeni öğrenci alacaklarını, ayrıca Fen Edebiyat Fakültesi'nin Edebiyat kısmına da yeni bölümler açacaklarını kaydetti.
ARTIK REKTÖRLERİN OTURMA LÜKSÜ YOK
164 üniversite arasından sıyrılmak için fark ortaya koymak zorunda olduklarını dile getiren Özer, şunları kaydetti: "Farkı ya vizyonunuzla yakalayacaksınız, ya çok kaliteli eğitim vereceksiniz, ya çok kaliteli araştırma ortaya koyacaksınız ya da rektörlük hizmetlerinin çeşitliliği ve kapasitesi fazla olacak. Yani öğrencinin etkilediği noktalar çok fazla olacak ki ulusal ölçekte bir fark ortaya koysun. Yoksa işler zor. Eskisi gibi rektörlerin oturma, neye rağmen olursa kendi bildiklerini yapma lüksleri yok; çünkü her şehirde üniversite var ve herkes kendi üniversitesiyle çevresindeki üniversiteleri karşılaştırma imkânına sahip şu anda. Onun için herkes kendi üniversitesini cazip kılmak için daha fazla çalışmak zorunda, çalışanlarının barınma ve sosyal ihtiyaçlarıyla ilgili endişelerini gidermek zorunda. Bu belki rektörlerin yükünü ağırlaştırıyor ama toplum açısından çok olumlu neticeler verecektir."
EML KAMPÜSÜNÜN BİZİM İÇİN PSİKOLOJİK ANLAMI VAR
Fener Mahallesi'ndeki Endüstri Meslek Lisesi yerleşkesinden vazgeçmediklerini anlatan Özer, ?Bizim için fiziki imkandan öte psikolojik anlamı var oranın. Üniversitemizin ilk tohumu 1924?te Maden Mektebi İdadisi olarak atılmıştır. Bizim fiziki imkan olarak ilk başlangıçta birleşmemiz lazım. Bizim bugünkü EML kampüsünü istememizin fiziki ihtiyaçlarımızla hiç alakası yok, psikolojik anlamı var. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yüksek mektebidir orası. Hem Zonguldak hem üniversitemiz değerlenir. Yani İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluşu, 1773 yazıyor değil mi? Peki İTÜ 1773?te mi kuruldu. Hayır Cumhuriyetle birlikte kuruldu. Ama o tarihle birleştiriliyor. Bizim de kuruluşumuzu birleştirmemiz lazım. Kuruluşumuzu 1992 değil, 1924 yapmamız lazım. Burada müthiş bir tarihi gerçek var, kolay kazanılan bir şey değil. Bununla Zonguldak?ın üniversitesi değer kazanır." diye konuştu.
Özer, kentteki ev sahiplerinin üniversite öğrencilerinden fahiş fiyatlarda kira talep etmesini eleştirdi. Her öğrencinin kente kültürel ve ekonomik getirisinin kaçınılmaz olduğunu; ancak öğrenciyi sadece gelir kapısı gibi görmenin Zonguldak'a uzun vadede zarar vereceğini kaydeden ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, "Bu yanlışı bazen yöneticilerimiz de yapıyor." dedi. Özer, şöyle devam etti: "Bir öğrenci ayda şu kadar para bırakır. Kaç tane öğrenci var, kelle başı çarpıp topluyor ve işte bu üniversitenin şehre bıraktığı para budur diyorlar. Bu biraz hoyratça bir şeydir. Bir üniversitenin kent için önemi farklı bir şeylerdir. O üniversitenin eğitim öğretim, araştırma, hizmet dökümü olarak o kente sağladığı imkânlar, o bölgeye, o ülkeye sağladığı imkânlarla bağlantılıdır. Maalesef bu konuda bir terslik var. Kapasite arttıkça orada çalışan akademik ve idari personeli, çalışanları, öğrencileri gelir kapısı gibi görülüyor. Bu da otomatik olarak fırsatçılığa yol açıyor, kiralar ve ev fiyatları anormal şekilde artıyor. Yani ev sahiplerinin kirayı 200 TL?ye indirsinler demiyoruz; ama makul olan fiyatlara çeksinler istiyoruz. Biz üniversitede öğrenci, fakülte, bölüm, öğretim üyesi başta olmak üzere her alanda kapasiteyi artırmayı hedefliyoruz; bunu rant gibi görürlerse o zaman uzun vadede sıkıntı yaşanır.?
FIRSATÇILIK YAPILMAMALI
Üniversiteyi geliştirirken konut ve diğer hizmetler konusunda fırsatçılığa yol açılmamasını isteyen Özer, ?Aslında bu uzun vadede bindiğin dalı kesmek demektir. Çünkü ben öğretim üyesini bu şehre getirebilmem için ev fiyatlarının makul olması lazım, öğrencilerin memnun olması lazım, öğrencilerimizin bu üniversiteyi ve bu şehri diğer arkadaşlarına tavsiye etmesi lazım. Geçim şartları çok ağırsa, idari personel başka üniversitelere, başka şehirlerdeki kamu kuruluşlarına gitmek için fırsat kollar. Fiyatlar makul ise geleceğini bu şehre yatırır. Biz bu durumdan olumsuz etkileniyoruz, özellikle idari personelimizden başka kurumlara gitmek için muvafakat isteyen çok personelimiz var. Başvuranları veremiyoruz maalesef. Çünkü eleman bulmakta zorluk çekiyoruz. Yaşam koşulları ağır, hayat pahalı, gitmek isteyenlere muvafakat da veremiyoruz, insanlar zorluk çekiyor. Yani bunu halkımızın görmesini istiyoruz.? diye konuştu.
HEDEFİMİZ LİSANS ÜSTÜ ÖĞRENCİ SAYIMIZI ARTIRMAK-
ZKÜ?de, Bartın ve Karabük üniversitelerinin ayrılmasıyla 16 bin 500civarında öğrenci bulunduğunu belirten Özer, ?Merkez kampüsündeki öğrencilerimiz 10 bin civarında, diğerleri ilçelerde. Benim hedefim toplam öğrenci sayısının yüzde 10?u kadar lisans üstü öğrencimizin olmasıdır. Şu an 600 lisans üstü eğitim gören, master yapan öğrencimiz var. Yani yüzde 3,5?lar civarında bir orandayız. Benim hedefim lisans üstü eğitimi gören öğrencimizin sayısını bin 650?lere çıkartmak, bu da yüzde 10 bandını aşmak anlamına geliyor. İkinci hedefim lisans eğitimi alan öğrenci sayımızı, ön lisans öğrenci sayımızın üstüne çıkartmak. Bugün 16 bin 500 öğrencinin yaklaşık 9 bin civarı 2 yıllık eğitim gören öğrencilerden oluşuyor. Onun için bu dengeyi lisans lehine çevirmek istiyorum.? şeklinde konuştu.
YENİ BÖLÜMLER AÇILACAK
Rektör Özer, önümüzdeki dönemlerde Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği, Beden Eğitimi Öğretmenliği, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve İngilizce, Ereğli Eğitim Fakültesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümlerini açarak ilk defa yeni öğrenci alacaklarını, ayrıca Fen Edebiyat Fakültesi'nin Edebiyat kısmına da yeni bölümler açacaklarını kaydetti.
ARTIK REKTÖRLERİN OTURMA LÜKSÜ YOK
164 üniversite arasından sıyrılmak için fark ortaya koymak zorunda olduklarını dile getiren Özer, şunları kaydetti: "Farkı ya vizyonunuzla yakalayacaksınız, ya çok kaliteli eğitim vereceksiniz, ya çok kaliteli araştırma ortaya koyacaksınız ya da rektörlük hizmetlerinin çeşitliliği ve kapasitesi fazla olacak. Yani öğrencinin etkilediği noktalar çok fazla olacak ki ulusal ölçekte bir fark ortaya koysun. Yoksa işler zor. Eskisi gibi rektörlerin oturma, neye rağmen olursa kendi bildiklerini yapma lüksleri yok; çünkü her şehirde üniversite var ve herkes kendi üniversitesiyle çevresindeki üniversiteleri karşılaştırma imkânına sahip şu anda. Onun için herkes kendi üniversitesini cazip kılmak için daha fazla çalışmak zorunda, çalışanlarının barınma ve sosyal ihtiyaçlarıyla ilgili endişelerini gidermek zorunda. Bu belki rektörlerin yükünü ağırlaştırıyor ama toplum açısından çok olumlu neticeler verecektir."
EML KAMPÜSÜNÜN BİZİM İÇİN PSİKOLOJİK ANLAMI VAR
Fener Mahallesi'ndeki Endüstri Meslek Lisesi yerleşkesinden vazgeçmediklerini anlatan Özer, ?Bizim için fiziki imkandan öte psikolojik anlamı var oranın. Üniversitemizin ilk tohumu 1924?te Maden Mektebi İdadisi olarak atılmıştır. Bizim fiziki imkan olarak ilk başlangıçta birleşmemiz lazım. Bizim bugünkü EML kampüsünü istememizin fiziki ihtiyaçlarımızla hiç alakası yok, psikolojik anlamı var. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yüksek mektebidir orası. Hem Zonguldak hem üniversitemiz değerlenir. Yani İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluşu, 1773 yazıyor değil mi? Peki İTÜ 1773?te mi kuruldu. Hayır Cumhuriyetle birlikte kuruldu. Ama o tarihle birleştiriliyor. Bizim de kuruluşumuzu birleştirmemiz lazım. Kuruluşumuzu 1992 değil, 1924 yapmamız lazım. Burada müthiş bir tarihi gerçek var, kolay kazanılan bir şey değil. Bununla Zonguldak?ın üniversitesi değer kazanır." diye konuştu.
Haber :