RAMAZAN GELDİ HOŞ GELDİ
On bir ayın sultanı ramazan geldi. Bugün ilk teravih namazını kılacağız ve ilk sahura kalkacağız. Ramazan ayı, bütün günahlarımıza rağmen ilahi rahmet tarafından bir bağışlanma müjdesidir. Bu mübarek ayı değerlendirelim.
İslam dünyasını sabırsızlıkla beklediği mübarek 11 Ayın Sultanı Ramazan ayı 2016 yılında 6 Haziran 2016 Pazartesi günü başlıyor.
Kadir gecesi ise 1 Temmuz Cuma gününe denk geliyor.
4 Temmuz 2016 Pazartesi günü Ramazan Ayı'nın son günü olacak.
5 Temmuz 2016 Salı günü ise 2016 Ramazan Bayramı'nı Allah'ın izni ile idrak edeceğiz.
2016 yılında uzun bir Ramazan bayramı tatili bekleyebiliriz.
Çünkü 2016 Ramazan bayramı Arefesi Pazartesi gününe denk geliyor.
Ramazan bayramı ise 5 Temmuz Salı günü başlayıp 7 Temmuz Perşembe günü bitiyor.
Eğer yetkililer bayramı hafta sonu ile birleştirme kararı alırlarsa bu yıl 1 hafta uzun bir bayram tatili yapabiliriz.
Evet... Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz.
Ramazan ayının başlamasıyla birlikte İslam ülkelerinde ve özellikle ülkemizde sosyal yönden çok büyük hareketlenmeler gözleniyor...
İnanan inanmayan bütün insanlar ramazanın etkisinde kalıyor...
Orucuyla, teravihiyle, mahya'sıyla, davuluyla, pidesiyle Ramazan hiç kimsenin etkisinden ayrılamadığı 12 ayın sultanı bir ay...
Değerli Okurlar,
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Yarından itibaren çok özel bir zaman dilimine giriyoruz. On bir ayın sultanı Ramazan bütün güzellikleriyle bizleri onurlandıracak. Bu akşam ilk teravih namazı kılınacak ve gece sahura kalkacağız. Rabbimiz sağlık ve afiyet içinde oruç tutmayı ve bu mübarek zaman diliminden en güzel şekilde yararlanmayı nasip etsin.
Bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek anlamına gelen oruç ibadetinin, değişik biçimlerde de olsa hemen bütün din ve kültürlerde var olduğunu görüyoruz. Nitekim Kuran-ı Kerim'de geçmiş toplumlara da orucun farz kılındığı ifade edilir. Medine döneminin ilk yıllarında ramazan orucunu emreden ayetler inmiştir:
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela, fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. " (el-Bakara 2/183-184).
"Mükâfatını vereceğim"
Ramazan ayının yaklaştığı bir günde Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur. "Ramazan ayı size bereketiyle geldi, Allah o ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir, hataları yok eder, o ayda duaları kabul eder. Allah Teala sizin (Ramazan ayındaki ibadet ve hayır konusunda) birbirinizle yarış etmenize bakar ve meleklerine karşı sizinle övünür. O halde iyilik ve hayırdan yana Allah Teala'ya kendinizi gösterin. Ramazan ayında Allah'ın rahmetinden kendisini mahrum eden kimse bedbaht kimsedir. "
Hz. Peygamber, bütün ibadetler gibi orucun da insan davranışlarını düzenleyen yönlerine işaret eder: "Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, ahlaksızca konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, 'Ben oruçluyum.' desin. Bu canı bu tende tutan Allah'a yemin ederim ki oruçlunun (açlıktan dolayı değişen) ağız kokusu Allah nezdinde, misk kokusundan daha hoştur. (Allah, oruçlu için şöyle buyurur):
'O, yemesini, içmesini ve cinsel isteklerini benim için terk ediyor. Oruç benim içindir. Onun mükâfatını ben vereceğim. Bir iyiliğe ise on misli ecir vardır.'
Peygamber Efendimiz bu hadisinde orucu kalkana benzetmektedir. Kalkan, nasıl ki savaşta askerleri düşmanın ok ve kılıç darbelerine karşı koruyorsa, oruç da sahibini kendi nefsine, şehevi arzularına, şeytanın vesveselerine karşı korur.
Gönül kırmak yakışmaz
Oruçlu kimse, kalkanı öncelikle kendi elinden ve dilinden meydana gelebilecek yanlış tutum ve davranışlara karşı kullanacaktır. Bu nedenle kimseye karşı kaba davranışlarda bulunmayacak, cahil ve zorba tutumlar içine girmeyecektir.
Şayet bir başkası ona sataşır, kavga edecek olursa bu defa da oruç kalkanını ona karşı kullanacaktır. Çünkü böyle davranmak zor olsa da öfkeyi yenmenin ve yanlış yapana iyilikle karşılık vermenin bir şeklidir. Oruçluya yakışan, aç olmasına rağmen, yüzünden tebessümü eksik etmemektedir. Gönül kırmak, inanan insana, hele oruçlu bir Müslüman'a yakışmaz. Güler yüz ve tatlı dil, oruç ibadetinin ruhuna verdiği dinginlikle birleşerek insanın ilahi rahmet esintisine ulaşmasını sağlar.
Kaçırılmayacak fırsattır
Değerli okurlar, ramazan ayı, bütün günahlarımıza rağmen ilahi rahmet tarafından bir bağışlanma müjdesidir. Sene içerisinde işlediğimiz günahlardan arınmak için bir mağfiret iklimi, ruhumuzun yıllık bakıma alındığı bir yeniden diriliş mevsimidir. Bu ayın her günü hatta her dakikası kaçırılmayacak fırsatlarla doludur. Gündüz tutacağımız oruçlar, geceleri kılacağımız teravih namazları ve kalkacağımız sahurlar, Kuran hatimleri ve mukabeleler, vereceğimiz zekatlar, fitreler ve yapacağımız iyilikler, Kadir Gecesi'nde yaşayacağımız manevi coşku, hakkıyla değerlendirdiğimiz takdirde bize ummadığımız bereket kapılarını açacaktır. Ramazan ayı, kötü alışkanlıklara son verme, iyiden, güzelden yana yeni sayfalar açma fırsatıdır. İşte bu bilinç içerisinde dolu dolu yaşanan Ramazan, sonrasında gelen ayların hatta bütün bir yılın verimli geçirilmesini sağlayacaktır.
Bir hadis
Edileceğine gerçekten inanarak Allah'a dua edin. Bilin ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez." (Tirmizî, "Deavât", 65).
İftar duası
"Allahım! Senin rızân için oruç tuttuk, senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur; çünkü sen her şeyi işiten ve bilensin"
Kimler oruç tutmayabilir?
Aşağıdaki mazeretlere sahip kimseler ramazanda oruç tutmakla yükümlü değildir. Daha sonra kaza etmelerine veya yerine fidye vermelerine ruhsat tanınmıştır:
Yolculuk
Yolculuk esnasında tutulmayan oruçlar, daha sonra kaza edilir. Geceden oruç tutmaya niyetlenip de gündüz vakti leyin yolculuğa çıkmak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse, daha sonra kaza etmek üzere orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uygundur.
Hastalık
Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile, hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişilerin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyileştikten sonra bunları kaza etmelerine izin verilmiştir. Uzman bir hekim tarafından oruç tutması hâlinde hasta olacağı bildirilen kimse de hasta hükmündedir.
Hamilelik ve çocuk emzirme
Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına zarar vermesi hâlinde, hamile kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Çocuk emziren kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görebileceği durumlarda oruç tutmayabilirler.
Zor ve ağır işlerde çalışmak
Oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkan kimse, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izinli olduğu günler veya uygun zamanlarda tutamadıkları oruçları kaza ederler. Bir zorunluluk olarak, ağır işlerde çalışmak zorunda olan kişiler oruçlu olarak çalıştıkları takdirde sağlıkları risk altında kalacaksa, Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını uygun bir zamanda kaza ederler.
Yaşlılık
Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç yerine fidye verebilirler. Bir fidye miktarı bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek veya bunun para olarak karşılığıdır. Oruç fidyeleri, Ramazan ayının sonunda toptan verilebileceği gibi, ramazan ayı içinde günlük olarak veya ramazan ayı başında da verilebilir.
Sağlık ve beslenme
Ramazan ayında besin tüketilebilen süre kısıtlı, bu yüzden süreyi çok iyi kullanmak, besin seçimini, dağılımını bilinçli yapmak gerekiyor.
İftariyeliklerde ölçülü olun
İftariyelikler çok lezzetli. Uzun açlık döneminden sonra insanın bu lezzetli yiyeceklerden elini çekmesi çok zor. Ancak en çok bunlarla kilo alınıyor. Pide, zeytin, hurma, peynir derken gelsin kaloriler! Bu yiyeceklerde ölçünüz olsun; iftarı 1 hurma, 3 zeytinle açmak gibi...
Sofrada çorba bulunsun
Çorbayı oruç açmak için çok sağlıklı buluyorum. Aşırı yağlı yapılmazsa genelde hacmi büyük kalorisi düşük bir yiyecek. Midede yer kaplıyor ve yeme hızımızı kesiyor. Sofrada çorbanız olsun; önerim çorbayı yağsız veya çok az yağlı hazırlamak.
Zamanı uzatın
Oruç açan birine 'Yavaş ye' demek ne kadar zor. Ancak yavaş yiyen, az da yiyor unutmayalım. Mide hacim reseptörleriyle çevirili. Bu reseptörlerin uyarıyı alıp beyne götürmesi, beynin de bize 'doydun' komutu vermesi için 15-20 dakika gerekiyor. Biraz süre verirsek vücudumuza, o kendi işini biliyor.
Baklagilleri baş tacı edin
Baklagiller dünyanın en sağlıklı yiyeceklerinden. Önemli bir protein kaynağı. Etin tersine bağırsaklar için son derece faydalılar. Salatalarınıza mutlaka serpin, rahat sindirebileceğiniz miktarlarda yiyin. Herkesin yapısı farklı, ne kadar tüketeceğinize siz karar verin.
Haftada iki kez balık tüketin
Ramazan'da balık olur mu demeyin. Mevsim yaz, balık pişirmesi ve sindirimi çok kolay bir yiyecek. Izgara, buharda pişirme, buğulama yöntemlerini tercih edin.
İşlenmiş etlerden uzak durun
Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etlerin hem toksik yükü fazla, hem de bol kalorileri var. İşlenmiş etler bağırsaklarda zehirli bileşikleri artırıyor.
Salatayı bol yiyin
Mevsimin tüm taze yeşillikleriyle, domates, havuç, biberle hazırlanmış salata adeta sağlık deposu. Üstelik çorba gibi hacim kaplayan yiyeceklerden ve yeme hızımızı yavaşlatıyor.
Bol su için
Gün boyu vücudunuz susuz kalıyor. Kaybedilen suyu yerine koymak çok önemli. Doğal mineralden zengin suları tercih ederek vücut mineral dengenize de yardımcı olun. 1-2 şişe maden suyu da içmeniz çok yararlı olacaktır. İftar ve sahur saatleri arasında su eksiğinizi tamamlamak için 2-2,5 litre su için.
Çay için biraz bekleyin
Biz Türkler en çok neyi seviyoruz? Çayı! Çayımızdan vazgeçmeyelim ama hemen yemek sonrasında içmeyelim. Koyu siyah çay vücutta demir emilimini çok azaltıyor. Yemek sonraları bayıldığım siyah çayı kaldırıp yerine yeşil çay veya beyaz çayı koydum; kan tahlilimde demir seviyesi sınırın üzerinde geldi. Siyah çayı yemekten birkaç saat sonra için. Bitki çayları gaz, şişkinlik, sindirime de iyi geliyor.
Sahuru atlamayın
Aç kalacağınız uzun bir gün size bekliyor. Bu yüzden sahura kalkmak, sahur yapmak çok önemli. Sahurda hafif bir kahvaltı yapabilirsiniz. Yoğurt sütle karıştırılmış yulaf ezmesi de çok tok tutuyor.
Haber :