TOPTAN: "LİMANI KAPATMAMIZ LAZIM"

AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan HAS Parti Zonguldak teşkilat mensuplarının AK Parti’ye geçiş töreninde yaptığı konuşmada Zonguldak Limanının kapatılması gerektiğini söyledi.

 AK Parti Zonguldak İl Teşkilatı tarafından Zonguldak Dedeman Otel’de Cumartesi günü İl Danışma toplantısı düzenlendi. Toplantıda aralarında HAS Parti Kurucusu Zonguldak’ın önemli isimlerinden Ahmet Gül’ünde bulunduğu çok sayıda HAS Partili AK Parti saflarına katıldı. Has Parti’den AK Parti’ye geçenlere rozetleri AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Köksal Toptan ve Prof. Dr. Ercan Candan, Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun,  MYK Üyesi emine Çift, AK Parti Eski Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen tarafından takıldı.

GÜL AK PARTİ'DE 

Daha önce Milli eğitim Bakanlığından üst düzey görevlerde bulunan ve Has Parti’nin kurucuları arasında yer alan Ahmet Gül törende yaptığı konuşmada kendisini evinde hissettiğini söyledi. Gül “İl Başkanının bizi kucaklaması, ilgi göstermesi yıllardır beraber çalışıyormuşuz gibi yakınlık gösterdiği için teşekkür ediyorum” dedi.

Toplantıda konuşan AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan ise Zonguldak limanının kaldırılmasını isteyerek radikal bir görüş ortaya attı.

HAMDİ UÇAR’A TEŞEKKÜR

Büyükşehir projesi kapsamında Bartın ve Zonguldak’ın birleştirilip büyükşehir olması konusunda ortaya bir fikir attığını belirten Toptan; ‘Büyüyen Türkiye’den bize lazım gelen payı da almak için gayret içerisine girmemiz lazım. Büyükşehirlerin hayat seviyesinin çok daha yukarılara çıkması mümkündür. Bundan gurur duyarız’  dedi.

Toptan, konuşmasında AK Parti’ye geçenlere birlikte çok daha iyi işler yapacaklarını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: “İl Başkanımız Hamdi Uçar’a teşekkür ediyorum. Burada klasik bir danışma toplantısının dışına biz taşıyarak önemli iki fotoğrafı önümüze koydu. Bunlardan bir tanesi bölgemizdeki diğer İl Başkanlarımızın bu toplantıya katılıyor olmasıdır. Aslında Batı Karadeniz bölgesi olarak nitelendireceğimiz bölgede müşterek çok ciddi sorunlarımızın olduğunu biliyoruz. O nedenle danışma meclisi formatı ve onun dışında da sık sık bir araya gelmekten ortak sorunlar konusunda ortak çözümler aramaya çalışmaktan çok büyük yararlar görmekteyiz.

“KADİM DOSTLAR ARAMIZDA”

Türkiye yeni bir döneme giriyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayını bekleyen Büyükşehir Belediye yasası ile Türkiye’de 29 ilde yeni bir anlayışla yeni bir büyükşehir düzenlemesi yapılmaktadır. Geriye kalan 51 ilde görülebilir vadede yoktur. Çünkü kriter olarak kabul edilen 750 bin nüfusa yakın bizim Batı Karadeniz’de olduğu gibi birçok yerde bir il bulunmamaktadır. Bu toplantının benim için anlamlı ikinci konusu ise HAS Parti’de görev yapan arkadaşlarımızın partimize katılıyor olmasıdır. Sayın Esengül ve Gül benim kadim dostlarımdır. Siyasette aynı kulvarda olduk ama zaman zaman siyaset rüzgarının bir takım akıntılarıyla farklı yerde pozisyon alıyor gibi olduk. Sonunda doğru noktada buluştuk. İnanıyorum ki arkadaşlarımızın AK Partiye girmek suretiyle ruh dünyasındaki birikimlerini, becerilerini artık AK Parti saflarında daha ileriye götüreceklerdir. Kendilerine hoş geldiniz diyorum.”

BAŞBAKAN’A “KOZLU VE KİLİMLİ” TEŞEKKÜRÜ

Zonguldak olarak büyükşehir yasasından biz küçük bir şey kopardık. Kilimli ve Kozlu İlçe oldu. Bu yasayla 3 Belde ilçe oldu. Ama büyükşehirler dışında sadece Zonguldak’ın Kozlu ve Kilimlisi İlçe olabildi. Benim çocukluğum Kozlu ve Kilimli’nin yarışması heyecanı ile geçmiştir. Şimdi bu iki ilçemizin geç kalmış olan hakkının teslimi söz konusudur. Huzurunuzda bizi kırmayarak bizim için gerçekten çok anlam ifade eden böyle bir kararın alınmasına ve hayata geçirilmesine talimatlarıyla sebep olan Başbakanımıza teşekkür ediyorum.

Yeni büyükşehir olan illerin imkanları yüzde 50’nin üstünde ciddi bir şekilde artış göstermektedir. Böyle olunca önümüzdeki süreçte bu büyükşehirlerin hayat seviyesinin çok daha yukarılara çıkması mümkündür. Elbette Türk vatandaşı olarak bundan gurur duyarız. Ama bizim bu büyüyen Türkiye’de bize lazım gelen payı da almak için gayret içerisine girmemiz lazım. Zonguldak’ın nüfusu 620 bindir. Şayet 750 bin olan nüfus kriteri 600’lere düşerse büyükşehir olma şansımız kısa ve orta vadede görülmemektedir. O zaman bizim ellerimizi kavuşturup beklememiz mi lazım?

“ZONGULDAK VE BARTIN’I BİRLEŞTİRELİM”

Ben ortaya bir düşünce attım. Bartın ve Zonguldak’ı birleştirelim müşterek bir isim bulalım ve o isim altında Bartın ve Zonguldak’ı birleştirerek büyükşehir yapalım. Bartınlıların İl olma konusunda ne kadar hassas olduklarını yaşayarak bilen bir insanım. Bartın’ın il olduktan sonraki ilk Milletvekiliyim. İller yine kalacaklar ama bir Büyükşehir Belediyesi şemsiyesi altında hizmetlerin müşterek yürütülmesi imkânı ortaya çıkabilecek. Benimki bir fikir elbette buna Karabük’te katılabilir. Batı Karadeniz’in köşesinde sıkıştık kaldık. Yol yapmakta zorlanıyoruz. 3-4 yıldan beri uğraşıyoruz ama halen yollarımızı bitiremedik. O kadar zor şartlar altında çalışıyoruz. O nedenle bizim oturup kendi kendimize çıkış yolları bulmalı ve bunu başkaları ile paylaşmamız lazım. Size söylediklerimi Başbakanımız ile paylaştım. Büyükşehir uygulaması çıktığı zaman bunu halkın isteği dışında yapamayız. Zonguldak istemiyorsa Bartın istemiyorsa veya diğer iller istemiyorsa gerçekleştiremeyiz. Ama istiyorsa böyle bir hukuki düzenlemenin yapılmasının herkese çok büyük yararlar sağlayacağına inanmaktayım.”

“ZONGULDAK LİMANINI KAPATALIM”

“Çok önemli gördüğüm Zonguldak sorunlarına dikkat çekmek istiyorum. Zonguldak’ın çevre sorunu var. Kışın kaçak ocaklardan elde edilen kömürlerle yakılan duman, yazın limana boşaltılan kömürlerin ufacık rüzgarda Zonguldak’ın her tarafına yayılan kömür tozlarıdır. Zonguldak bundan bıktı. Zonguldak’ı bir taraftan hastaneler kenti yapmaya çalışırken bunu toz bulutu altında yapamayacağımızı bilmemiz lazım. En ufak meselede her tarafı ayağa kaldıran çevrecilerin bu konuda kafa yormasını bekliyoruz. Çok radikal bir şey söylüyorum, limanı kapatmamız lazım. Bu limanın Zonguldak’a hiçbir faydası yoktur. Erdemir’in 15 milyon ton Eren Enerjinin 10 milyon tonluk liman kapasitelerinin yanında Zonguldak’ın var olan 5 milyonluk maksimum kapasite zaten dolmamaktadır. Geçen sene buradan yapılan liman işlemlerinin toplam hacmi 2,5 milyon ton bile olamamıştır. Boşaltma ve yüklemenin hava kirliliği yapan büyük bir kısmı özel sektöre aittir. TTK sadece 60bin tonluk Çaykura kömür göndermektedir. O da gitsin başka bir liman bulsun. Özel sektörde başka bir yer bulsun. Biz Zonguldak olarak çıkan bu kömürün gönderilmesi veya başka ülkelerden gelen kömürün bu alana dökülmesi suretiyle etrafa zehir yaymasından usandık. Her yetkilinin bu konuda üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz. Önümüzdeki süreçte bunun takipçisi olacağımızı da herkesin bilmesini istiyoruz. Bizim Filyos büyük liman projemiz var. Yılda 25 milyon ton kapasiteli bu liman Zonguldak’ın ve bölgenin bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir liman olarak planlandı. O nedenle yarın bir gün bu limanı kullanan özel sektör sahibi arkadaşlarımın bir sürpriz ile karşılaşmamalarını teminen önceden bu konuda hazırlık yapmalarını tavsiye ediyorum. Çevre kirliliğini meydana getiren baca ve kaloriferlerle ilgili doğalgaz çalışmaları devam ediyor. Zonguldak, Türkiye’de doğalgazı ucuz kullanan il olacaktır. Ümit ediyorum ki 2013’ün sonunda Zonguldak doğalgaz kullanmaya başlayacaktır.”

“KÖPRÜNÜN KALDIRILMASI GEREKİR”

 “Zonguldak’ın başka önemli bir sorunu son günlerde dile getirilen tasmana bağlı olmayan yer altı göçüklerini artık gözle görülebilir bir hale gelmiş olmasıdır. Bahçelievler Mahallesi başta olmak üzere Zonguldak’ın Merkezinin pek çok bölgesinin altında çok büyük mağaralar var. Zaman zaman oralar sallantı ile çökmekte üzerlerinde bulunan binalara zarar vermektedir. Sayın Valimizin talimatı ile Üniversite, Belediye, TTK ve Çevre Şehircilik Müdürlüğünün koordinasyonu ile yürütülen bir çalışma rapora bağlanacaktır. O nedenle başta Belediye olmak üzere bütün yetkililerin bu konuda büyük titizlik göstermesini bekliyoruz. Aynı sorun fevkani köprüsü içinde geçerlidir. Biz bunu birkaç kere dile getirdik ama öyle görülüyor ki mevcut belediyenin bu köprünün kaldırılması veya dayanıklı hale getirilebilmesi için bir çalışma yapılması konusunda bir niyeti, gayreti yoktur. Ama Allah korusun bir sabah kalktığımız zaman o köprünün çökmüş olduğunu görebiliriz. O bakımdan mutlaka köprünün kaldırılması gerekir. Benim çocukluğumda yapılmış olan bu köprü artık metal yorgunu hale gelmiştir, kullanılmaması gerekir. Onun altında bulunan esnaf arkadaşlarımızın mağdur olmayacağı bir formül bulunması suretiyle mutlaka bir çözüm bulunabilir diye düşünmekteyim.”

“ZONGULDAK VE EREĞLİ’Yİ MUTLAKA KAZANMALIYIZ”

 “Zonguldak’ın temel sorunu olarak paylaştığım bu sorunların sağlama bağlanabilmesi için çareler üretilebilmesi için yerel yönetimlerin mutlaka tarafımızdan kazanılması gerekmektedir. İşin özü Zonguldak Belediyesini biz kazanamazsak bu sorunları yıllarca konuşur dururuz. Ama Zonguldak halkı bu seçimlerde bizim arkamızda durur ve güçlü bir şekilde Zonguldak Belediyesini AK Partili güçlü, emin, çalışkan ve cesur ellere geçerse bu saydığımız sorunların çözümü hiçte zor değildir. Yeter ki kararlı olunsun, sorun bilinsin, kişisel menfaatler değil kamunun menfaati önde tutulsun, azimli hareket edilsin, Ankara’nın gücü de yerel yönetiminin yanına getirilsin. Zonguldak ve Ereğli bizim gelecek seçimlerde mutlaka kazanmamız gereken iki yerdir. Elbette diğer yerlerde bizim için önem taşıyor ama Zonguldak ve Ereğli bu bölgenin önemli merkezidir. Ereğli ve Zonguldak’ta yapacak çok işimiz var. O bakımdan arkadaşlarımın seçimi kazanmamızı sağlayacak gayreti mutlaka şimdiden göstermeye başlaması lazımdır. Yerel seçimlere düşündüğünüz zaman daha çok var gibi gözüküyor ama günler kayıp geçiyor. Yani çok bir zaman yoktur. O nedenle Zonguldaklılara şunu söylemeliyiz. Sizin sorunlarınız var bunları biliyoruz, çarelerini de biliyoruz. O nedenle gelin bizim yanımızda durun, güç verin bunların hepsini tek tek çözelim dememiz lazım.”

TTK’NIN ZARARI!..

 “Zonguldak denilince akla gelen TTK ile ilgilide bilgi vermek istiyorum. Hakkında verilen gensoru önergesinin görüşülüp reddedilmesinden sonra Enerji Bakanımız, Milletvekilimiz Ercan Candan ve Özcan Ulupınar ile görüşme yaptık. Orada şöyle bir mutabakata vardık. Şuanda TTK’nın işçi açığı mevcuttur. Ama TTK’nın sadece açık olan işçi kadrolarının yeni işçi alınmasıyla doldurmaktan ibaret değildir. Burada üretimin arttırılması, üretim artışına yeni bir ivme getirilmesinin ve o arada da gerektiği kadar işçinin alınması bir bütünlük anlayışı içerisinde ele alınmalı öyle masaya yatırılmalı ve çarelerde bu şekilde bulunmaya çalışılmalıdır. Üretimi arttırmayı öngörmeyen hiçbir formülün kalıcı olması ve TTK’nın geleceğe taşınması mümkün değildir. Yoksa bugün 2 bin 500 işçi alırız 3 sene sonra yine emekliler çoğalır o zaman bir 2bin 500 işçi daha bunun sonunun nereye varacağının hepimizin kestirmesi lazım. Daha yeni açıklanan Türkiye’de zarar eden kurumlar içerisinde TTK yılda 460 trilyon olmak üzere 3. sırada yer alıyor. Bu her ay hazineden para istemek demektir. Bunun yerine Türkiye’nin tek taşkömürü kaynağı olan bölgemizdeki bu kıymetli cevherin daha verimli şekilde çıkarılmasını sağlayacak yol ve yöntemlerin mutlaka bulunması ve uygulamaya konulması gerekir. Bu konuda Bakanımız ile mutabık kaldığımızı söylemek istiyorum. Devam eden yatırımlar var, Zonguldak sağlık şehri olma yolunda ciddi şekilde ilerliyor. Tıp Fakültemiz çok önemli bir boşluğu doldurdu, Ereğli ve Devrek Devlet Hastanemiz yapılıyor, Çaycuma bitmek üzere. Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi yapımında yer sorunu sebebiyle gecikmeler oldu ama yakında orası da inşaatı başlamak suretiyle yola koyulacaktır. TOKİ, Üzülmez bölgesinde yaklaşık 2 bin 500 konutun çalışmasını yapmaktadır. Oradaki bazı arkadaşlarımızın TOKİ’nin oraya gelmemesi konusunda endişeleri var. Ama bizim teknik kişilerden aldığımız bilgilere göre 2bin 500 konut yapmasında hiçbir engel olmadığı gibi Zonguldak’ın konut açığına önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz.”

OSMANLI İMPARATORLUĞU TARTIŞMASI

“Çok eski bir siyasetçi olarak dönemler arası mukayese yapma imkanını bulan bir kardeşinizim. Ne Mutlu Türk’üm demenin içini doldurduk. Bunun Türkiye’de belki çok farkında varamıyoruz. Ama yurtdışına çıktığımız zaman bunu çok daha iyi hissetmek mümkün. 2008 yılının Ocak ayında Meclis Başkanıydım. Parlamento Başkanlarının bir toplantısına katıldım orada çok güzel konuşmalar oldu. Lübnan Meclis Başkanı bana bu işi siz çözeceksiniz, mademki siz Osmanlı torunusunuz Osmanlılar gibi yapacaksınız dedi. Bazıları itham ediyor Osmanlı İmparatorluğu peşinde değiliz ama süklüm püklüm durmanın da bir anlamı yok. Çankaya çevresinde olanlar zaman zaman top sesi ile irkilirler. Sayın Cumhurbaşkanlarımız Çankaya köşkünde bir yabancı Cumhurbaşkanını karşılarken 21 tane top atışı yaparlar. Yaşlı bir diplomata sordum bu devirde bu top atışı doğru mu diye? Bana dedi ki bu imparatorluklara has bir şeydir. Stranburgta bir toplantıya gittim Bulgar Parlamento Heyeti Meclis Başkanı benimle görüşme yapmak istediler. O günlerde de İngiltere Kraliçesi Türkiye’den yeni dönmüştü. Bulgar Parlamento Heyeti Meclis Başkanı bütün gazeteler Kraliçenin Türkiye ziyaretinden bahsediyor dedi. Oradan bir Milletvekili imparatorluklar birbirine yardım eder dedi. Başkalarının İmparatorluk olarak gördüğü Türkiye’yi içimizde bazıları hala küçük bir devlet olarak görüyorlar. Bu sizin moralinizi bozmasın, başınız dik yürüyün. Çünkü gerçekten Türk Milleti buna layıktır. İnşallah önümüzdeki süreçte daha güzel şeyler göreceğiz. Elbette 1970’li yılların sonunda acaba Türkiye’nin ihracatı 5milyon olacak mı diye hayal kuran ben ve arkadaşlarım şimdi 150milyar dolarlık ihracatı görüyor. 2023 hedefinde bunun 500milyon dolara çıkacağına inanıyorsak ben 1071 hedefine de gerçekten inanıyorum. Ben bunlara yürekten inanıyorum ve sizlerinde inanmasını istiyorum.” 

Haber : Şafak Negüzel