TSO'dan "Kurumsallaşma" konferansı
TSO'dan "Kurumsallaşma" konferansı
Karadeniz Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası'nca, "Şirketleşme ve Kurumsallaşma" konulu konferans düzenlendi.
TSO Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa TSO Başkan Yardımcısı Sertan Yalçın, bazı TSO yöneticileri, işadamı ve esnaflar katıldı.
TSO Başkan Yardımcısı Sertan Yalçın, konferansın açış konuşmasında oda yönetimi olarak bugüne kadar yaptıkları etkinlik ve eğitim çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Yalçın
şöyle konuştu:
"Bunları niye söylüyorum. Yolda sokakta çıktığımız zaman TSO'nun bu konularda
eksik kaldığı söyleniyor. Üyelerine eğitim vermediği söyleniyor. Şu andaki
eğitimde görüyoruz. Bu eğitimleri gerçekleştiriyoruz, bin 600 üyemize birebir
mesaj atıyoruz ama katılım konusuna geldiğinde katılım sağlayamıyoruz. Ama yola
sokağa çıktığımız zaman eleştiriliyoruz. Bunu üstüne basa basa söylemek
istiyorum. Selim Soydemir hocama teşekkür ediyorum. Bize kurumsallaşma ve
şirketleşme konusunda eğitim verecekler."
SOYDEMİR: "ŞİRKET BELİRSİZLİĞİ AZALTIR"
Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Selim Soydemir de şirketleşmenin sadece anonim kurmak olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:
" Bu onun sadece elbisesidir. İkinci mesele şirketleşmeyle kurumsallaşma arasındaki ilişkidir. Ondan sonraki adım da aile şirketlerinin kurumsallaşma ve atması gereken adımlardır. Şirket dediğiniz, aslında bir girişimci öncülüğünde, birçok değişik tarafın bir araya getirilmesidir. Sermaye bir araya getirilir, organizasyon getirilir, teknik yetenekler, hukuki kapasiteler getirildi. Bunların hepsinin işbirliği yaptırmaktır şirket. Aslında oldukça zor bir mesele işbirliği. İşbirliği yapmak bizim kültürümüzde zordur. Şirketler ne işe yarar dediğinizde, şirketin kendi içinde belirsizliği azaltır, çevresini kontrol eder, bunları yaparken kendi içinde kurallar koyar ve bunun içinde yaşar. Bütün bu yapıyı biz o ülkede, toplumda kurumsal yapı şeklinde tanımlarız.
Şirketleşme ve şirketleşme kültürü o toplumu öne çıkaran en önemli faktörlerden biridir. Dünya literatüründe son zamanda en çok tartışılan konulardan biri bu. Bu çerçevede bize onları belirleyen, onları yatay kesen konu da onların kurumsallaşmasıdır.
Kurumsallaşma bizde bir genel müdür, altında müdürler, altında uzmanlar filan alın size bir kurum anlaşılıyor. Böyle değil. O şirketin yaşadığı ortamda kanunlar, gelenekler, görenekler, dini, arkadaşlık ilişkileri, aile ilişkileri, genel eğilimler, bunların hepsi o toplumun kurumudur. O kurumun oluşturulması, kullanılması, etkilenmesi, toplumların bu şirketlerin gelişebileceği münbit araziyi oluşturur. O arazi ne kadar verimliyse, o yapı da o kadar verimli olur.
Şirket kişilere bağımlı olduğunda parlak dönemler yaşayabilir ama o kişi gittiğinde o yapı paldır küldür çöküyor. Kurumsallaştığı zaman uzun yıllar yaşayabiliyor. Bu uzun yaşam, bilgi biriminin on yıllar değil birkaç yüzyıla yayılmasını getiriyor."
Soydemir, Kurumsallaşmanın, şirket yöneticilerinin stratejik konular veya PR'a daha fazla zaman ayırabilme imkanı sağladığını, aynı zamanda aile içi çatışmaların da şirketi etkilemesinin önüne geçtiğini de sözlerine ekledi.
Haber : H Aksakal