Klass Magazin dergisinin Temmuz ayı Türkiye´nin yepyeni Mimarı ile okurlarını buluşturdu. Yeni Dünya´nın Yeni Mimarı Emel BALCI!
<br>
<br>
<br>Dekorasyonda Joker olmaktan tutun da, Yıldız Teknik Üniversitesi´nde Mimarlığın hocalığına kadar yaptığı yolculuğu anlattı.
Klass Magazin dergisinin Temmuz ayı Türkiye´nin yepyeni Mimarı ile okurlarını buluşturdu. Yeni Dünya´nın Yeni Mimarı Emel BALCI!
Dekorasyonda Joker olmaktan tutun da, Yıldız Teknik Üniversitesi´nde Mimarlığın hocalığına kadar yaptığı yolculuğu anlattı.
?NASIL KIYAFETTE SİYAH BEYAZ RENK JOKER RENKSE BENİM İÇİNDE ANTRASİT DEKORASYONDA JOKERDİR?
ML MİMARLIK& DEKORASYON FİRMASININ SAHİBİ EMEL BALCI BAŞARILARININ SIRLARINI VE GELECEK HEDEFLERİNİ ANLATTI:
ML Mimarlık& Dekorasyon firması kurulalı henüz 4 yıl olmasına rağmen şu ana dek pek çok fabrika, ofis, villa ve daire projesine imza etti. Şu anda Acarkent?te, Beykoz?da, Şaşkınbakkal?da ve Demirciköy?de ev dekorasyon projeleri yürütüyor. Yüksek Mimar Emel Balcı?nın başarınsın ana sırrı, proje ve ise yaşayan kişileri yakından tanımaya çalışıyor, iş yeri ise firmayla ilgili sıkı bir araştırma yapıyor. Daha çok modern ve provence tarza yatkın ve onun stilini belirleyen en önemli kriter antasit rengi. ML Mimarlık&Dekorasyon firmasının sahibi Yüksek Mimar Emel Balcı başarılarının sırlarını ve gelecek hedeflerini Klass okurları için anlattı.
ML Mimarlık kurulalı dört yıl oldu ama çok hızlı adımlarla güzel bir noktaya geldi. Öncelikle şu aralar şu aralar yaptığınız projelerden bahsedebilir misiniz?
Dediğiniz gibi dört yıl aslında kısa bir süre ama biz o kadar çok çalıştık ki benim için uzun bir süre gibi geliyor. Biz bu zaman dilimi içinde çok keyifli projelerin altına imza attık. Fabrika, ofis, villa ve dairelerin iç dekorasyonunu yaptık ve yapıyoruz. Her şey gayet yolunda ve güzel gidiyor.
Peki sizi en çok heyecanlandıran projeler hangileri?
Aslında her projenin anlamı benim için farklı. Her yeni projeye sanki ilk işimi yapıyormuş gibi aynı heyecanla ve zevkle başlıyorum. Yürüttüğüm her proje benim için özel, benim için heyecanlı, benim için önemli. Konsept çalışmalar yapmak beni çok heyecanlandırıyor. En son olarak Maltiz Köfte restoran zincirinin konsept projesini biz hazırladık. Bundan sonra Maltiz Köfte restoran zincirine eklenecek her bir halka bizim hazırladığımız konsept proje dahilinde hazırlanacak. Konsept proje hazırlamak çok heyecan verici. Çünkü A?dan Z?ye o firmanın, o markanın görünüşü sizin ellerinize teslim ediliyor. O projede kullanılacak malzemeyi tamamen siz yönetiyorsunuz. Daha sonra sizin yapmış olduğunuz iş markayla özdeşleşiyor. Halihazırda şu anda da 2 ayrı firma için konsept projeleri çalışmalarımız da devam etmektedir.
İşinizin en keyif aldığınız noktası neresi?
Tasarlamış olduğum bir şeyin uygulama adımlarını izlemek ve nihayetinde o projenin bitmiş halini somut bir şekilde karşımda görmek işimden en keyif aldığım noktadır. Özellikle projemize sadık kalınıp birebir aynısının uygulanması beni çok mutlu eder. Çünkü o an hayalinizin gerçek olduğunu görebiliyorsunuz.
Siz uygulama sürecinde de birebir işinizin başındasınız değil mi?
Müşterilerimin isteklerine göre değişebiliyor. Mesela müşteri gelip sadece konsept projeyi bize hazırlatıp uygulamayı başka bir firmaya yaptırabiliyor. Kimi müşteri de hem projeyi hem de uygulamayı bize yaptırabiliyor. Ama başkasının projesini alıp uygulamıyoruz. Mutlaka işin yaratıcılık kısmı bizden çıkmalı.
BİR PROJEYİ HAZIRLARKEN GELECEĞİ DE DÜŞÜNÜYORUM
Bir projeye nasıl hazırlanıyorsunuz?
Eğer projesini hazırlayacağımız mekân bir ev ise öncelikle o evde yaşayan kişileri yakından tanıyoruz. Tam bir psikolog gibi o kişileri tahlil etmeye çalışıyoruz. Nelerden hoşlanırlar, sosyal yaşam tarzları, işi nedir, nasıl bir mekân hayal ediyor hepsini inceleriz. Kişilerin hayatlarını, zevklerini öğrenmeden onlara birebir istediklerini verme şansımız yok. Kişinin ne istediğini önce çok iyi öğreniyorum. Ardından ofise kapanıp kişinin beklentisine uygun proje hazırlıyorum. Çok şükür şimdiye kadar hiçbir olumsuz geri dönüş almadık. Projeye onay aldıktan sonra da uygulama sürecine geçiyoruz. Eğer proje bir işyeri projesi ise bu sefer de firmayı çok iyi tanımanız gerekiyor. Ne iş yapar, kaç kişi çalışır, nasıl bir yapısı vardır gibi her şeye dikkat ediyoruz. Ama birçok projeyi hazırlarken en çok dikkat ettiğim şey sadece o anki ihtiyaçları göz önünde bulundurmak. Mutlaka geleceği de düşünerek hareket ediyorum.
Karşılaşabileceğim istekleri göz önünde bulundurarak projeyi hazırlıyorum. Zaten bu bir mimarın en büyük özelliklerinden biridir. Bir ev yaptık ve bana dediler ki, ?Biz bu odada televizyon seyretmeyeceğiz? İnanın o hiç belli olmuyor. İki yıl sonra o odaya televizyon koymak isteyebilirler. Ben her ihtimale karşı o odaya televizyon için gerekli hatları ve kabloları çekerim. Televizyon en basit örneği. İki üç yıl sonra böyle bir ihtiyaç duyduğunda ve mekân bu ihtiyacı karşıladığında kişi ?Evet ben iyi bir mimarla çalışmışım? diyor. Ofislerde bu ayrıntılar çok daha fazla olabiliyor. O yüzden projeye başlamadan önce ileriye dönük neler olabilir diye üzerinde çok konuşuyoruz ve çok düşünüyoruz.
Görselliğin yanı sıra teknik ayrıntılar da büyük önem taşıyor değil mi?
Mutlaka ilk görünüşte her şey olması gerektiği gibi görünüyordur. Duvar kâğıdı güzeldir, sehpa güzeldir. Ama bir de işin teknik altyapısı var. Teknik altyapı çok önemli ve kullanmadan algılanabilecek bir şey değil. Bir mekânın iç dekorasyonunu yaptırırken inanın mimara ayrılan bütçe çok fazla değil. Mesela benim çalışma prensibimde bütçeye göre tasarımlar yapılıyor. Yani kişi bana başlangıçta bütçesini söyler ona göre hareket ederiz. Ama bütçeye uymak demek olmazsa olmazlarımızdan vazgeçmez anlamına gelmesin. Çünkü aynı görünen ama o kadar farklı kalitede malzeme var ki bunları seçerken belli bir standart sınırımız vardır. Belli bir kalitenin altına düşen malzemeleri asla projede kullanmam. Bunun dışında bizim belirlediğimiz kalite sınırında ve sınırın üstündeki her malzeme kabulümüzdür. Yani belirlediğimiz kalitenin üstüne çıkmak tamamen müşterinin kendi tercihidir. Ama belirlediğimiz asgari kalitenin altına inmesine biz asla izin vermeyiz. Çünkü o malzemeyi alıp uygulayacak olan benim ve kişi daha sonra kullandığında yaşadığı problemi bana yansıtacaktır. Gerekirse kârımdan zarar ederim yine de böyle bir uygulamanın içine girmem. Her zaman savunurum ilk intiba için ikinci bir şans yoktur, tüm projelerimi bu söze sadık kalarak hazırlarım.
Sizin tasarladığınız bir mekâna girdiğimizde evet bu mekânı Y. Mimar Emel Balcı veya ML Mimarlık&Dekorasyon yapmıştır diyebileceğimiz özel bir stiliniz var mı?
Antrasit renginin kullanımından o mekânın benim elimden çıktığını anlayabilirsiniz. Antrasit rengini her tasarımın içinde kullanıyorum. Hatta müşterilerim ?Acaba yine neler antrasit olacak? diye benimle şakalaşabiliyor bile. Hem çok spor bir renk, hem de klasikle çok güzel bir uyum sağlıyor. Nasıl kıyafette siyah ve beyaz joker renkse benim için de antrasit rengi dekorasyonda jokerdir. Antrasitin hem asil bir duruşu var hem de farklı tarzlarda kullanabiliyorum.
Peki kendinizi en çok hangi tarzlarla daha iyi ifade edebiliyorsunuz?
Kendimi daha rahat hissettiğim tarzlar modern ve provence tarzlardır. Avangard tarz çalışmaları da keyifle yaptığımı söyleyebilirim.
Hedefinizde nasıl bir projenin altına imza atmak var?
Otel projesi yaptım ama daha büyük bir otel projesini üstlenmek isterim. Bir de hastane projesi yapmak istiyorum. Bir doktorun, bir hastabakıcının, bir hastanın yerine kendimi koyarak güzel bir hastane projesini üstlenmek isterim. Dediğim gibi bizim işimizde ilk planda empati yapmanız lazım. O mekânda bulunan herkesin gözüyle mekâna bakabilmeniz lazım. Her karaktere dönüşebilmek zorundasınız. Uyum sağlamanız gerekiyor ki beklentileri sağlayabilesiniz.
?GENÇLERLE BİR ARADA OLMAK BANA AYRI BİR ENERJİ VERİYOR?
Çok yoğun çalışıyorsunuz ve bu çalışma temponuza rağmen üniversitede ders de veriyorsunuz. Ne zamandır hocalık yapıyorsunuz?
Yıldız Teknik Üniversitesi?nin bir daveti üzerine geçtiğimiz eğitim yılında birinci sınıfların ana derslerinden olan Mimari Proje dersine girdim. Birebir mesleğimle örtüştüğü için bu derslerin bana da faydası oluyor. Gençlerle bir arada olmak bana ayrı bir enerji veriyor. Onların öğrenme çabalarını görmek çok hoşuma gidiyor. Sahada çalışan bir profesyonel onlara uygulama yapabilecekleri imkânları da sunabiliyorum. Sadece kâğıt üzerine çizmekle olmuyor. Mimarlık sadece teoriyle anlaşılan bir şey değil. Alçıdan duvar çizersiniz, kolon çizersiniz ama bir de onu görmek lazım. Ben elimden geldiğince onlara işin pratik kısmını da göstermeye çalışıyorum. ?Bugün Acarkent?te villa projemde kırım çalışması yapılacak, kimler yardım edecek?? diye soruyorum ve içlerinden gerçekten mimarlık işine gönül vermiş birkaçını seçip şantiyeye götürüyorum. Çok işler yaptık onlarla. Tasarıma henüz sokmadım ama böyle bir şantiye deneyimi daha birinci sınıfta yaşamaları onlar için büyük bir artı. Çocuklar da bunun çok farkındalar ve sürekli teşekkür ediyorlar. Karşılıklı güzel bir eğitim yılı geçirdik. Gerçekten onlarla güzel anlaştık, çok güzel bir enerji doğdu aramızda.
Üniversitedeki derslere devam etmeyi düşünüyor musunuz?
Devam etmeyi çok isterim. Ben işimi çok seviyorum ve işimi aşkla yapıyorum. İnşallah derslerine girdiğim çocuklar da ileride benim gibi işlerini aşkla yaparlar. Mimarlık hep benim hayalim olan bir meslekti. Üniversite sınavında da tercihim sadece mimarlık üzerineydi. Çok şükür istediğim, sevdiğim bir işi yapıyorum. Bilgilerimi, deneyimlerimi gençlerle paylaşmak beni inanılmaz mutlu ediyor.
kaynak:klassmagazin
Dekorasyonda Joker olmaktan tutun da, Yıldız Teknik Üniversitesi´nde Mimarlığın hocalığına kadar yaptığı yolculuğu anlattı.
?NASIL KIYAFETTE SİYAH BEYAZ RENK JOKER RENKSE BENİM İÇİNDE ANTRASİT DEKORASYONDA JOKERDİR?
ML MİMARLIK& DEKORASYON FİRMASININ SAHİBİ EMEL BALCI BAŞARILARININ SIRLARINI VE GELECEK HEDEFLERİNİ ANLATTI:
ML Mimarlık& Dekorasyon firması kurulalı henüz 4 yıl olmasına rağmen şu ana dek pek çok fabrika, ofis, villa ve daire projesine imza etti. Şu anda Acarkent?te, Beykoz?da, Şaşkınbakkal?da ve Demirciköy?de ev dekorasyon projeleri yürütüyor. Yüksek Mimar Emel Balcı?nın başarınsın ana sırrı, proje ve ise yaşayan kişileri yakından tanımaya çalışıyor, iş yeri ise firmayla ilgili sıkı bir araştırma yapıyor. Daha çok modern ve provence tarza yatkın ve onun stilini belirleyen en önemli kriter antasit rengi. ML Mimarlık&Dekorasyon firmasının sahibi Yüksek Mimar Emel Balcı başarılarının sırlarını ve gelecek hedeflerini Klass okurları için anlattı.
ML Mimarlık kurulalı dört yıl oldu ama çok hızlı adımlarla güzel bir noktaya geldi. Öncelikle şu aralar şu aralar yaptığınız projelerden bahsedebilir misiniz?
Dediğiniz gibi dört yıl aslında kısa bir süre ama biz o kadar çok çalıştık ki benim için uzun bir süre gibi geliyor. Biz bu zaman dilimi içinde çok keyifli projelerin altına imza attık. Fabrika, ofis, villa ve dairelerin iç dekorasyonunu yaptık ve yapıyoruz. Her şey gayet yolunda ve güzel gidiyor.
Peki sizi en çok heyecanlandıran projeler hangileri?
Aslında her projenin anlamı benim için farklı. Her yeni projeye sanki ilk işimi yapıyormuş gibi aynı heyecanla ve zevkle başlıyorum. Yürüttüğüm her proje benim için özel, benim için heyecanlı, benim için önemli. Konsept çalışmalar yapmak beni çok heyecanlandırıyor. En son olarak Maltiz Köfte restoran zincirinin konsept projesini biz hazırladık. Bundan sonra Maltiz Köfte restoran zincirine eklenecek her bir halka bizim hazırladığımız konsept proje dahilinde hazırlanacak. Konsept proje hazırlamak çok heyecan verici. Çünkü A?dan Z?ye o firmanın, o markanın görünüşü sizin ellerinize teslim ediliyor. O projede kullanılacak malzemeyi tamamen siz yönetiyorsunuz. Daha sonra sizin yapmış olduğunuz iş markayla özdeşleşiyor. Halihazırda şu anda da 2 ayrı firma için konsept projeleri çalışmalarımız da devam etmektedir.
İşinizin en keyif aldığınız noktası neresi?
Tasarlamış olduğum bir şeyin uygulama adımlarını izlemek ve nihayetinde o projenin bitmiş halini somut bir şekilde karşımda görmek işimden en keyif aldığım noktadır. Özellikle projemize sadık kalınıp birebir aynısının uygulanması beni çok mutlu eder. Çünkü o an hayalinizin gerçek olduğunu görebiliyorsunuz.
Siz uygulama sürecinde de birebir işinizin başındasınız değil mi?
Müşterilerimin isteklerine göre değişebiliyor. Mesela müşteri gelip sadece konsept projeyi bize hazırlatıp uygulamayı başka bir firmaya yaptırabiliyor. Kimi müşteri de hem projeyi hem de uygulamayı bize yaptırabiliyor. Ama başkasının projesini alıp uygulamıyoruz. Mutlaka işin yaratıcılık kısmı bizden çıkmalı.
BİR PROJEYİ HAZIRLARKEN GELECEĞİ DE DÜŞÜNÜYORUM
Bir projeye nasıl hazırlanıyorsunuz?
Eğer projesini hazırlayacağımız mekân bir ev ise öncelikle o evde yaşayan kişileri yakından tanıyoruz. Tam bir psikolog gibi o kişileri tahlil etmeye çalışıyoruz. Nelerden hoşlanırlar, sosyal yaşam tarzları, işi nedir, nasıl bir mekân hayal ediyor hepsini inceleriz. Kişilerin hayatlarını, zevklerini öğrenmeden onlara birebir istediklerini verme şansımız yok. Kişinin ne istediğini önce çok iyi öğreniyorum. Ardından ofise kapanıp kişinin beklentisine uygun proje hazırlıyorum. Çok şükür şimdiye kadar hiçbir olumsuz geri dönüş almadık. Projeye onay aldıktan sonra da uygulama sürecine geçiyoruz. Eğer proje bir işyeri projesi ise bu sefer de firmayı çok iyi tanımanız gerekiyor. Ne iş yapar, kaç kişi çalışır, nasıl bir yapısı vardır gibi her şeye dikkat ediyoruz. Ama birçok projeyi hazırlarken en çok dikkat ettiğim şey sadece o anki ihtiyaçları göz önünde bulundurmak. Mutlaka geleceği de düşünerek hareket ediyorum.
Karşılaşabileceğim istekleri göz önünde bulundurarak projeyi hazırlıyorum. Zaten bu bir mimarın en büyük özelliklerinden biridir. Bir ev yaptık ve bana dediler ki, ?Biz bu odada televizyon seyretmeyeceğiz? İnanın o hiç belli olmuyor. İki yıl sonra o odaya televizyon koymak isteyebilirler. Ben her ihtimale karşı o odaya televizyon için gerekli hatları ve kabloları çekerim. Televizyon en basit örneği. İki üç yıl sonra böyle bir ihtiyaç duyduğunda ve mekân bu ihtiyacı karşıladığında kişi ?Evet ben iyi bir mimarla çalışmışım? diyor. Ofislerde bu ayrıntılar çok daha fazla olabiliyor. O yüzden projeye başlamadan önce ileriye dönük neler olabilir diye üzerinde çok konuşuyoruz ve çok düşünüyoruz.
Görselliğin yanı sıra teknik ayrıntılar da büyük önem taşıyor değil mi?
Mutlaka ilk görünüşte her şey olması gerektiği gibi görünüyordur. Duvar kâğıdı güzeldir, sehpa güzeldir. Ama bir de işin teknik altyapısı var. Teknik altyapı çok önemli ve kullanmadan algılanabilecek bir şey değil. Bir mekânın iç dekorasyonunu yaptırırken inanın mimara ayrılan bütçe çok fazla değil. Mesela benim çalışma prensibimde bütçeye göre tasarımlar yapılıyor. Yani kişi bana başlangıçta bütçesini söyler ona göre hareket ederiz. Ama bütçeye uymak demek olmazsa olmazlarımızdan vazgeçmez anlamına gelmesin. Çünkü aynı görünen ama o kadar farklı kalitede malzeme var ki bunları seçerken belli bir standart sınırımız vardır. Belli bir kalitenin altına düşen malzemeleri asla projede kullanmam. Bunun dışında bizim belirlediğimiz kalite sınırında ve sınırın üstündeki her malzeme kabulümüzdür. Yani belirlediğimiz kalitenin üstüne çıkmak tamamen müşterinin kendi tercihidir. Ama belirlediğimiz asgari kalitenin altına inmesine biz asla izin vermeyiz. Çünkü o malzemeyi alıp uygulayacak olan benim ve kişi daha sonra kullandığında yaşadığı problemi bana yansıtacaktır. Gerekirse kârımdan zarar ederim yine de böyle bir uygulamanın içine girmem. Her zaman savunurum ilk intiba için ikinci bir şans yoktur, tüm projelerimi bu söze sadık kalarak hazırlarım.
Sizin tasarladığınız bir mekâna girdiğimizde evet bu mekânı Y. Mimar Emel Balcı veya ML Mimarlık&Dekorasyon yapmıştır diyebileceğimiz özel bir stiliniz var mı?
Antrasit renginin kullanımından o mekânın benim elimden çıktığını anlayabilirsiniz. Antrasit rengini her tasarımın içinde kullanıyorum. Hatta müşterilerim ?Acaba yine neler antrasit olacak? diye benimle şakalaşabiliyor bile. Hem çok spor bir renk, hem de klasikle çok güzel bir uyum sağlıyor. Nasıl kıyafette siyah ve beyaz joker renkse benim için de antrasit rengi dekorasyonda jokerdir. Antrasitin hem asil bir duruşu var hem de farklı tarzlarda kullanabiliyorum.
Peki kendinizi en çok hangi tarzlarla daha iyi ifade edebiliyorsunuz?
Kendimi daha rahat hissettiğim tarzlar modern ve provence tarzlardır. Avangard tarz çalışmaları da keyifle yaptığımı söyleyebilirim.
Hedefinizde nasıl bir projenin altına imza atmak var?
Otel projesi yaptım ama daha büyük bir otel projesini üstlenmek isterim. Bir de hastane projesi yapmak istiyorum. Bir doktorun, bir hastabakıcının, bir hastanın yerine kendimi koyarak güzel bir hastane projesini üstlenmek isterim. Dediğim gibi bizim işimizde ilk planda empati yapmanız lazım. O mekânda bulunan herkesin gözüyle mekâna bakabilmeniz lazım. Her karaktere dönüşebilmek zorundasınız. Uyum sağlamanız gerekiyor ki beklentileri sağlayabilesiniz.
?GENÇLERLE BİR ARADA OLMAK BANA AYRI BİR ENERJİ VERİYOR?
Çok yoğun çalışıyorsunuz ve bu çalışma temponuza rağmen üniversitede ders de veriyorsunuz. Ne zamandır hocalık yapıyorsunuz?
Yıldız Teknik Üniversitesi?nin bir daveti üzerine geçtiğimiz eğitim yılında birinci sınıfların ana derslerinden olan Mimari Proje dersine girdim. Birebir mesleğimle örtüştüğü için bu derslerin bana da faydası oluyor. Gençlerle bir arada olmak bana ayrı bir enerji veriyor. Onların öğrenme çabalarını görmek çok hoşuma gidiyor. Sahada çalışan bir profesyonel onlara uygulama yapabilecekleri imkânları da sunabiliyorum. Sadece kâğıt üzerine çizmekle olmuyor. Mimarlık sadece teoriyle anlaşılan bir şey değil. Alçıdan duvar çizersiniz, kolon çizersiniz ama bir de onu görmek lazım. Ben elimden geldiğince onlara işin pratik kısmını da göstermeye çalışıyorum. ?Bugün Acarkent?te villa projemde kırım çalışması yapılacak, kimler yardım edecek?? diye soruyorum ve içlerinden gerçekten mimarlık işine gönül vermiş birkaçını seçip şantiyeye götürüyorum. Çok işler yaptık onlarla. Tasarıma henüz sokmadım ama böyle bir şantiye deneyimi daha birinci sınıfta yaşamaları onlar için büyük bir artı. Çocuklar da bunun çok farkındalar ve sürekli teşekkür ediyorlar. Karşılıklı güzel bir eğitim yılı geçirdik. Gerçekten onlarla güzel anlaştık, çok güzel bir enerji doğdu aramızda.
Üniversitedeki derslere devam etmeyi düşünüyor musunuz?
Devam etmeyi çok isterim. Ben işimi çok seviyorum ve işimi aşkla yapıyorum. İnşallah derslerine girdiğim çocuklar da ileride benim gibi işlerini aşkla yaparlar. Mimarlık hep benim hayalim olan bir meslekti. Üniversite sınavında da tercihim sadece mimarlık üzerineydi. Çok şükür istediğim, sevdiğim bir işi yapıyorum. Bilgilerimi, deneyimlerimi gençlerle paylaşmak beni inanılmaz mutlu ediyor.
kaynak:klassmagazin
Haber :
Bu Haber 4981 defa okundu
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor