Uzman Vaiz Ergün 15 Temmuz'u anlattı..
Uzman Vaiz Ergün 15 Temmuz'u anlattı..
Karadeniz Ereğli İlçe Müftülüğü Uzman Vaizi Mehmet Ergün, "Bu büyük hadisede şehit düşen askerlerimize, polisimize, arkadaşlarımıza, yavrularımız, hepsi çok güzel yaptı. Halk da güzel görev yaptı. Emniyetin önündeydim o gece. Polis arkadaşlara şunu söyledim, burada var olmanız bizim cesaretimizi arttırıyor, ayrılmayın, dedim. Millet olarak elhamdülillah devletimizin yanındayız. Devletimiz varsa biz varız. Devletimiz yoksa biz de yok oluruz" dedi.
Ergün, Değişim Radyo'da yayınlanan ve Özgür Barış tarafından sunulan Özgürce programında, 1965 Trabzon doğumlu olduğunu,1988 İzmir İlahiyat mezunu olduğunu, 14 yıldır Ereğli'de vaiz olarak görev yaptığını söyledi.
Kedilerin bile su içtiği tasa hürmet gösterdiğini, hacetini yapmak için kuma gittiğini ifade eden Ergün, memleketin yıllarca ilkokulunu, ortaokulunu, yüksek tahsilini, memleketin imkanlarıyla yapanların aklını kiraya verdiği için kahpe bir iradeye özgür iradesini satabildiğini, demokratik yollarla atanan yetkililere itaatsizlik ettiğini söyledi.
Her şeyden önce Allah'ın 'Hainlerden tarafa olmayınız' buyurduğunu ifade eden Ergün şöyle konuştu:
"Hiçbir zaman için babamız bile olsa hainden yana olamayız. Kur'an temel olarak şunu ifade eder, söyleyecek olduğunuz zaman doğruyu söyleyiniz. Yakınınızın aleyhine dahi olsa. Cumhuriyetten önce asırların devleti olan Osmanlı'nın bakiyesiyiz. Dünya hakimiyeti sürmüş bir devlet. Onun bakiyesi olduğumuz için bunu bilen güçler, içimizi iradesi zayıf, düşünceden yoksun insanları ayarlar, besler, yüksek konumlara konumlandırır. Zamanı gelince kullanır.
O ecdadımız ki iki suça idam cezası vermiştir. Osmanlı'da iki suç tereddütsüz idam nedenidir. Birincisi devlete ihanet, ikincisi baharat ve gıda maddelerine karışım, hiledir. İkisi de bir şeyi yok etmenin peşindedir. Devlete ihanet devleti yok etmeye yönelik bir ihanettir. Gıdaya yönelik hileler de insana yöneliktir, zehirler, bir sürü olumsuz etkileri olur. Devlet ve gıda maddeleri önemli hususlardır.
Biz Müslümansız, İslam diyarında yaşıyoruz. Bunun kıymetini bilmeliyiz. İçimizde iradesi çok güçlü olan insanlarımızın ve Cenabı Allah'ın yardımıyla böyle bir badireyi burnumuz kanamadan, şehitler vermekle birlikte, hainlerin boyutuna bakılacak olursa neredeyse sıfır ziyanla atlattık. Çünkü muazzam bir hıyanet. Kökü dış güçlere dayanan hain bir plan."
Bugün bir ineğin kurban edilmesi halinde yedi hisseye bölünebildiğini ifade eden Ergün, "Hainler başarabilseydi, ülkemiz 16 temmuz sabahı 22 kişinin paylaştığı bir ülke olacaktı. Cenabı Hak Teala'ya hamdu senalar olsun. Vatan millet sevdalısı milletimiz bedenleriyle tonlarca ağırlıkta tankların altında duruverdi. Elinde sadece bir bayrak vardı. Ama iradesini ortaya koydu, siz kimsiniz, nesiniz, bir devlet memurusunuz. Ekmeğini yediğiniz millete ihanet edemezsiniz, bu emri size kim verdi dediler. Elhamdülillah Cenabı Hakkın inayetiyle başardık.
ESAT COŞAN'IN 28 YILLIK UYARISI...
1990 tarihinde bu devletin ekmeğini yiyen bir akademisyen, bilahere yurt dışında karanlık bir trafik kazasında hakkın rahmetine kavuşan Esat Coşan Hoca, 5 Mayıs 1990'da bir makale kaleme alıyor. Harfiyen okuyorum.
' İslamda cemaatle beraber olması tavsiye edilir. Cemaatle beraber olmak, hakla, hakikatle beraber olmaktır. Tek başına bile olsa hakikatle beraber olan cemaattir. Hakikatten kopmuş olanlar milyonlarca bile olsa tefrikadadır. Ayrıcalıktadırlar. Bugün maalesef tüm İslam alemi emperyalist güçlerin sultası altındadır. Kuş uçurtmaz, takip ederler. Hem de kendisi takip etmez. Amerika seni John'la, Schmidt'le takip etmez. Adı senin benim gibi olan müslümanla takip eder. Canına okur. O milletin içinden çıkmış hain vasıtasıyla takip eder, o millete en büyük zararı kendi içinden çıkmış insanlarla yaptırır. Parayla satın alır, ajan yapar, kullanır. Herkese ajan demiyoruz. Metot bilmediğinden, ilimden uzak olduğundan emperyalist onu kullanır fark etmez. Sahte birtakım insanlar var, topluyorlar insanları etraflarında, ondan sonra onları toptan satıyorlar. Götürüyorlar olmadık yere bağlıyorlar. Mümin feraset gözüyle onları anlayabilmeli, hizmet ediyorum diyen organizasyonları irfan terazisinde güzelce tartmalıdır.
Böyle bir takım insanlara körü körüne bağlanmayın. Her birinize istiklal tavsiye ediyorum. Hür olun, hizmeti kendiniz tespit edin yapmaya çalışın. Emperyalistlerin türlü oyunları var. İslam bir kimsenin hizmetiyle yürüyecek hale gelirse, o kimseyi yok ederler, öldürürler, satın alırlar, tehdit ederler. Öyleyse hizmeti yaygınlaştırmak lazım. Herkesin lider olması lazım. Tek lider, vazgeçilmez insan diye bir şey olmaz. Niye Filistinli çocuklarla başa çıkamıyorlar? Çünkü hepsi lider. Bir lidere, tek hocaya, tek kişiye bağladığı bir yığın insanı bir üzüm salkımını sapından tutar gibi istedikleri yere götürürler. Onun için teşkilat kurduruyorlar, başına kendi adamlarını hain bir kimseyi koyuyorlar. Öteki insanların hepsini üzüm salkımı gibi oraya buraya götürüyorlar. Müsaadeli, ağabeyli, bilmem neli hizmet olmaz. Kimseye tabi olmayın. Bana da tabi olmayın. Bana tabi olursanız beni sıkıştırırlar, şu adamlarına şöyle yaptırın derler. Allah'ın emrine, İslam'a tabi olun, ona hizmet edin. Tek başına olsanız bile hakla beraber olun. O zaman İslam kalkınır. Başka türlü kalkınamaz.
Birlik beraberlik organizasyon bozulmasın diyorlar. Her biriniz İslamiyet için kendinizin dünyada kalmış tek adam olduğunuzu düşünün. Ama senin gibi aynı hedefe yürüyen başka insanlar varsa onlarla da işbirliği yapın. Yapmazsa silkele at be. Sen onu sırtında taşımak zorunda mısın? Beni sırtında taşımak zorunda mısın? Kimse kimseye hürriyetini vermesin, hürriyet aziz şeydir, insan ancak Allah'a kul olmalıdır.'
Bu yazı 1990 tarihinde yazılan bir makale. O dönemde hisseden, bilen anlayan, ilim irfan sahibi değerli bir büyüğümüz o geceyi okumuş bakarsanız. Birinin iradesini teslim almak suretiyle yığınla insanı üzüm salkımının sapından tutar gibi şifrelerle, telefonlarla kendi devletini, kendi milletini, kendi devlet başkanını, kendi komutanını dinlemeyen insanlar neredeyse milleti en büyük felakete sürüklüyorlardı."
"DEVLETİMİZ VARSA BİZ VARIZ"
Ergün, kendisinin 15 Temmuz akşamı Emniyet Müdürlüğü önüne gittiğini dile getirerek şunları anlattı:
Genelkurmay başkanı bu milletin namusudur. Genelkurmay başkanını tutup yatıracaksın, ters kelepçe takacaksın, kuvvet komutanını tekmeleyeceksin, onu bunu vuracaksın ama iradesi güçlü, helal süt emmiş insanlar var bu memlekette. Ne diyor: tarihi bir görev emrediyorum bunu yapacaksın diyor. Ömerler çıkıyor, bu millete kahbelik kusanları orada leşe çeviriyor. Bu büyük hadisede şehit düşen askerlerimize, polisimize, arkadaşlarımıza, yavrularımıza; hepsi bizim çocuklarımız yaşında. Hepsi çok güzel yaptı. Halk da güzel görev yaptı. Emniyetin önündeydim o gece. Polis arkadaşlara şunu söyledim, burada var olmanız bizim cesaretimizi arttırıyor, ayrılmayın, dedim. Millet olarak elhamdülillah devletimizin yanındayız. Devletimiz varsa biz varız. Devletimiz yoksa biz de yok oluruz. Meşru devletine inanmayan, güvenmeyen, kösteklik eden kimse, Kur'an sözüyle söylüyorum, 'Allah'a, peygamberine ve ul'ül emre itaat ediniz' buyurmaktadır Cenabı Allah.
"ŞEHİT, ŞAHİT OLAN DEMEKTİR!"
Barış'ın dini açıdan bu olayın anlamını sormasını üzerine Ergün şöyle konuştu:
"Perşembe günü Siteler Camii'nde, Cuma namazı sonrasında müftülüğün bir ana programında Kur'an okundu, sohbet edildi, dualar edildi. Bugün radyoda program yapıyoruz. 15 Temmuz'da tüm camilerde, anıt önünde tüm kurumlarımızın, kaymakamlık belediyemiz ve müftülüğümüz organizasyonunda muazzam programlar yapılacak. Bütün halkımız oraya davetlidir.
Dini açıdan dediniz. İbadet demek özgürlük demektir. Özgür olmayan insan oruç tutabilir mi? Köleye tutma derler tutamaz, namaz kılma derler kılamaz. Özgürlüğün bedeli şahadettir. Bu özgürlüğü bize armağan eden şehitlerimiz en aziz parçalarını bize armağan ettiler. İslam'da peygamberlikten sonra en büyük mertebe şehittir. Şehit demek, şahit olmak demektir. Gerek ölüm anında, gerekse ahret yurdunda kavuşacağı muazzam iltifatların yüceliğine şahit olacağı için kendisine şehit denilmiştir. Şehitlerin günahlarını Allah affetmiştir. Borçları varsa onları Cenabı Allah tekeffül etmiştir. Diyelim ki bir şehit üzerinde insan hakkıyla öldüyse, Cenabı Hak onu garanti ediyor, onu veriyor. Ona diyor ki, cenneti mi istersin, şehitteki üç beş kuruşu mu? Onun için şehitler ölmez deriz. Kur'an Allah yolunda öldürülenler için öldü demeyiniz. Onlar hayattadır siz bilemezsiniz diyor.
Hatırlarsınız merhum Denktaş Kıbrıs Türk Devleti Cumhur reisi anlatıyor. 1974 barış harekatında kayseri indirme taburundan askerlerimizi karşılama amacıyla tarlalara gidiyorum, hoş geldiniz diyorum. Nasıl geçti diyorum. Asker diyor ki, uçaktan atılır atılmaz beyaz atlı gibi bir şeyler bizi alıverdi. Evladım korkma, biz İnebahtı savaşında şehit olanlarız. Korkma Allah ve biz sizlerle beraberiz demiş. Merhum Denktaş bunu gözyaşları ile anlatıyor. İnanırsanız iman edersiniz diyor."
"ÜMMETİN TÜRK MİLLETİNE İHTİYACI VAR"
Bu milletin muazzam bir bakiye üzerinde bina olunduğunu ifade eden Ergün, "Mekke Medine'den sonra en fazla sahabinin meftun olduğu toprak Türkiye topraklarıdır. Diyarbakır'da, İstanbul'da, birçok yerde peygamberimizin ashabı vardır, mihmandarı vardır, misafir edeni vardır. Özellikle İstanbul ayağının ağır basması derin meselelerdir. Bunlar öteden beri kinlenenlerin planlarıdır. İstanbul Türkiye'nin kalbi gibidir. İstanbul bize Fatih Sultan Mehmet ecdadımızın bize bıraktığı emanettir, namustur. Özellikle İstanbul'da yoğunlaşmaları şunu ifade ediyor, akıl dışarıdan geliyor, işportacıları içeriden. Cenabı Allah milletimizi var etsin. Ümmetin Türk milletine çok büyük ihtiyacı var. Koca Avusturya 4 bin mülteciye ekmek yemek veremedi, banyo yaptıramadı. Şu millet yedi yıldan beri 4 milyon Suriyeliye ekmek vermektedir. Suriyeli değil, Hindu dahi olsaydı bizim devletimiz, milletimiz mazlum mu ona bakarak ekmek verirdi" dedi.
Gavurun işinin çelme takmak olduğunu ifade eden Ergün, "Müslümanın çelmeyle işi olmaz, Müslüman istikamet sahibidir. Cenabı Allah buyuruyor ki İman et ve Müstakim ol. Yamuk olma. Doğru ol Cenabı Allah yardımcın olacaktır" diye konuştu.
Ergün, programda şehitlerimizi Cenabı Allah'ın rahmetiyle andığını belirterek, Bedir'den, Çanakkale'ye, 15 Temmuz'a kadar tüm şehitler için Fatiha okudu.
Haber : H Aksakal