SİVİL TOPLUM

YARGI ERKİ BAĞIMSIZ OLMALI&8230;

2011-2012 Adli Yılı&8217;nın başlaması nedeniyle Ereğli Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi.

Abone Ol
2011-2012 Adli Yılı’nın başlaması nedeniyle Ereğli Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi.
Törene Kdz. Ereğli Cumhuriyet Başsavcısı Zülkarneyn Kısık, CHP İlçe Başkanı Hayrettin Kartal ve avukatlar ile birlikte belediye yetkilileri.
Anıta çelenk konulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan törende konuşan Hukukçular Derneği Başkanı ve Zonguldak Barosu Ereğli Temsilcisi Av. Tayyar Kartal, adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerektiğini söyledi.
Avukat Tayyar Kartal, şöyle konuştu: Geride bıraktığımız adli yıl içerisinde yitirdiğimiz değerli meslektaşlarımızı rahmetle anıyorum. Ne yazık ki bundan önce de her adli yıl açılışında yinelediğimiz sorunlar büyük ölçüde devam etmektedir. Hatta üzülerek söyleyebiliriz ki, artarak devam etmektedir. Bunları bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunmak ve bunlara çözüm aramak durumundayız. Bu bizim en temel görevlerimizdendir. Adalet, bir toplumda en üstün değerdir ve bu nedenle de vicdanlarda en üst düzeyde özümsenmesi gerekir. Adalet, toplumların geleceğinin de en önemli güvencesini teşkil etmektedir. Adaleti sağlamakla görevli olan kurum yargıdır.
Özgürlükçü demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin en büyük güvencesi olan, her türlü iç ve dış etkenlerden arınmış, tam bağımsız yargı sisteminin oluşması gereği hayati bir öneme sahiptir. Hukuk devleti olmanın, başka bir ifade ile hukukun üstün tutularak, yaşamın her alanında egemen kılınmasının olmazsa olmaz koşulu, yargı erkinin, görevini yaparken bağımsız, yansız ve güvenceli olmasıdır. Bunu sağlamanın yolu da yargı erkinin, diğer iki erkin, yani yasama ve yürütme erkinin hatta günümüzde dördüncü bir erk olarak görülmeye başlanan basının etki alanından uzak tutulması, yasama ve yürütme erklerinin alt ya da üst derecesinde değil, ancak eşiti bir konumda bulunması ile mümkün olduğunun net bir biçimde algılanmasıdır. Yargı bağımsızlığı, yargı tarafsızlığının da en temel koşuludur. Bağımsız olmayan bir yargı siyasallaşır ve tarafsızlığını yitirir ki bu da bir toplum için en büyük tehlikedir. Yargının tarafsızlığı konusunda, devam eden soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili olarak, başta yürütme ve yasama organı mensupları olmak üzere, medyanın ve her kesimin hassasiyet göstermesi, yargısal sürece müdahale girişiminde bulunulmaması, masumiyet ilkesinin ihlal edilmemesi, yargısız infaz anlamına gelebilecek davranışlardan mutlaka kaçınılması gerekmektedir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı kavramlarını yalnızca Hâkimler ve Cumhuriyet Savcıları açısından düşünerek ele almak büyük bir eksikliktir. Yargı bağımsızlığı, hakim ve Cumhuriyet savcıları kadar avukatların bağımsızlığını da gerektirmektedir
Oysaki güçlü ve bağımsız bir yargı için güçlü, güvenceli ve bağımsız bir savunma, hayati öneme sahiptir. Güçlü yargı için güçlü savunma, bağımsız yargı için bağımsız savunma gereklidir. Bunun böyle algılanması gerekir. Güçlü savunma için de Avukatlık Teminatı kavramının terminolojiye yerleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Başta ekonomik ve sosyal güvenceler olmak üzere, üstlenilen ağır sorumluluklara denk hak ve yetkilerin avukatlara sağlanması gereği kaçınılmazdır. Zamanınızı almamak adına bu hususları tek tek saymak istemiyorum. Bunlara farklı platformlarda ayrıntılı olarak değinebiliriz. Gerek mevzuat gerek uygulamadaki aksaklıkların acilen giderilmesi gerekmektedir. Şu bilinmelidir ki, Avukatlara sağlanmasını istediğimiz hak ve güvenceler, hakimlerin güvencesi kadar önemli ve gereklidir. Bu kavramlar, Avukat ve hâkimler için birer ayrıcalık olmayıp, bağımsız ve tarafsız bir yargı için şart olup, yargılananlar için adil yargılanma hakkının güvencesini teşkil etmektedir. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nin 6. maddesi, adil yargılanma hakkının en önemli unsurunun bağımsız ve tarafsız yargı olduğunu hükme bağlamıştır.
Toplum tarafından yargıya güven duyulması toplumsal huzurun sağlanması ve birey hak ve özgürlüklerinin korunması açısından oldukça önemlidir. Yargıya güven duyulması, yargısal sürecin hızlı, adil, tarafsız ve yasalara uygun olması ile bağlantılıdır. Bu bağlamda yargı sistemimizle ilgili olarak bazı sorunların çözümü gereklidir. Bu sorunlara da kısaca değinmek istiyorum. Ceza soruşturma ve kovuşturmaları ile ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde de ülkemiz yönünden en sıkıntılı konulardan birisi haline gelmiş bulunan, tutukluluk sürelerinin, adeta yargısız infaz sayılabilecek derecede uzaması, bu konuda yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden karar verilmesi, yasal olmayan ya da yasayla öngörülen koşullara tam olarak uyulmadan yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması gibi temel hak ve özgürlüklerle doğrudan ilişkili usule aykırı işlemler yargıya olan güveni büyük ölçüde zedelemektedir.
Cezaevlerinde kapasitenin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunması, tutuklu sayısının hükümlü sayısından daha fazla olmasının toplumun her kesimi tarafından eleştirildiğini ifade eden Kartal, konuşmasını şöyle sürdürdü: Yargılama sürecinin hızlandırılması ve sürecin yargı bağımsızlığına uygun biçimde yürütülebilmesi için tamamen yargıya bağlı adli kolluk gücünün ve adli tebligat memurluğunun oluşturulması büyük yarar sağlayacaktır. Hukuk yargılamasında dava harç ve giderlerinin, kişilerin hak arama hürriyetlerini kısıtlayacak kadar yüksek olması önümüzde duran ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Uyuşmazlıkları önleyici nitelikteki tedbirlerin etkin hale getirilmesi ve alternatif çözüm yollarının bir an önce gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Ceza infaz sisteminin geliştirilip iyileştirilmesi, Avrupa Birliğine uyum sürecinin gerektirdiği mevzuat çalışmalarının sürdürülmesi gerekmektedir. Yargıya güven konusunda bir başka husus da hiç şüphesiz fiziki alt yapı ile ilgilidir. Yargı, adaleti sağlamaktadır ve adalet saraylarında faaliyet göstermektedir. Adaletin sağlandığı mekanlar, misyonuna ve adına uygun fiziki şartlara sahip olmalıdır. İlçemizde faaliyet gösteren adliyemiz hiç şüphesiz yeterli fiziki şartları sağlamamaktadır. Ancak, ilçemize yeni adalet sarayının yapılacak olması, hiç şüphesiz hepimiz için sevindirici bir gelişmedir
Yeni adli yılın hayırlı olmasını dileyen Kartal, Sorunlar sarmalı içerisinde kaybolup giden ya da sorunları içselleştiren bireyler olmak yerine, ayakları üzerinde dimdik durabilen, yetkin ve etkili birer hukukçu olarak topluma güven duygusunu hissettirmek ve sorunların çözümü noktasında çaba sarf etmek, biz avukatların ve tüm yargı mensuplarının asli sorumluluğu olsa gerek, Hukuku meslek ve özel yaşamlarında ilke edinmiş saygıdeğer meslektaşlarım, Yeni adli yılın hepimize hayırlı olmasını diler, bu vesileyle hepinize saygılar sunarım”.

Haber : 

Abone Ol